Türkiye'nin taleplerine rağmen iade edilmeyen FETÖ elebaşı Fetullah Gülen öldü. Gülen'in ölüm haberini, kendisine yakın Herkül sitesi duyurdu. FETÖ elebaşının; demans, şeker ve kalp gibi birçok hastalığı olduğu belirtildi. Ensonhaberin haberine göre, 15 Temmuz darbe girişiminin baş ismi Fetullah Gülen'in ölümünün ardından yerine Suat Yıldırım ya da Mustafa Özcan'ın geçmesi bekleniyor.

FETULLAH GÜLEN'İN YERİNE ÖRGÜTÜN BAŞINA KİM GEÇECEK?

Gülen'in ölümünün ardından akıllara gelen ilk soru Fetullah Gülen'in yerine kimin geleceği sorusu oldu.

Gülen'in ölümünden önce yerine geçecek ismi belirlendiği yönünde iddialar gündeme geldi.

300-400 MİLYON DOLARLIK SERVETE SAHİP

Türkiye'den giden milyarlarca liralık maddi gelir kesilip eleman devşiremese de, örgüt hala dünya çapında okul ve gayrimenkullerle 300-400 milyon dolarlık bir servete sahip.

LİDERLİK İÇİN İKİ İSİM ÜZERİNDE DURULUYOR

Örgüt içinde bu paranın kimin kontrolüne geçeceği, Batı'daki örgüt içi atamaları kimin yönlendireceği konusundaki kavgalar daha önce kamuoyuna yansımıştı. Gülen'in yerine Suat Yıldırım ya da Mustafa Özcan'ın geçeceği iddia ediliyor.

CHP Lideri Özgür Özel, parti içi tartışmalara son noktayı koydu: Bu tartışmayı bitiriyorum CHP Lideri Özgür Özel, parti içi tartışmalara son noktayı koydu: Bu tartışmayı bitiriyorum

FETÖ'CÜ SUAT YILDIRIM KİMDİR?

Suat Yıldırım, Fetullah Gülen ile 1960'larda Edirne'de aynı evi paylaştı. Örgütün kuruluş yıllarından beri örgüt faaliyetleri içinde oldu.

Örgütün "Başyüceler" ya da "istişare heyeti" de denilen bu kurulun üyelerinden Suat Yıldırım, 1964'te Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden mezun oldu.

Bir süre Diyarbakır'da müftü yardımcılığı yaptıktan sonra Edirne'ye il müftüsü olarak atanan Yıldırım, burada tanıştığı FETÖ elebaşı Gülen ile aynı evde kalmaya başladı.

Yıldırım, 1968'de Atatürk Üniversitesi'nde asistan oldu. Çeşitli üniversitelerdeki çalışmaları sonucunda profesörlüğe kadar yükselen Yıldırım, kuruluş yıllarından itibaren FETÖ'nün faaliyetleri içinde yer aldı.

SÖZDE TAYİN HEYETİ İÇİNDE YER ALIYOR

Bir dönem örgütte olan Çetin Acar, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminden bir gün önce açılan ve kamuoyunda "FETÖ çatı davası" olarak bilinen davanın iddianamesine giren beyanında "örgütün üst kurullarınca alınan kararların Yıldırım tarafından incelendiğini" ifade etti.

Yine bir dönem örgütte yer alan Nurettin Veren de Yıldırım'ın örgütün her türlü tayin, terfi ve yönlendirmesinin değerlendirildiği "tayin heyeti" içinde yer aldığını belirtti.

Aynı davada gizli tanık "Kasırga" ise Yıldırım'ın direkt örgüt elebaşı Fetullah Gülen'e bağlı olduğunu, onun arasında bulunduğu örgüt mensubu bir grubun Türkiye'de yapılan tüm toplantılara Gülen adına başkanlık ettiklerini ve aldıkları talimatları alt kademelere ilettiklerini anlattı.

FETÖ'CÜ ADİL ÖKSÜZ'ÜN FAKÜLTESİNİN DEKANLIĞINI YAPTI

Yıldırım, 1993-1995 yıllarında Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi dekanlığı yaptı. FETÖ'nün 15-16 Temmuz 2016 gecesi Akıncı Üssü'nden darbe girişimini yöneten, yakalandıktan sonra serbest bırakılan ve o günden bu yana halen aranan örgütün sözde "TSK imamı" Adil Öksüz, Yıldırım'ın görev yaptığı dönemde bu fakülteye akademisyen olarak adım attı.

Fetullah Gülen'in operasyon ekibi içinde yer aldığı, örgüt içerisinde görüşlerine değer verilen ve örgüt üzerinde etkisi bulunan kişiler arasında yer aldığı belirlenen Yıldırım, örgüte müzahir kuruluşların etkinliklerinde sıkça konuşmacı olarak boy gösterdi.

SUAT YILDIRIM HAKKINDAKİ DAVALAR

Suat Yıldırım, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının "FETÖ çatı davası" ile İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının FETÖ mensuplarının "futbolda şike" soruşturmasında kumpas kurduğu gerekçesiyle 108 kişiye açtığı davanın firari sanıkları arasında.

