Araştırmacılar ilk olarak Mart ayında Khafre Piramidi'nin altında geniş yeraltı yapıları tespit ettiklerini açıklamış, ancak bu iddialar bazı arkeologlar tarafından "bilim dışı" ve "asılsız" olarak değerlendirilmişti. Giza kompleksinin önemli eleştirmenlerinden ünlü arkeolog Dr. Zahi Hawass, radar teknolojisinin bu kadar derine inemeyeceğini savunmuştu.
İtalyan ekibin yeni çalışmasında ise Menkaure Piramidi’nin altında da benzer yapılar tespit edildi. Araştırmaya göre, bu piramidin altında da Khafre’nin altındaki sütunlara benzer yapılar mevcut. Ekip, bu yapılar arasında bağlantılar olduğuna ve piramitlerin sadece görünen kısmı olduğuna inanıyor.
Radar uzmanı Filippo Biondi, elde ettikleri tomografi verilerine göre bu yapıların varlığının yüzde 90 olasılıkla doğrulandığını söylüyor. Biondi’ye göre, bu yapıların her biri spiral şeklinde organize edilmiş dev sütunlardan oluşuyor ve doğal elementler (hava, su, ateş ve toprak) ile ilişkili bir işleyişe sahip olabilir.
Biondi’nin iddiasına göre, bu yapılar yaklaşık 38 bin yıl önce, daha önce bilinmeyen ileri bir uygarlık tarafından inşa edilmiş olabilir. Ancak bu tarih, piramitlerin geleneksel olarak kabul edilen 4 bin 500 yıllık yaşıyla büyük çelişki taşıyor.
Bu alternatif tarihlendirme, 12 bin 800 yıl önce yaşandığı öne sürülen bir kuyruklu yıldız çarpmasıyla yok olan antik bir uygarlığa dayanıyor. Jeolog Dr. James Kennett, Kuzey Amerika’daki Clovis kültürünün aynı tarihte ani bir şekilde yok olduğuna dikkat çekiyor.
Bu anlatı, Mısır mitolojisiyle de benzerlik taşıyor. Edfu Tapınağı’ndaki hiyerogliflerde “ilk halklar” olarak anılan ve büyük bir sel felaketiyle yok olduğu anlatılan gizemli bir uygarlık tasvir ediliyor. Araştırmacı Andrew Collins, bu metinlerdeki “düşman yılan” sembolünün göksel bir olayın, örneğin kuyruklu yıldızın, temsili olabileceğini öne sürüyor.
Collins, bu felaketin ardından hayatta kalanların bilgilerini sonraki uygarlıklara aktardığını ve Giza’daki yapılarla sembolik bağlantılar kurulmuş olabileceğini belirtiyor. Ancak ana akım akademisyenler bu anlatıların mitolojik olduğu ve doğrudan Giza’ya işaret etmediği görüşünde.