Salgın döneminde evlere kapanılmasıyla birlikte kaygı bozukluğu ve depresyon yüzde 52 arttı. Bu zorlu süreçte ruhsal sağlığını düzeltebilmek için beslenme ve uyku düzenine önem göstermek gerekiyor. Uzmanlar, aynı şekilde yapılacak egzersizlerin de önemine dikkat çekiyor.

Araştırma sonuçlarıyla ilgili değerlendirmede bulunan Psikolog Ceren Kaya, depresyon ve kaygı bozukluğunun, corona virüsü pandemisinin başından bu zamana yüzde 52 arttığını belirtti. Salgından önce bu oranın yüzde 17'lerde olduğunu ifade eden Kaya, her gün uzayan sürecin, insanlarda korku ve kaygıya sebep olduğunu da belirtti. Kaya, salgın boyunca hasta olma ve ölüm endişesi, sosyallikten uzak kalmak ve mecburi izole hayata devam etmenin depresif belirtiler, kaygı bozuklukları, travma sonrası stres bozukluğu, hatta intihar girişimi gibi uyku ve  çeşitli psikiyatrik bozukluklarla ilişkilendirildiğini ifade etti. Depresyon ve kaygı bozukluğunun pandemi süresince en çok gençler, kadınlar, işsizler ve düşük gelire sahip bireylerde görüldüğünü vurgulayan Kaya, şunları söyledi:

“Bu durumun sebebi ilk başlarda bilinmeyen bir salgının korkusuyla evlere kapanma durumuydu. Yaz aylarında ülkemizde de yeni normale geçişle birlikte bireyler belirsizlikten rahatlama aşamasına geçmişlerdi. Ancak vaka artışı ve yasakların tekrar gündeme gelmesiyle salgının en başını yaşıyor gibi durumla karşı karşıya kalındı. Bu sosyal izolasyon bireylerin yalnızlık duygusuyla baş başa kalmasına sebep oldu. Bu şekilde yalnız kalmak bireyleri kendi iç dünyalarına döndürüp depresif ruh hali hissetmelerine sebep olmuştur."

'UYKU VE BESLENME DÜZENİNE DİKKAT EDİLMELİ'

Gençlerin yasaklar sebebiyle rahatça dışarı çıkamadıklarını, okula gidemediklerini ve bu durumun depresif belirtilere neden olduğunu kaydeden Kaya, bu süreçte ruhsal sağlığı olumlu hale getirmek amacıyla uyku ve beslenme düzenine dikkat edilmesi, bağımlılık ihtimali olan davranışlar yerine fiziksel veya sosyal aktiviteler planlamanın doğru olduğunu söyledi. Kaya, fiziksel mesafe olsa da aile üyeleri ve arkadaşlarla görüntülü iletişim halinde olmanın da önemine değindi.