Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, daha güvenilir bir ekibin atanması ve piyasa yanlısı tedbirlerle 2020'nin sonlarında daha akılcı para politikasına geçişi onayladı. Piyasalar bunu kısa vadede olumlu karşıladı. Ancak Erdoğan'ın şeffaf politikalara ve enflasyonu hedefleyen reel oranlara dönüşü kısa ömürlü olacak. Mali kısıtlamalardan yüksek oranda etkilenecek olan kesim, Erdoğan'ı destekleyenlerin bel kemiğini oluşturan küçük ve orta ölçekli işletmeler olacak.

İkinci çeyrekte yurtiçi ve yurtdışında baskılar artarken, Erdoğan bir kez daha genişlemeyi teşvik etmeye çalışacak.

FAİZ İNDİRİMİ BEKLENİYOR

İlk adım erken parasal genişleme olacaktır. Corona virüsten kaynaklanan olumsuz etkilerin yol açtığı siyasi baskılar, ucuz kredi eksikliği, artan işsizlik ve düşen hane halkı gelirleri, hızlı bir şekilde faiz indirimi riskini artıracak. Ancak bu sefer sadece etkisiz kalmayacaklar, aynı zamanda ekonomik kriz olasılığını da artıracaklar. Türkiye'nin corona virüs mücadelesiyle birleştiğinde Erdoğan, yirmi yıllık iktidarı ile hayal kırıklığına uğramış seçmenleri geri kazanmak için mücadele edecek.

AKTÖRLERİN DEĞİŞMESİ TÜRKİYE’NİN ZARARINA OLACAK

Bu dinamikler sadece toplumsal gerilimleri körüklemekle ve muhalefete karşı bir baskıya yol açmakla kalmayacak, aynı zamanda milliyetçi duyguları körüklemek ve Erdoğan'ın destekçilerinin dikkatini dağıtmak için daha fazla dış politika macerasına yol açacak. Ve bu yıl, Erdoğan’ı siyasi hamlelerinden koruyacak arkadaşları olmayacak. Çünkü Trump koltuğunu devrediyor ve yakında Merkel de onu takip edecek. Erdoğan'ın açık ara destekçisi Rusya Devlet Başkanı Putin bile Erdoğan’a karşı hayal kırıklığına uğradı. Ve Türkiye'nin mali destekçisi Katar, Körfez İşbirliği Konseyi'nde karşılaştığı baskılar hafifledikçe Erdoğan'dan uzaklaşmak için daha fazla esnekliğe sahip olacak.

DİPLOMATİK ÇABALAR GEÇEN YIL İŞE YARAMIŞTI

Erdoğan, Doğu Akdeniz'de ve bölge genelinde, özellikle enerji konusunda daha sert adımlar atacak, Avrupa Birliği ile ve BAE gibi Orta Doğulu rakipleriyle gerilimi artıracak. Diplomatik çabalar, 2020'de Libya'da maliyetli bir vekalet savaşı veya Ege'de Yunanistan ve Fransa ile doğrudan çatışmaya dönüşebilecek olan krizi durdurmayı başardı. Ancak Türkiye, bu yıl daha büyük engellerle karşı karşıya kalacak ve askeri çatışma olasılığı artıyor.

MACRON EN GÜÇLÜ LİDER OLACAK

Merkel koltuğunu bırakırken, Fransa lideri Macron Avrupa'nın en güçlü lideri olacak. Macron'un Erdoğan'ı küçümsediği bir sır değil, bu yüzden Fransa cumhurbaşkanı büyük olasılıkla bu yıl yeni AB yaptırımları için başarılı bir şekilde bastırarak ilişkileri daha da kötüleştirecek. Washington'da, Biden'in Ankara ile ilişkileri sıfırlama çabası ülkeyi sıkıntıya sokacak. Ancak ABD’nin yeni başkanı, bir NATO müttefiki ile bağların önemini vurgulamak için mücadele edecekken, Erdoğan S-400'lerden vazgeçmeyi reddedecek veya ABD’de görülen Halkbank davasını sonuca kavuşturacak. Bu, bu yıl daha fazla ABD yaptırımı anlamına
geliyor.

90’LAR EKONOMİSİNE DÖNÜŞ

Erdoğan'ın talihsizlikleri ekonomiye acı verici bir şekilde etkileyecek çünkü Türkiye'nin büyümeyi yeniden canlandırmak için uluslararası iyi niyete ihtiyacı var. Ankara'nın Çin de dahil olmak üzere alternatif finansman kaynakları bulma konusundaki çabalarına rağmen, ağırlıklı olarak Batı finansmanına bağımlı kalacaktır. Jeopolitik baskılar Türkiye'nin finansal risk seviyesini yükselttikçe, ödemeler dengesi krizi ihtimali yükselecek ve Erdoğan'ın 2010'lara kadar çizdiği ekonomik görüntüden ziyade, 1990'larda olduğu gibi ekonomik görüntü verecek.

Çeviri: İsmail Cömert / polemikhaber.com