İsrail’in İran’a 13 Haziran sabahı başlattığı sürpriz saldırıların temel amacı, Tahran’ın nükleer programını ciddi biçimde sekteye uğratmak ve İran’ın nükleer silah geliştirme sürecini geciktirmekti. Ancak saldırının boyutu, hedef alınan noktalar ve İsrailli liderlerin açıklamaları, başka bir hedefin daha gündemde olduğunu gösteriyor: İran rejimini zayıflatmak ya da tamamen değiştirmek.

Saldırılar yalnızca nükleer tesisler ve füze fabrikalarını değil; İran’ın askeri komuta zincirinde yer alan önemli isimleri ve nükleer bilim insanlarını da hedef aldı. Uzmanlara göre bu, Tahran’ın iç kamuoyundaki ve bölgesel müttefikleri nezdindeki itibarını sarsmayı amaçlayan bir stratejinin parçası olabilir.

İranlı üç nükleer fizikçi daha öldürüldü
İranlı üç nükleer fizikçi daha öldürüldü
İçeriği Görüntüle

NETANYAHU’DAN İRAN HALKINA MESAJ

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, saldırılardan saatler sonra yayımladığı video mesajında İran halkına doğrudan seslendi. Yaklaşık 50 yıldır süregelen rejimin baskılarından söz eden Netanyahu, İran yönetiminin İsrail’i yok etme tehdidinde bulunduğunu vurguladı.

“Nükleer ve balistik füze tehdidini ortadan kaldırmayı hedefliyoruz,” diyen Netanyahu, sözlerine şu ifadeleri ekledi: “Aynı zamanda sizin özgürlüğünüze giden yolu da açıyoruz. Rejim neyle karşı karşıya olduğunu bilmiyor, daha nelerle karşılaşacağını da. Bu, sesinizi duyurma fırsatınız.”

"BİRÇOK KİLİT İSİM HEDEFTE"

İsrail’in ilk saldırı dalgasında İran’ın hava savunma sistemlerinin büyük bölümü etkisiz hale getirildi; nükleer tesisteki yer üstü zenginleştirme ünitesi imha edildi. Bununla birlikte İran ordusunda üst düzeyde görev yapan isimlerin ve kilit nükleer bilim insanlarının hedef alınması dikkat çekti.

İsrail’in Washington Büyükelçiliği’nden Reuters’a yapılan açıklamada, “Bir demokratik ülke olarak İsrail, bir ulusun yönetimini belirlemenin o ülkenin halkına ait olduğuna inanır,” denildi ve İran’ın geleceğinin yalnızca İran halkı tarafından şekillendirilebileceği vurgulandı.

ABD DESTEK VERİYOR MU?

ABD eski Başkanı George W. Bush döneminde görev yapan ve şu anda Washington Yakın Doğu Politikaları Enstitüsü’nde çalışan Michael Singh, saldırının rejim değişikliğini hedefliyor olabileceğini belirtti. Singh, “İsrail’in, İran halkının ayağa kalkmasını umut ettiği anlaşılıyor,” dedi.

Buna karşın, İsrail’in yakın müttefiki olan ABD'nin resmi olarak İran’da bir rejim değişikliği hedefi güttüğüne dair bir açıklama yapılmış değil. Beyaz Saray ve İran’ın New York’taki BM misyonu da konuya ilişkin yorum taleplerine yanıt vermedi.

İRAN'IN NÜKLEER PROGRAMI YOK EDİLEBİLİR Mİ?

İsrail, İran’ın nükleer programını tamamen ortadan kaldırmanın askeri yollarla mümkün olmadığını kabul ediyor. İsrail Ulusal Güvenlik Danışmanı Tzachi Hanegbi, “Bir nükleer program askeri yollarla yok edilemez” açıklamasında bulundu. Ancak saldırıların, ABD ile yapılacak bir anlaşma için elverişli koşullar yaratmayı amaçladığı değerlendiriliyor.

İsrail Ulusal Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü’nden eski Mossad analisti Sima Shine, saldırılarda hedef alınan kişilerin rejim güvenliği açısından büyük öneme sahip olduğunu vurguladı: “Bu kişiler uzun yıllar görevdeydi ve rejimin özellikle güvenlik boyutunun istikrarında kilit rol oynuyorlardı.”

REJİM DEĞİŞİKLİĞİ RİSKLİ BİR HEDEF OLABİLİR

Atlantik Konseyi’nde görev yapan ve daha önce ABD Ulusal İstihbarat Dairesi’nde Orta Doğu’dan sorumlu başkan yardımcısı olan Jonathan Panikoff’a göre, rejim değişikliği arayışı ters tepebilir.

Panikoff, “Yıllardır birçok İsrailli, İran’da rejim değişikliğinin her şeyin daha iyi olacağı bir dönemi başlatacağını savunuyor. Ama tarihte her zaman daha kötüsünün mümkün olduğunu gördük” dedi.

(Reuter)