24 Temmuz’da yaptığı açıklamada Fransa’nın Filistin’i tanıma kararını duyuran Cumhurbaşkanı Macron, bu tutumun “Orta Doğu’da barışa katkı sağlama sorumluluğu”ndan kaynaklandığını belirtti. Karar, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’a mektupla da iletildi.
“Kalıcı barışa bağlıyız”
Malta Başbakanı Robert Abela da sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, ülkesinin Eylül ayında Filistin Devleti’ni tanıyacağını açıkladı. Abela, bu kararın “Orta Doğu’da kalıcı barışa olan bağlılıklarının güçlü bir işareti” olduğunu söyledi.
Fransa’nın bu adımı, başta İsrail ve ABD olmak üzere bazı ülkelerin tepkisini çekti. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu kararı “terörü ödüllendirmek” olarak nitelerken, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ise tanımanın “Hamas propagandasını besleyeceğini” savundu.
AB’de tanıma dalgası büyüyor
Avrupa Birliği’nde Filistin’i tanıma eğilimi hız kazanıyor. İsveç’in 2014’te ilk adımı atmasının ardından son bir yılda İspanya, Norveç, İrlanda, Jamaika, Ermenistan ve Slovenya da Filistin’i tanıma kararı aldı. Fransa ve Malta’nın da resmi olarak bu listeye katılmasıyla Filistin’i tanıyan AB ülkesi sayısı 12’ye ulaşacak.
147 BM üyesi Filistin’i tanıyor
Temmuz 2025 itibarıyla Birleşmiş Milletler’e üye 193 ülkeden 147’si Filistin’i bağımsız bir devlet olarak tanımış durumda. Fransa, İngiltere ve Malta’nın da resmen bu gruba katılmasıyla sayının daha da artması bekleniyor.
Tanıma ne ifade ediyor?
Filistin’in tanınması, 1967 sınırları temelinde — Batı Şeria, Gazze Şeridi ve Doğu Kudüs dahil — bağımsız ve egemen bir devletin kabul edilmesi anlamına geliyor. Aynı zamanda tanıyan ülkeyle Filistin arasında tam diplomatik ilişkilerin kurulmasına zemin hazırlıyor. Bu adımlar, Filistin’in uluslararası alandaki meşruiyetini ve siyasi temsil gücünü güçlendiriyor.