İşte İbrahim Kahveci'nin açıklamaları...

 

 

*Türkiye'de kısıtlamalar şöyle ifade edelim. Türkiye’de kısıtlamaların birçoğu göstermelik. Salgın en fazla nerede oluyor? Kapalı alanlarda oluyor. Kapalı alanlarda en fazla nerede insanlar bir araya geliyor? 
Bir ev ziyaretleri ama benim açımdan daha önemlisi veya devletin çözmesi gereken alan toplu ulaşımdır. Baktığımız zaman toplu ulaşımda tıklım tıklım araçlar var. İnsanlar işe gidecek. Öbür tarafta ne var? Servis araçları bomboş. Toplu ulaşım araçları bu kadar kalabalıkken insanlar çalışma alanlarında dahi önlem alırken bugün kim gelirse gelsin dünyada işleri paydos ettirelim veya toplu ulaşımı tamamen bitirelim olmaz ama mesela Türkiye’de toplu ulaşımı biraz daha azaltacak araç, otomobil satışlarına biliyorsunuz yüksek vergi getirildi. Bilgisayar, teknoloji, çocukların eğitimi için interneti bedava yapmayı bırak, bilgisayardan hala ÖTV almaya devam ediyor. Eğitim kalitesini arttıralım diye buraya bir önlem getirmek yok. 

*Görüntüde deniz kenarında yürümeyi yasaklayalım ama dolmuşta koltukların dolu olmasını bırak, ayakta yolcuyla beraber on kişinin olması gereken dolmuşta 25-30 oluyor ama pandemiyle mücadele için deniz kenarında yürümeyi yasaklıyoruz. 

*Yani görüntüde vatandaşa bazı şeyler yapıyoruz havası veriyoruz ama içerikte temel salgın kaynağı noktalarına yönelik kamu kaynağı gerektiren noktalarda hiçbir adım yok. 

*Bir örnek vereceğim: pandemide Batı ülkeleri dahil vatandaşlardan daha az vergi alındı. Hatta pandemi sürecinde birçok devlet vatandaşına karşılıksız para verdi. Biz hazineden sadece 8 milyar verdik. Bankalardan 600-700 milyar kredi verdik, borçlandık. Önümüzdeki dönem o borçlar nasıl ödenecek göreceğiz. Bir de çalışanların geçmiş yıllarda biriktirmiş olduğu, işsiz kaldıklarında maaş almaları gereken işsizlik fonu. İşsizlik fonu siyaset fonu değildir. İşsizlik fonu milletin kendi alın terinin hakkıdır, orada siyaset bir şey vermemiştir. Siyaset bütçede hala hazine garantili müteahhitlere milyarlar aktarıyor, vatandaşa bir şey vermemiştir. Ama gidip işsizlik fonundan millete kısa çalışma ödeneği, ücretsiz izin ödeneği şeklinde düşük ödemeler yapılmıştır. Peki Ankara başka ne yaptı? Vergi gelirlerini yüzde 21.5 arttırdı. Vergi gelirlerinin düşmesi gerekirdi. Böyle bir pandemi mücadelesi olur mu? Biz pandemiyle mücadeleyi iki şekilde yaptık. Bir vatandaşa doğrudan IBAN verdik, para bağışlayan dedik. İki, insanların boğazına sarıldık, vergiler topladık. 

*Dolayısıyla pandemide milletine para vermeyi bırak milletinden para toplayan başka bir ülke varsa bana da söylerseniz sevindiririm. Ben dünyada böyle bir örneğe rastlamadım. 

*Sadece şunu söyleyebilirim: Vatandaş da bunu galiba bir miktar seviyor. Yani vatandaş IBAN verip sanatçıların seyircisiz bir şekilde şarkı söylemesi hoşuna gidiyor. Bir tarafta cenazeler kalkarken bir tarafta cumhurbaşkanlığı konserleri gayet güzel bir şekilde işledi.