İtamar Ben-Gvir 6 Mayıs 1976 günü Kudüs yakınlarında Kürt Yahudilerin çoğunlukta olduğu MEVASSERET SİYON şehrinde doğdu. Kendisi de Kürt Yahudisi bir ailenin çocuğu olarak Dünyaya geldi. Mevasseret Siyon ile Diyarbakır Sur Belediyeleri de Kardeş Şehir statüsündedir.

Kendisi gençlik yıllarında sonradan kapatılmış olan MEİR KAHANE  partisi gençlik kollarında faal çalışmalar içindeydi ve sonradan da Arapları İsrail dışına sürmeyi hedefleyen MOLEDET  PARTİSİ üyesi oldu.

Moledet Partisinin lideri ise oldukça sevilen renkli bir sima olan REHAVAM ZEEVİ  bir Arap Teröristin suikastına  kurban gitmişti.

İslami Cihat Terör Örgütü de bu hafta içinde İtamar Ben-Gvir'i Rehavam Zeevi gibi öldüreceklerini  ilan ettiler.

İtamar  aslında oldukça ateşli bir sağcı aktivist  olarak her olayda  mutlaka boy gösterip kendisine oldukça geniş bir hayran kitlesi oluşturmayı başarmış bir kişiliktir. İtamar Ben-Gvir bu aktivist eylemleri sonucu 50 kez göz altına alınmış defalarca suç duyurusu ile tutuklanmış ve mahkemelere çıkartılmış olup, büyüdükçe aktivizmini şekil değiştirerek bir bakıma da olgunlaşarak HUKUK okudu ve avukat oldu. Bu meslekte de  ihtiyaç duyan yerleşimcilerin koruyucu hukuk servisi haline geldi. Bu arada siyasi faaliyetlerini Moledet Partisi ve sonradan kurduğu OTZMA YEHUDİT (Yahudi gücü) partisi çerçevesinde yürüttü.

Arap Milletvekillerini Kullanarak Reklamını Yaptı

2021 seçimlerine ilk olarak parlamentoya girdi, kendisini her oturumda ayakta ve Arap Milletvekilleri ile çatışırken ve ağız dalaşı içinde gördük.

En büyük tartışmaları AHMED TİBİ ve AYMAN ODEH VE MANSUR ABBAS ile yapıyordu. Bu çatışmalar bu dört siyasi için gereken kan misali oldukça önemli bir reklam unsuru oldu.

İsrail toplumu bu kavgalar sonucunda İTAMAR BEN-GVİR'i tanıdı ve az da sevmedi. Arap Milletvekillerini yaptıkları her vatandaşlık hatasını vakit kaybetmeksizin karşı çıkıp ortaya koydu ve yanlış olduklarını kendi savaşçı üslubu ile halka anlattı. Keza  Arap milletvekilleri de  kavgacı bir üslup ile olmaması gereken ifadelerle kavgaları körüklediler ve kendi seçmenleri gözünde oy topladılar.

İsrail solunu temsil eden basın ve TV kanalları ise neredeyse her akşam İtamar Ben-Gvir'i rezil edeceğiz diye programlarına konuk ederek karalamaya ve ne kadar sağcı olduğunu göstermeye çalışırken, istemeden reklamını yaptıklarını bile farkında değillerdi.

IRKÇI İFADELERDEN GERİ DÖNDÜ

İtamar Ben-Gvir kendisini oldukça iyi anlatmakta ve gençliğindeki Irkçı söylemlerinden dolayı özür diliyor ve “BEN ARAPLAR ÖLSÜN ifadesine karşıyım, TERÖRİSTLER ÖLSÜN diyorum” ifadesi ile puan kazanmaya başladı.

Ve Arap milletvekillerinin “ben Filistinliyim” demelerine ve “İsrail askerleri Katildirler” söylemlerine kızgınlıkla karşı çıktı ve bu itiraz, İsrail genelinde de olumlu karşılandı. 

Milletvekili Jamal Zahalka'nıın “İsrail Bayrağı Benim için paçavradır” ifadesine de karşı çıktı ve hepsini de “siz Teröristsiniz, bu parlamentoda ve de bu ülke sınırları içinde yeriniz yok” diyerek tartışmayı genişletti. 

Ahmet Tibi ve şürekası her öldürülen teröristin cenazesine katılıyor ve ailelerine taziye mesajları yayınlıyor ve ölen teröristleri de “şehidimiz” ifadeleri ile yüceltiyor. 

Bu tutum değişmediği gibi gittikçe de artmakta ve sadece sınır ötesinde yaşayan ve kendilerine Filistinli diyen komşularımızda değil, aynı zamanda İsrail Vatandaşı olan Arapların da damarlarına nefret tohumları olarak ekilmeye devam edilmektedir. 

Gerek Filistin Kurtuluş Örgütü gerekse Hamas terör Örgütü kuruluş beyannamelerinde İsrail'in tamamı Filistin'dir yazmaktadır. Hedeflerinin de İsrail'i yok ederek tamamına sahip olmak olması, İsrail vatandaşları arasında da kısmen de olsa kabul görmektedir.

