İmamoğlu'nun çağrısı üzerine yüz binlerce İstanbullu Saraçhane'de bir araya geldi.

KEMAL KILIÇDAROĞLU: ADALETİ MUTLAKA GETİRECEĞİZ

"11 Madde halinde düşüncelerini sizlerle paylaşacağım:

1 - Adalet kutup yıldız gibidir. Yerinde sabit durur ve kainat onun etrafında döner. Bugün bizi buraya getiren yaşadığımz adaletsizlik. Hepinizin huzurunda söz veriyorum. Adalet ya gelecek ya gelecek.

2- Adaleti dağıtacak kişi hukukun üstünlüğü ve vicdani kanaatine göre karar vermek zorundadır. Bu yapılmazsa adaletsizlik olur.

3- Adaleti dağıtacak kişi, Saray'ın sofrasına asla oturmayacak. Çünkü sofraya oturan alimin fetva yanlıştır.

4- Milli irade 1921 ve 1924 anayasalarının birinci maddesi şudur. Hakimiyet egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Milletin iradesine bugün darbe vuruşmuştur. 16 milyon İstanbullunun iradesine bir yargıç aracılığıyla darbe vurulmuştur.

5- Adalet bugün temel bir Türkiye sorununa dönüşmüştür. Çünkü sokakta herhangi bir vatandaşa sorun. Bu ülkede adalet var mı diye. Emin olun büyük bir kısmı bu ülkede adalet yoktur diyecek. Biz altılı masa olarak adaleti bu ülkeye mutlaka ama mutlaka getireceğiz. Bugün Türkiye'de hukukun üstünlüğü değil, üstünlerin hukuku var. Bu manzarayı bitireceğiz.

6 - Yargıç koltuğunda yargıyı itibarsızlaştıranlar var. uyuşturucu baronlarına ses çıkarmazsan, parti teşkilatından gelenler hakim koltuğuna oturdular. Adalet ağacının içindeki kurtları tek tek temizleyeceğiz.

7 - Zulmün artsın ki tez zeval bulasın. Öteden beri bu ülkede zulüm var. Vekillerimiz, gazeteciler tutuklandı. İstanbul il başkanımız da siyasi yasak kapsamına alındı.

8- Şunu herkes çok iyi bilsin. Ekrem Başkan hakkında verilen karar bize bir milim geri adım attırmayacaktır. Adalet ağacının içindeki kurtları tek tek temizleyeceğiz. Açık ve net ifade edeyim hiç kimse hiçbir güç Ekrem İmamoğlu'nu İstanbul'a hizmet etmekten alıkoyamaz.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu burada yaptığı konuşmada, "Adalet ağacının içindeki kurtları tek tek temizleyeceğiz" dedi.

9 - Göndereceğiz, göndereceğiz. Adaletsizliği kural haline getirenleri göndereceğiz. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyenleri göndereceğiz. Milli iradeye darbe yapanları göndereceğiz. Hiç endişe etmeyin, altılı masa kararlı. Bu ülkeye huzuru, bereketi, adaleti getireceğiz.

10 - Hiç kimse unutmasın ve umutsuzluğa kapılmasın. Bu bir maratondur. Maratonun sonuna geldik. 6 ay sonra maraton bitecek. Asla başınızı öne eğmeyin, önümüzde altı ay kaldı. Siz de haykırın. İktidar, iktidar, iktidar. İktidar olmak için geliyoruz.

kilicdaroglu-10

ALİ BABACAN: REDDEDİYORUM

"Biliyorum çok öfkelisiniz. Hepimiz çok öfkeliyiz. Olanları kabul etmiyorum. Bu haksızlığı, bu hukuksuzluğu reddediyorum. Ekrem İmamoğlu kardeşime yapılan bu hukuksuzluğu reddediyorum.

