12 Mart tarihi ile birlikte Türk ulusunun ortak marşı olan İstiklal Marşı’mız ile ilgili detaylar tüm Türkiye tarafından sorgulanıyor. İstiklal Marşı’nı kimin yazdığı, İstiklal Marşı’nın neden yazıldığı, İstiklal Marşı’nın nasıl kabul edildiğini ve Mehmet Akif Ersoy’un İstiklal Marşı’mızı hangi şartlar altında neden yazdığı en çok sorgulananlar arasındaki yerini aldı. İstiklal Marşı’mız 12 Mart tarihi itibarıyla kabul edilmiştir. İstiklal Marşı’mız ile ilgili merak ettiklerinizi polemikhaber.com’da bulabilirsiniz.
İstiklal Marşı’mızın önemi
12 Mart'ın gelmesi ile beraber İstiklal Marşı ile alakalı konular da araştırılıyor. Milli Marşımız olan İstiklal Marşı’nın 10 kıtasını birçok Türk evladı öğrencilikten itibaren ezberler, kalpten de de söylerken tüyleri diken diken olur. Başta Kurtuluş Savaşı olmak üzere her kıtasında Türkiye’nin ruhunu yansıtan İstiklal Marşı, tarihimizde ve günümüzdeki altın değerlerimizden en önemlilerden biridir. Bunun yanı sıra hayatımız boyunca tüm resmi etkinliklerde İstiklal Marşı’mız bestesiyle beraber okunur. Türkiye’de insanlar için bu önemli sözler daima araştırma konusu olmuştur. İşte İstiklal Marşı ile ilgili detaylar…
İstiklal Marşı'nın hikayesi
Bugün vatan şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un doğduğu gün... Mehmet Akif Ersoy'un doğum gününde, onurlu Kurtuluş mücadelemizi kaleme aldığı İstiklal Marşının yazılma hikayesi şöyle:
Mehmet Akif Ersoy, dünyaya geldiğinde tarih 20 Aralık 1873'tü… Baytar, şair, yazar, hafız, alim ve siyasetçi kimliği her zaman ön plandaydı. Osmanlı Devleti döneminde Balkan Savaşı'na katılmış, ömrü yazmak ve siyaset yapmak arasında gidip gelmişti. Bir gün bu şanlı milletin onurlu Kurtuluş mücadelesini kaleme almanın kendisine nasip olacağını kuşkusuz o da bilemiyordu. Milli Mücadele zamanlarında millî bir ruhun oluşması için Millî Marş yazılmasına karar veren Meclis, bunun için ödüllü bir yarışma düzenlemişti. Yarışmaya birçok şiir katılmış fakat hiçbirinin elle tutulur bir tarafı yoktu. Yarışmaya katılan şairlerden birisi olan Mehmet Akif Ersoy, şiirini Ankara'daki Tacettin Dergahı'nda kaleme almıştı. Öyle ki 10 kıtayı yazarken kâğıdının bittiği ve mürekkeple duvarlara yazarak devam ettiği iddia edilir. Uykusuz kalarak bitirdiği İstiklal Marşı, Meclis tarafından büyük alkışlar eşliğinde kabul edilir. Sıratı Müstakim ve Hâkimiyeti Milliye'de yayınlanan İstiklal Marşı şiiri, Millî Marş olarak 12 Mart 1921'de kabul edilmiştir. Mehmet Akif Ersoy, marşı orduya ithaf eder ve al kırmızı bayrağa yazar. Kazandığı ödülü o günkü adıyla Hilali Ahmer'e bağışlamıştır. Kızılay'da ordu için elbiseler diken ve kadın ve çocuklara yardım eden bir başkanlığa bağış eder.
İSTİKLAL MARŞI'NIN 10 KITASI VE SÖZLERİ
Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.
Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal...
Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
'Medeniyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?
Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.
Doğacaktır sana va'dettigi günler hakk'ın...
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.
Bastığın yerleri 'toprak!' diyerek geçme, tanı:
Düşün altında binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şuheda fışkıracak toprağı sıksan, şuheda!