İşte İtamar Ben-Gvir artmakta olan bu Arap nefretine karşılık dengeleyici unsur olarak ortaya çıkmış ve bu trend ile 14 milletvekili çıkartarak İsrail siyasetinin 3. Büyük partisi olmuş, bununla da kalmayarak 2022 seçimlerinin de YILDIZI olmuştur.

HER GÜN MANŞET

Basında her gün en az bir veya daha fazla BEN-GVİR HABERİ yer almakta ve okunmaktadır. Ve her haberinde de doğru şeyler söylemekte, oy almadığı kesimlerden de olumlu tepkiler almaktadır.

İsrail hür ve demokratik bir Yahudi Devletidir. İnanç özgürlüğü sınırsız derecede vardır. Hatta Müslüman cemaatlerin kendi okullarında da kendi İslami tedrisatları okunmaktadır. Ben Gvir’e göre bu aslında hatalı bir uygulamadır ve İsrail'in MİLLİ BİR EĞİTİM sisteminin olmaması sıkıntı yaratan unsurların başında gelmektedir. 

İslami Tedrisatların ne olduğu İsrail eğitim bakanlığınca  saptanmamakta ve nefret tohumları ekildiği konusunda da  duyumlar mevcuttur. Keza  Yahudi dini tedrisatlarda da  aksi istikamette sıkıntılar olduğu da gerçektir. Bunu önlemenin bir yolu da daha akılcı bir Milli eğitim sitemi olduğunu  Ben-Gvir söylemekte ve bu nedenle de  puan toplamaya devam etmektedir.

"İSRAİL'E SAYGISIZLIK YAPAN VATANDAŞ OLAMAZ"

Bir başka çatışma noktası ise vatandaşlık haklarıdır. Ben-Gvir'e göre vatandaşlık haklarının yanında  bunu hak edebilmek için  vatana SADAKAT öğesi gerekmektedir.  “İsrail devletine sadık olmayanın  vatandaşlık hakkı olamaz” demektedir Ben-Gvir. “Hele hele İsrail devletini tanımayan Bayrağına ve Milli marşına saygı göstermeyenin bu memlekette yeri yoktur” demektedir. Kim ki İsrail askerine değil el kaldırmak parmak sallarsa bu memlekette bulunmasın istiyorum. Diyor ve alkış topluyor.

Ve 46 yaşındaki Milletvekilinin adını bundan böyle çok daha fazla duyacağımızın da işaretidir. Şimdiye kadar Netanyahu neredeyse 13 yılın YILDIZI idi; bundan sonra Ben-Gvir yeni STARDIR.

Peki bu şöhreti ile  yeni kurulmakta olan Netanyahu Hükümetinde alacağı görev nedir? Alacağı görev ve bakanlıklar bu hafta başında Likud Partisi ile yaptıkları sözleşmede resmen belli oldu. (Hoş Henüz bakanlık resmen tevdii edilmeden resmi sayılmaz ama anlaşma bu istikamette)

İtamar Ben-Gvir özel yetkilerle taçlandırılmış İÇ SAVUNMA BAKANI olacak ve adı da MİLLİ SAVUNMA BAKANI olarak düzeltilecek

Yetki alanları oldukça geniş ve bu Bakanlık çerçevesinde Polis teşkilatına bağlı MİŞMAR HAGVUL teşkilatının komutası da yetkilendirilmiş olacak ki bu da gerek Polis teşkilatında gerekse orduda rahatsızlık yaratmıştır. Bu birime kimin komuta edeceği konusunda açıklık getirilmesi ihtiyacı hasıl olmuştur., Ancak hedeflenen   terör ve adi suçlar ile mücadele konusunda İtamar Ben-Gvirin etkin olma beklentisi toplumun her kesiminde mevcuttur.

Netanyahu Ben-Gvir'in partisine  bir de NEGEV VE GALİL bölgeleri  bakanlıklarını tahsis etmiştir ki bu  bakanlıklarında işi oldukça zordur ve Negev bölgesindeki BEDEVİLERİN  dağınık sistem yaşamlarının şehirleştirilmesi ve bu insanların göçebe hayattan yerleşik düzene geçirlmesi kaçınılmazdır. Negev bölgesindeki Bedevi çadır ve barakaları İsrail'e yakışmamakta ve bu insanlarında medeni bir şekilde yaşamaları sağlanmalıdır. 

Devlet bu konuda gereken destek ve çalışmayı yapmaktadır ancak Raam partisi koalisyon ortağı olarak bu bölgede şehirleşme konusuna karşı çıkmakla yetinememiş hatta bölgenin ağaçlandırılması programının da iptal edilmesine karşı çıkmıştır. Tabii ki ortada  bedevilerin oturdukları arazilerde bir rant meselesi söz konusudur ve bunun da  hal yoluna konması gerekecektir.

Bir üçüncü bakanlık ise Yahudi Kökleri Bakanlığıdır ve İsrail dışındaki Yahudilerin yaşamlarını  ve köklerinin nerelere dayandığını inceleyen bilimsel bir kurum niteliğindedir.