Daha birkaç ay evvel Canan Hanım’a yapılan hukuksuzluğu reddediyorum. Demirtaş’a yapılan hukuksuzluğu reddediyorum. İktidarın seçimi kaybettiği belediyelere atadığı kayyumlarla rövanş almasını reddediyorum. Onun için buradayım. İsyanımızı, feryadımızı, tüm İstanbul, tüm Türkiye duysun diye buradayım.

Farklı fikirlerden, farklı kimliklerden, dünyadan korkmayan bir Türkiye istiyoruz. Biz özgürce konuşan, cesur, zengin bir Türkiye istiyoruz. Endişeye mahal yok! Biz buradayız. Biz halkın yanındayız, hakkın yanındayız.

Nedir bu çektiğimiz? Devlet gücünü eline geçiren, başlıyor aşağıdakileri ezmeye. Başlıyor rakibini, sevmediklerini ezmeye. Başlıyor zulmetmeye. Üste çıkan alttakini eziyor. Üste çıkan başlıyor zorbalığa. Daha dünün ezileni Sayın Erdoğan, üste çıkınca başkalarını ezmeye başlıyor. Zulmetmeye başlıyor. Sandık günü cevabımızı vereceğiz hep beraber. Sayılı gün çabuk geçer. İşte biz, bu ülkede nöbetleşe zorbalığa karşıyız. Bu millet Nazım Hikmetlere, Ahmet Kayalara, Necip Fazıllara, Halide Ediblere zulmedenleri tarihin tozlu sayfalarına gömdü. 

Bu millet, 27 Mayıs’ta, 12 Eylül’de, 28 Şubat’ta, 15 Temmuz’da silahla, topla, tüfekle demokrasiye kast edenleri tarihin tozlu sayfalarına gömmüş bir millettir. Bu millet Nazım Hikmetlere, Ahmet Kayalara, Necip Fazıllara, Halide Ediplere zulmedenleri, tarihin tozlu sayfalarına gömen bir millettir. İnanın bu millet, yargı oyunlarıyla kendi iradesini görmezden gelenlere de en iyi cevabı ilk sandıkta verecektir. Bu millet zulmedenlere gerekli cevabı verecektir. Hem de çok yakında verecektir. Biz, herkes için adalet demek için buradayız. Biz, herkes için özgürlük demek için buradayız. Türk, Kürt hiç fark etmez. Sünni, Alevi hiç fark etmez. Yaşam tarzı fark etmez. İnansın, inanmasın fark etmez. Biz hep beraber Türkiye’yiz. Bütün Türkiye için özgürlük ve adalet diyoruz. Onun için bugün buradayız.

Yıl 2002. Şu andaki iktidar, ‘3Y ile mücadele edeceğim’ diye başa gelmedi mi? 3Y neydi? Yolsuzlukla, yasaklarla, yoksullukla mücadele. Döndü dolaştı 3Y milletin başına çöktü. Yolsuzluk var mı? Yoksulluk var mı? Yasaklar var mı? İşte Ekrem İmamoğlu kardeşimizi yasaklamaya çalışan bir zihniyet bu. Çok yazık. Yıllar sonra kendi iddiasını, kendi mücadelesini unutan ve aynı zorlukları başkalarına yaşatan bir zihniyetle karşı karşıyayız.

Devlet gücünü kullanan, devlet gücüne sahip olan süreyle ve hukukla sınırlı olmalıdır. Üç dönem kuralı vardı. 2015’te doldu üç dönem. Uçaktan gelirken ne demiş? Hani ‘Son defa aday olayım’ falan diyordu ya. ‘Yok, daha bırakmayacağım diyor. ‘Partiyi falan bırakmam’ diyor. Yetmiyor. Şu andaki iktidar partisinin kuruluş akitnamesinde vardır: 2015’te üç dönemi doldu. Ne zaman ki devlet gücünü kullanan süreyle sınırlanmaz, hukuku tanımaz, o andan itibaren güç yozlaşması, güç zehirlenmesi olur. Mutlak güç mutlaka yozlaştırır.