"Futbolda şike" soruşturması dava dosyasında beyanlarına yer verilen gizli tanık "Güneş", "şike soruşturması" başlamadan önce, kapatılan Zaman gazetesinde Yıldırım ile Şerif Ali Tekalan, gazetenin Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı, Samanyolu Yayın Grup Başkanı Hidayet Karaca, eski milletvekili İlhan İşbilen ve Mehmet Ali Şengül'ün toplantı yaptığını söyledi.

Ankara'daki davada ağırlaştırılmış müebbet, İstanbul'daki davada ise 78 yıla kadar hapis istemiyle yargılanan Yıldırım, 4 Eylül 2015'te yurt dışına kaçtı.

FETÖ'CÜ MUSTAFA ÖZCAN KİMDİR?

1975 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde vaizliğe başlayan Mustafa Özcan, 1977'de müftü yardımcısı olarak atandığı İzmir'de elebaşı Gülen ile tanıştı.

O günden sonra örgüt hiyerarşisinde yer alan Özcan, 1992'de vaiz olarak görevlendirildiği Kartal'da aynı zamanda örgütün "İstanbul imamlığı"nı yaptı.

Kısa sürede FETÖ içerisinde hızla yükselen Özcan, daha sonra "hususi hizmetler" kapsamında Hava Kuvvetleri Komutanlığı imamlığı, ardından Balkan ülkeleri imamlığına getirildi.

Özcan, sık sık Pensilvanya'ya giderek örgüt elebaşının talimatlarını aldı ve 2003'te "Türkiye imamı" oldu.

Diyanet İşleri Başkanlığındaki görevinden 2006'da emekli olan Özcan, ardından örgütün finans kaynaklarından Kaynak Holding'de Yönetim Kurulu Başkanlığı yaptı. Bu görev adı altında Türkiye'deki para havuzunu kontrol eden Özcan, aynı zamanda FETÖ tarafından hedef alınan, kamuoyunun yakından tanıdığı isimlere kurulan kumpasları yönetti.

KUMPAS SORUŞTURMASININ PLANLAYICISI

Özcan, örgütün emniyet mahrem imamı "Kozanlı Ömer" kod adlı Osman Hilmi Özdil ile Balyoz, Ergenekon, İzmir casusluk davaları ile 17/25 Aralık kumpas soruşturmalarını planladı.

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nce karara bağlanan "FETÖ çatı davası" iddianamesinde, Özcan'ın örgüt mensupları da dahil çok sayıda kişinin özel hayatına ilişkin bilgi ve görüntüleri gerektiğinde kullanmak üzere arşivlediğine yer verildi.

Bu faaliyetlerinden dolayı örgütün sözde tayin ve atamaların yanı sıra kumpas operasyonlarının detayı ile para akışı gibi konular Özcan'ın sorumluluğuna verildi.

Ayrıca dünyanın birçok yerinden Pensilvanya'ya gönderilen örgütün mali kaynaklarını, kendine yakın kişilere aktardığı ortaya çıkan Özcan'ın hedef alınması üzerine devreye giren elebaşı Gülen, yolsuzluk tartışmalarının üstünü kapattı.

ZAMAN GAZETESİ

Kapatılan Zaman gazetesinin eski yayın yönetmeni Hüseyin Gülerce, mahkeme dosyasına giren beyanında, Özcan'ın örgüt içerisindeki gücüne dikkati çekmek için "Örgüt içinde bu arkadaşa (Mustafa Özcan) kim toslamışsa hepsi gitmiştir. Mustafa Özcan'a toslayıp da ayakta kalan kimse olmamıştır." ifadesini kullandı.

Uzun yıllar örgüt içerisinde bulunan yazar Latif Erdoğan da dava dosyasına giren beyanında Özcan'ın, Gülen'den sonra örgütün ikinci adamı olduğuna dikkati çekerek, "Özcan, Gülen Amerika'ya gittiği ilk günden itibaren Türkiye'deki yapının organizesini yapar. Ayrıca mali anlamda da kasadır. Örgütte bulunmadığı mevki yoktur." dedi.

Çatı davası kapsamında tanık olarak dinlenen örgütün eski emniyet imamı Kemalettin Özdemir ise Özcan'ın Gülen'in gölgesi gibi hareket ettiğine işaret ederek, "Gülen hakkında yurt içinde ve yurt dışında açılan davaların ve mali işlerin takibinden, basın ve yayından, Gülen'in kitaplarının basılıp dağıtılmasından, yurt dışı ve yurt içi faaliyetlerin yürütülmesinden sorumlu, 'başyüceler divanında' en yetkili şahıstır." değerlendirmesini yaptı.

Bir diğer tanık gazeteci Nurettin Veren, Özcan'ın FETÖ adına Türkiye genelinde mali konularda en yetkili kişi olduğunu, para koordinasyonunun sadece onunla Gülen arasında yönetildiğini vurguladı.

GÜLEN'DEN SONRA ÖRGÜTTEKİ EN ETKİLİ KİŞİ

Savcı Serdar Coşkun'un hazırladığı "FETÖ çatı iddianamesi"nde Özcan'ın, Gülen'in ilk talebelerinden ve ondan sonra gelen ikici isim olduğu, mütevelli heyeti içerisinde yer aldığı ifade edildi.

Firari Mustafa Özcan hakkında, "silahlı terör örgütü yöneticiliği" ve "anayasal düzeni ihlale teşebbüs" başta olmak üzere birçok suçtan yakalama kararı bulunuyor.