HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, siyasetteki son gelişmeleri, ortak aday ve üçüncü ittifak tartışmalarına ilişkin Cumhuriyet’e konuştu.

Sancar, Millet İttifakı'yla ortak aday ve 3. İttifaka ilişkin dikkat çeken değerlendimelerde bulundu. 

3. İttifakın ezilen kesimlerin ortak mücadelesi olduğunu söyleyen Sancar, "Demokrasi İttifakı’nın temelini en geniş mağdur, mazlum ve ezilen kesimlerin ortak mücadelesi oluşturuyor" dedi.

Sancar,  ortak aday fikrine, her zaman diyaloğa ve müzakereye açık olduğunu söyleyerek, "Ne zaman başlayacağı bize bağlı değil. Bu durum, ittifakla hareket edeceği öngörülen diğer partilerin nasıl hareket edeceği ve bu konuya nasıl cevap vereceği ile ilgili mesele. ifadelerini kullandı.

Sancar'ın açıklamalarından satır başları şu şekilde:

- Üçüncü ittifak tartışmalarına bakışınız nedir, bu ittifak neyi hedeflemeli?

Demokrasi İttifakı’nın temelini en geniş mağdur, mazlum ve ezilen kesimlerin ortak mücadelesi oluşturuyor. Bu hedefi ilk dile getirdiğimizde çok fazla yankı bulduğunu söyleyemem. Ama zaman içerisinde iktidarın politikasının daha da sertleşmesi, kullandığı araçların niteliği ve yoksulluğun yaygın bir hal alması, ortak mücadele ihtiyacının ne kadar önemli olduğunu gözler önüne serdi. Demokrasi İttifakı şüphesiz sadece seçime odaklı bir ittifak arayışı değil ama seçim söz konusu olduğunda, onu kapsayacak bir niteliğe de sahip. Önemli ve yakıcı konularda bir arada mücadeleyi esas alan çağrımızın, seçimlerin gündeme geldiği bu dönemde onu içerecek bir formasyonu da kapsaması kaçınılmaz. Parlamento seçimlerine dönük bir üçüncü ittifak arayışımız, bu konuda çalışmalarımız olduğunu söyleyebilirim.

'KIRILMAYA DİKKAT EDİLMELİ'

- Cumhurbaşkanlığı seçimine yönelik nasıl bir politika izleyeceksiniz? 

Farklı bir yol öneriyoruz. Millet İttifakı da dahil bütün muhalefet partileriyle belli bir zeminde müzakere etmek istiyoruz. Seçimlere kadar özgürlükleri yok etmek ve muhalefet güçlerini sindirmek amacıyla pek çok adaletsizlik yaşanabileceğini, kirli oyunlar oynanabileceğini, iktidarın bu konuda pek çok hamle yapabileceğini öngörüyoruz. İktidar, çok çeşitli manevralarla toplumu germeyi sürdürecek, bu politikayla demokrasi güçlerini, muhalefet çevrelerini birbirleriyle çatışma içine sokmayı hedefleyecektir. Seçim güvenliği konusunda da ortak çalışma öneriyoruz. Güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş konusunda biz de muhalefetle aynı şeyleri düşünüyoruz ancak eskinin tekrarını veya ufak tefek düzeltmelerle yeniden uygulanacağı bir sistemi kabul etmiyoruz. Muhalefete, güçlü demokrasi, kalıcı barış ve gerçek adalet şeklinde üç başlıkla bir müzakere önerisinde bulunuyoruz. Bu konularda tümüyle bir mutabakat oluşursa muhalefetin ortak aday fikrine açığız. Esas dikkat etmemiz gereken şey, ayrıştırma politikalarının toplumda yaratabileceği kırılmadır. Bu kırılma potansiyelinin farkındayız, boşa çıkarmak için adaletin temel ilkelerinden ve demokrasiden şaşmamak gerekiyor. İktidarın zihniyetini paylaşan kim varsa bu politikalara destek veriyor demektir. Muhalefette olduğunu söyleyen hiçbir parti ve kesim, iktidarın bu anlayışıyla uyuşan söz ve tavır içinde olmamalı. İktidar uzun süredir ayrıştırma ve kutuplaştırma yöntemlerini uyguluyor. Buna karşı topluma sunmamız gereken en önemli vaat, farklılıklarımızla birlikte diyalog içinde olabildiğimizi göstermek ve çeşitlilik içerisinde, müzakere yollarıyla mutabakat aradığımızı ortaya koymaktır. Bu ekmek ve özgürlüğü buluşturmanın yoludur. 