Bu meydan yarına nasıl bir ülke bırakacağımıza karar verecek olan meydandır. Korku mu, umut mu? Kararı bu meydan verecek. Depresyon mu, mutluluk mu? Açlık mı, zenginlik mi? Çatışma mı, barış mı? Baskı mı, özgürlük mü? Otokrasi mi, demokrasi mi? Bu meydan bunun en güçlü cevabıdır: 85 milyon 1’den büyüktür. Türkiye 1’den büyüktür.

ali babacan-1

GÜLTEKİN UYSAL: HEP BERABER YERLE BİR EDECEĞİZ

"Bir büyük hüzün içerisindeyim, milletim için üzüntü içerisindeyim. Geleceği karartılan gençlerimiz adına bir büyük üzüntü içerisindeyim. Üzüntümün sebebi şudur: Bu büyük ülke, bu büyük millet bu kadar kötülüğü hak etmiyor. Zalime onun cellatlarına, uşaklarına karşı bir büyük mücadeleyi burada başlatıyoruz. Hep beraber ‘Yeter, söz milletin’ diyoruz. 6 Mayıs 2019 Türk demokrasisi için kırılma tarihidir. İstanbul milletinin iradesiyle belediye başkanı seçilen Ekrem İmamoğlu’nun yetkisinin alındığı tarihtir. Milli iradenin önüne set çekilmez.

Milletin hür iradesinin üzerine kayıt da şart da koymak için Ekrem İmamoğlu’na bu cezayı verdiler. Bilsinler ki bu kararın nokta kadar milletin vicdanında bir karşılığı yoktur. Bu kararları aldıranları biliyoruz. Herkesin bildiği bir sır, biliyoruz. Demokrasiyle hukuk ile bu iktidar sahiplerinin ufuklarını gördük. Bakmayın isimlerine Adalet ve Kalkınma Partisi dediklerine. Adaletleri bakalı çok oldu. Adınız ak olacağına alnınız ak olsaydı. Bu ülkenin kaldırım taşlarında İstanbul başta olmak üzere bu kararları alanlar başı dik bir şekilde dolaşamayacaklar. Siz reform yapmayın, sizden bir şey beklemiyoruz. Siz organize kötülük yapmaktan vazgeçin. FETÖcülerin size bıraktığı hukuksuzluk icat etmekten vazgeçin. İşaret fişeğini bugün buradan yaktığımız hukuk, demokrasi mücadelemizin milletin iradesiyle tarihin tecelli edeceği gün milletimiz iradesini ortaya koyacaktır. Altılı Masa etrafında bir araya gelmiş olanların demokrasi diye bir kavgası var. Atanmış hakimlerin verdikleri kararları hep beraber yerle bir edeceğiz. Dünümüzü çalanlara yarınlarımızı asla çaldırtmayacağız. Belediye başkanımız Ekrem İmamoğlu’na milletinin helal oylarını tekrar helal ettirdiniz.

UYSAL-2

AHMET DAVUTOĞLU: BU MASA HALİL İBRAHİM MASASI 

"Meselemiz İstanbul seçmeninin iradesini korumaktır. Yargı bir kez daha siyasallaştı. Bizim meselemiz siyaset üstü bir meseledir. Hepimiz aynı gür sesle insan onuru diyoruz. Demokratik hukuk devleti diyoruz. Sayın Erdoğan’a benzer bir karar verilmişti. Düşünce özgürlüğünü, basını yok ettiler. Onlar gitti ama milletimizin demokrasi aşkı kaldı ve kalacak. Sizin tertiplerinize boyun eğmedik, eğmiyoruz, eğmeyeceğiz. Hangi siyasi görüşten olursa olsun herkesin hakkını hukukunu koruyacağız.

