Pew Araştırma Merkezi'nin Haziran ayında yaptığı bir ankete göre, yaklaşık 4 Amerikalıdan 1'i salgının “kesinlikle” veya “muhtemelen” kasıtlı olarak yaratıldığına inandıklarını söyledi. 

Diğer komplo teorileri ekonomik kısıtlamalara ve aşı güvenliğine odaklanıyor. 

Bu temelsiz iddialar giderek artan bir şekilde gerçek dünya sorunlarına yol açmakta.

5G’NİN VİRÜSLE BAĞLANTISI

Ocak ayında aşı karşıtı aktivistler, Los Angeles'taki bir aşı kliniğini bir günlüğüne kapatmaya çalıştı. 

Avrupa'da, 5G kablosuz sinyallerinin enfeksiyonu tetiklediğine dair tuhaf iddialar nedeniyle düzinelerce hücre kulesi yandı. 

Başka yerlerde, bir eczacı aşı dozlarını imha etti, sağlık çalışanları saldırıya uğradı ve tedavi olarak lanse edilen toksinleri tükettikten sonra yüzlerce kişi öldü - bunların hepsi COVID-19 yalanları yüzünden.

ÜRKÜTÜCÜ ANLARDA ORTAYA ÇIKIYOR

İnternette eleştirel düşünmeyi araştıran ve teşvik eden Paris merkezli Reboot Foundation'ın Başkanı Helen Lee Bouygues'e göre, en popüler komplo teorileri, gerçeğin kabul edilemeyecek kadar rahatsız edici olabileceği karmaşık, çalkantılı olayları açıklamalarına yardımcı oluyor.

Bu tür teoriler genellikle tarihteki önemli veya ürkütücü anlardan sonra ortaya çıkıyor: Ay'a iniş, 11 Eylül saldırıları veya mafya ya da benzeri örgütleri içeren büyük komploları sindirmek daha kolay.

‘’BÜYÜK AÇIKLAMA İHTİYACI’’

Avustralya'daki Monash Üniversitesi'nde bir bilim adamı ve komplo teorisi uzmanı olan John Cook, "İnsanların büyük sorunlar, büyük olaylar için büyük açıklamalara ihtiyacı var. Yarasalar veya pazarlar gibi rastgele açıklamalar psikolojik olarak tatmin edici değil" dedi. Cook, bu dürtü o kadar güçlü ki, insanlar genellikle çelişkili komplo teorilerine inanıyor.

(AP, Çeviri: polemikhaber)