'ELEŞTİRİNİN ANLAMI OLMALI2

- İttifak görüşmeleri hangi aşamada?

Çeşitli çevrelerle görüşmeler yapıyoruz. Sol-sosyalist yapılarla dostane ve samimi bir görüşme gerçekleştirdik, sürdürme kararı aldık ve bunu bir ortak açıklamayla kamuoyuna duyurduk. Yerel seçimlerde ittifak yaptığımız Kürdi partiler de var. O ittifakı da genişletmek istiyoruz. İnanç gruplarına, emek ve meslek örgütlerine, yöre derneklerine kadar toplumda belli kesimleri temsil ettiğini düşündüğümüz bütün oluşumlarla görüşmeler yürütüyoruz. Takvim öngörmek mümkün değil ama en kısa sürede bir netleşme ihtiyacı olduğunun farkındayız. 

- Görüşmelere yönelik bazı partilerden “ilke” eleştirileri geldi...

Teorik tartışmalar ve soyut ilke polemikleriyle işe başlamak isterseniz, yol alamazsınız. Sözü edilen ilkelerle HDP’nin bir problemi yok. Bütün partiler birbirlerini eleştirebilir fakat bu tartışma ve eleştirilerin bir anlamı olmalı. Geçmişe saplanıp kalmanın kimseye bir faydası yok. Önemli olan geçmişten dersler çıkarıp geleceği inşa edebilmektir. Biz diyoruz ki birbirimizi, ortak mücadele için yan yana geldiğimizde, mücadele sürecinin içinde eleştirelim. Böylelikle soyut olarak ifade edilen ilkelerin içini dolduralım. Tersinden hareket ederseniz, karşınıza dünya kadar tartışma konusu çıkar. Böyle yapılınca da hedefe odaklanmak çok zorlaşır, hatta imkânsızlaşır. 

- Millet İttifakı’yla görüşecek misiniz?

Her zaman diyaloğa ve müzakereye açık ve hazır olduğumuzu söyledik. Ne zaman başlayacağı bize bağlı değil. Bu durum, ittifakla hareket edeceği öngörülen diğer partilerin nasıl hareket edeceği ve bu konuya nasıl cevap vereceği ile ilgili mesele. Örneğin, güçlendirilmiş parlamenter sistem ile ilgili altı partinin ortak çalışması var. Böyle çalışmalar yürütülmesini olumlu buluyoruz ancak bu hedeflere ulaşılabileceği konusunda toplumu ikna etmek istiyorlarsa şayet, çok önemli bir sosyolojiyi temsil eden ve çok kilit bir rolü olan HDP’nin de mutlaka muhatap alınması gerekiyordu. Ortaya çıkan çalışma, önümüzdeki süreçte kamuoyuna açıklanacak. Bu çalışma, kamuoyunun bilgisi dahilinde, açık bir şekilde bize de sunulsun, biz de görüşümüzü bildirelim. O masada olmamız gibi bir ön şartımız, özel talebimiz yok. Fakat şu önemli; diyalog ve müzakere yürütülmezse öngörülen bütün bu değişiklikler gelecekte nasıl hayata geçirilecek, hangi toplumsal ve sayısal güçle gerçekleştirilecek, toplum nasıl ikna edilecek? Bu soruları herkesin kendine sorması gerekiyor. HDP’yi açıktan, doğrudan, kamuoyunun bilgisi dahilinde, şeffaf bir şekilde muhatap almadan, diyalog ve müzakereye girmeden cumhurbaşkanlığı seçiminin nasıl kazanılabileceği konusunu muhalefetin topluma anlatması gerekiyor.