Güç sahiplerine sesleniyorum. Sakın seçim sandığı üzerinden siyaseti dizayn etmeye kalkışmayın. Bağımsız mahkeme karar verdi demeyin. İnanmayız. Biz bu kararı tanımadık, tanımıyoruz, tanımayacağız. Alacağınız karar Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğini şekillendirecek. Zor dönemlerin hakimleridir tarihe geçenler. Türk yargısının mensupları, hiçbir siyasi talimata asla uymayın. Yargı mensuplarının tek aidiyeti vardır o da adalettir. Dün Türk yargısı için kara bir gündü. YSK başta olmak üzere seçime giderken hiçbir yargı mensubu baskı altına alınmaz. Bir tahrik ortamı yaratılarak toplumsal gerilimi ortaya çıkarmaya çalışan iktidara karşı, iktidar partilerine gönül veren seçmenlere de sesleniyorum. Tahriklere kapılmayın. AK Parti seçmenine sesleniyorum. Milli iradeyi esir alanlara karşı sesinizi yükseltin. O geniş kitlelerin bu kararla başları öne eğildi. Siyasi ahlakı egemen kılmaya geliyoruz. Müsterih olun. Bu seçim yasaklara karşı özgürlüklerin seçimidir. Bu seçim sonucunda hiçbir toplum kesimi kaybetmeyecek.

Masa dağılacak diye sözler çıkıyor. Onlar çok bekler çok. Bu masa sizin kurtlar sofrası masanız değil. Bu masa Halil İbrahim masası. Dağılmayacak

ahmet davutoglu-1

MERAL AKŞENER: YAŞASIN ADALET KAHROLSUN İSTİBDAT

“Bu atkının hikayesi var. Genç bir kızımız Kıymet Doğan verdi. 'Ekrem başkana verin' dedi. Bu atkı kıymetin atkısıdır. Tertemiz bir gencimizin atkısıdır. Yüz yıl önce olduğu gibi bugün de egemenlik kayıtsız şartsız diyenler burada. Yüz yıl önce verilen o iradenin temsilcileri burada. Onların saraylara kapandığı anda, milletin sesini duymadığı anda biz saraçhanedeyiz. Saray sizin Saraçhane bizimdir. Zulüm sizinse haksızlık sizinse sandık bizimdir. Millet burada. Demokrasi burada. Ekrem kardeşimin yanında. Gençler diyor ki yaşasın hürriyet kahrolsun istibdat. 16 milyonun yanında 85 milyonun senin yanında olduğunu Saraçhane’de görüyoruz. Hiçbir haksızlık sonsuza kadar sürmez. Geldikleri gibi giderler. Geldikleri gibi gittiler. Geldikleri gibi sizin iradenizle gidecekler."

SABRİ TEKİR: HİÇ SÜPHESİZ YİNE KAYBEDECEKLERDİR

"Herkesin bildiği bir gerçek vardır. Dünden bugüne adalet mekanizmasını kişisel ve siyasi hesaplarla bu mekanizmaya müdahale edenler mutlaka ve mutlaka zaman içerisinde kaybetmişlerdir. Böyle bir müdahale varsa buna müdahil olanlar hiç şüphesiz yine kaybedeceklerdir. Tarihin akışı böyledir. Bu tarihin akışını değiştirmek o kadar kolay değildir. Tabiat böyle bir akışı asla ve asla engellemesine izin vermemektedir. Birileri hukuksuzluk yaparken adaleti çiğnerken biz hukukun dışına asla çıkmamaya kararlıyız. Hukukun sınırları içerisinde kalmaya devam edeceğiz. Bu milletin huzuru için hukukun sınırları içinde kalmaya kararlıyız. Biz her zaman adaletin yanında yer alacak ve herkes için adalet demeye devam edeceğiz. 84 milyon insanın yaşına, cinsiyetine, etnik kökenine ve benzeri diğer hususlara asla itibar etmeden herkese adaletin eşit ve dengeli bir şekilde sunulması gerekmektedir. Yarının Türkiye'sini el ele ve gönül gönüle kurmaya çalışacağız."