Canı, cananı, bütün varımı alsın da hüda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.
Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.
Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli,
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.
O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım,
Her cerihamdan, ilahi, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruh-i mücerred gibi yerden na'şım;
O zaman yükselerek arsa değer belki başım.
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!
Mehmet Akif Ersoy
Mehmet Akif Ersoy kimdir? Mehmet Akif Ersoy'un hayatı
İstiklal Marşımızın yazarı olan milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un hayatı son günlerde merak edilen konulardan biri. Mehmet Akif Ersoy'un kim olduğunu ve nasıl bir hayat sürdüğünü merak eden vatandaşlar, konu hakkında internette araştırma yapıyor. Peki, Mehmet Akif Ersoy kimdir? Mehmet Akif Ersoy ne mezunu? Mehmet Akif Ersoy kaç yılında vefat etti?
Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy, başta İstiklal Marşı'mız olmak üzere geride birçok önemli eser bırakmış bir isim. 1936 tarihinde hayata gözlerini yuman Mehmet Akif Ersoy günümüzde de en çok merak edilen isimlerden. Özellikle yeni nesil, Mehmet Akif Ersoy'un kim olduğuna dair araştırmalar yapıyor. İşte İstiklal Marşımızın yazarı Mehmet Akif Ersoy'un Hayat hikayesi...
MEHMET AKİF ERSOY KİMDİR?
1873 yılında İstabul Fatih'in Sarıgüzel semtinde dünyaya gelen Mehmet Akif Ersoy'a babası Mehmet Tahir Efendi, ebced hesabıyla doğum tarihini belirten “Ragif” adını verdi (hicri 1290) ve vefatına kadar onu bu adla çağırdı. Ancak bu isim, yaygın olmadığı ve güç söylendiği için annesi ve yakın çevresi, daha bilinen bir ad olan “Akif”i kullandılar.
Babası Fatih Medresesi müderrislerinden Mehmet Tahir Efendi, o dönemler Osmanlı Devleti'ne bağlı olan Arnavutluk'un İpek kasabasına bağlı Şuşise Köyü'nden İstanbul'a gelmiş, annesi Emine Cemile Hanım ise Buharalı Mehmet Efendi'nin kızı olarak Samsun'da doğmuştu.
1878 yılında, 4 yaşındayken Fatih'de Emir Buhari Mahalle Mektebi'ne başladı. Burada iki yıl eğitim gördükten sonra Fatih İbtidaisi'ne geçti. Aynı yıl babası ona Arapça dersleri vermeye başladı. Rüştiye’yi yani ortaokulu bitirdikten sonra dönemin gözde okullarından Mekteb-i Mülkiye (Siyasal Bilgiler Fakültesi)’nin âli kısmında bir müddet okudu ancak babasını kaybedince Halkalı’daki Baytar Mekteb-i Âli (Veterinerlik Fakültesi)’ne parasız yatılı olarak girdi ve bu okulu birincilikle bitirdi.
1893 yılında “Ziraat Nezâreti Umur-u Baytâriye Şubesi”nde (Ziraat Bakanlığı Veterinerlik İşleri) göreve başladı. “Umur-u Baytâriye Müdür Muavini”(Veterinerlik İşleri Müdür Yardımcısı) olarak sürdürdüğü görevinden 1913 yılında istifa etti.
1898'de 25 yaşında iken Tophane-i Amire veznedarı Mehmet Emin Bey'in kızı İsmet Hanım ile evlendi. Aynı yıllarda Maarif Dergisi'nde ve Resimli Gazete'de şiir yazıları ve Arapça, Farsça ve Fransızca'dan yaptığı çevirilen yayınlandı.
Baytarlığa başladığı ilk yıllarda bile, mesleğinden çok, şairliği ile tanınan Mehmet Akif, öğretmenlik hayatına 1906’da Halkalı Baytar Mektebi’ne “kitâbet-i resmîye” (resmî yazışma usulü) dersi hocalığı ile başladı. 1908’den sonra ise Edebiyat Fakültesi ile Dârülhilâfe Medresesi’nde “Osmanlı Edebiyatı” hocalığında bulundu.