Son iki senedir  İsrail genelinde  aşırı terör eylemleri ile aşırı adi suçlar yer almış insanların yaşam güvenliği olmadığı her gün tekrarlanmaktadır.

Trafik suçlarında  kavgalar ve hatta silahlı  tacizler cinayetler ile özellikle  İsrail Güneyi olan Negev  bölgesinde yaşayan bedevilerin ellerindeki büyük miktardaki ruhsatsız silahlar nedeni ile  vahşi batı misali bir duruma  sahne olmaktadır. Ben-Gvir "bu işi ben çözer ve memlekete yeni bir düzen getirip herkesi muma çeviririm" iddiası ile göreve talip olmuştur. Netanyahu'da gönül ferahlığı ile görevi bu kişiye teslim etmiştir.

Özellikle Arap düğünlerindeki havaya veya sağa sola sözüm ona sevinçten ateş etme alışkanlığının son bulması kaçınılmazdır. Bu nedenle masum insanlar hayatlarını kaybetmektedirler. 

Motosikletli terörü, ise başka bir boyutu ki daha bu hafta yaya geçidindeki bir kadını neredeyse ezecek olan bir motosikletliye dikkat etsen adam diyen kadının eşini elindeki cismi adamın kalbine batırarak öldürmüş ve kaçmıştır. Katil yakalanmış ancak cinayet aleti bulunamamıştır. Kısaca  Ben-Gvir delikanlı gibi ortaya çıkıp "ben buraya düzen getireceğim" demektedir. 

Bunu becerebilirse önünde oldukça zorlu bir mücadele kendisini bekliyor. Bütün basının ve hatta dünyanın da gözü üzerinde olacak. Herkesin kafasında bu adamın hakkaniyetsiz davranarak demokrasiye zarar verebileceği ve Arap vatandaşlara zarar verebileceği endişesi taşımaktadır. 

Öncelikle her ne kadar yetkili bir bakanlık aldıysa da bu ülkede usta bir şoför olacak direksiyonda Netanyahu kimseye hakkaniyetsiz bir eylemde bulunmasına izin vermeyecek kadar akıllıdır. Kaldı ki bu ülkede oldukça iyi çalışan bir adalet sistemi mevcuttur ve yavaş ta işlese  bu ülkede  hakkaniyetli hakimler ve yasalar mevcuttur.

Bir başka tartışma unsuru ise TAPINAK DAĞI ve sahasıdır.

Kendisi ile oldukça ateşli bir tartışma gerçekleştiren Arap gazeteci MUHAMMED MAG'DLE Israr ile orası El Aksa alanıdır oraya giremezsin derken Ben-Gvir orası ,altında benim atalarımın 2500 sene önce inşa ettikleri Bet-Hamikdaş tapınağının sahasıdır ve ben senin El Aksa'da  namaz kılmasına karışmıyorsan sen de benim o sahada dua etmeme karışmaman lazım demektedir. Bence de çok haksız bir mesele değildir. 

Ben Yahudi olarak birçok Müslüman dostumun babalarının veya annelerinin cenaze törenlerine katılmışlığım ve Fatih Camiinde ve Teşvikiye Camiinde musalla taşı önünde cenaze etrafında dostlarımla beraber saf tuttuğumu evlendiğimde de Neve Şalom Sinagoguna birçok Müslüman dostumuzun katıldığını biliyorken değil Tapınak Dağı sahasına El Aksa camiine bile girmeme konusunu bir türlü anlayamıyorum. Türkiye'deki İslam ile Kudus’teki islam farklımı olurmuş. 

İsrail'deki Araplar Yahudilerin Tapınak dağına çıkmalarını PROVOKASYON olarak adlandırarak yasaklanmasını istiyorlar ki Lapid Hükümeti de Bu yasağı koymuş durumdadır. Ben-Gvir de bu konuda  görüşünü savunmaya devam edecektir. Peki nasıl yapacaksın denmesine de ben bir şey yapmayacağım parlamentoya bu konuda bir öneride bulunacağım ve yasalaşırsa ben de rahatlıkla yasal olarak gidip duamı edebileceğim. 

Muhammed Mag'dle ise hayır sen oraya giremezsin orası benimdir ben gidip orada namaz kılacağım derken Ben-Gvir de  "iyi de sen istediğin yerde namaz kıl ben de istediğim yerde duamı ederim. Ne demek sen orada  namaz kılabilirsin de ben kılamam, ben ikinci sınıf vatandaş mıyım ki oraya giremeyeceğim? Kendi ülkemde bana sınır mı koyacaksın" demesiyle tartışma süregeliyor.

RAAM partisi lideri MANSUR ABBAS  ise daha da rahatsız edici bir ifade de bulunmuştur  ve  ''Tapınak dağında Yahudilerin dua etmesine izin verilmesi SAVAŞ sebebidir.'' Dedi. Üstelik geçen seneye kadar Ilımlı İsrailli Arap vatandaş rolündeydi.