Mehmet Akif, 1920’de Burdur milletvekili seçildi. 1921 yılında açılan milli marş yarışmasına, “para ödülü almamak” koşuluyla katılmayı kabul etti ve orduya ithaf ettiği şiiri, 12 Mart 1921 günü milli marş olarak kabul edildi. Ödül olarak verilen 500 lirayı Hilal-i Ahmer (Kızılay) bünyesinde, kadın ve çocuklara iş öğreten ve cepheye elbise diken Darü’l-Mesâi Vakfına (İş Evi) bağışladı.
1923 yılında Abbas Halim Paşa’nın daveti üzerine Mısır’a gitti. 1929 - 1936 yılları arasında Kahire’deki “Câmiü’l-Mısriyye” Üniversitesi’nde, Türkçe öğretmenliği yaptı. 17 Haziran 1936’da İstanbul’a dönmeye karar verdi. 27 Aralık 1936 tarihinde hayatını kaybetti ve Edirnekapı Mezarlığı’na defnedildi.
MEHMET AKİF ERSOY'UN ESERLERİ
Şairin Safahat genel adı altında toplanan şiirlerini içeren yedi kitabının ilk yayım tarihleri şöyledir:
Safahat (1911): 44 şiir, 3084 mısra.
Süleymaniye Kürsüsünde (1912): Bir şiir, 1002 mısra.
Hakkın Sesleri (1913): 10 şiir, 482 mısra.
Fatih Kürsüsünde (1914): Bir şiir, 1692 mısra.
Hatıralar (1917): 10 şiir, 1314 mısra.
Asım (1924): Bir şiir, 2292 mısra.
Gölgeler (1933): 41 şiir, 1374 mısra.
MHEMET AKİF ERSOY'UN EVİ
Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy, İstiklâl Savaşımız sırasında T.B.M.M. Burdur Mebusu iken, kendisine büyük hayranlık duyan Tacettin Şeyhi tarafından selamlık bölümü kendisine tahsis edilen bu evde yaşamış ve İstiklâl Marşı'mızı bu evde yazmıştır.
Bu ev 30 Ekim 1949 tarihinde Şehir Meclisi kararı ile Mehmet Akif Ersoy Evi adını almış ve müzeye dönüştürülmüş ise de bakımsız kalmış ve zamanla harabolmuştur.
Hacettepe Üniversitesi Merkez Kampusu'nun kuruluşu sırasında, Rektör Prof. Dr. İhsan Doğramacı yapının eski durumuna sadık şekilde onarımını sağlamış ve yapı ziyarete açılmıştır.
Yapının geçen yıllar içinde yıpranan kısımlarının yeniden onarılması için Üniversite Rektörlüğü'nün teşebbüsü ile 1982 yılında Kültür Bakanlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Türkiye Diyanet Vakfı ve bazı özel şahısların katkıları ile bir fon oluşturulmuş ve binanın onarım ve döşemesi tamamalanarak 27 Aralık 1984 günü yapılan bir törenle yeniden ziyarete açılmıştır.
Mehmet Akif Ersoy Evi, yüksek avlu duvarları ile çevrili olup bahçesine küçük avlu kapısından girilmektedir. Bahçenin ortasında yer alan bina iki katlı ahşap bir Ankara evidir. Üst kata çıkan tahta trabzanlı merdiven boyunca Ersoy'a ait fotoğraflar bulunmaktadır. Üst katta dinlenme ve toplantı odası yer almıştır. Evin en gösterişli alanı olan toplantı odasının tavanı, ortada kalem işleriyle süslü altıgen bir göbek bulunan yöresel Ankara tavanıdır.
Mehmet Akif Ersoy'a ait cep saati, gözlük, tesbih, tüfek ve büyük şairin yüzünün kalıbı müzede teşhir edilen manevi değeri yüksek eserlerdir. Cumartesi-Pazar ve resmi tatiller dışında hergün saat: 10.00-12.00, 14.00-16.00 arasında ziyarete açıktır