AK Parti ve CHP, İstanbul seçimleri için kolları sıvadı. Sanki tekrar bir seçim yapılmayacak, ilk kez seçime girilecek havasında hazırlanıyorlar.
Binali Yıldırım ve Ekrem İmamoğlu açısından da kader seçimleri olacak. Kazananı ikbal kapılarının beklediği, kaybedenin ise siyasete veda edeceği bir seçim olacak.
İstanbul seçimleriyle bir ölçüde Türkiye’nin pusulası tayin edilecek. Herkes her şeyin farkında. En çok da Cumhurbaşkanı Erdoğan... 1994 yerel seçimleriyle Türk siyaset sahnesinde yerini alan Erdoğan, İstanbul’u kazanmak ve kaybetmenin ne anlama geldiğini en iyi bilen isim...
Erdoğan, İstanbul’u kazanmasa yolu AK Parti iktidarından Cumhurbaşkanlığı’na uzanan o büyük yürüyüşünü başlatabilir miydi? Seçimlerden önce “İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder” diye boşuna uyarmamıştı. İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanacak.
31 Mart seçimleri gösterdi ki kimsenin seçim kazanma gibi bir garantisi yok. Herkes her şeyin farkında.
AK PARTİ’NİN ARAŞTIRMASI
AK Parti, İstanbul’a özel bir strateji oluşturuyor. Bunun için önce kapsamlı bir araştırma yapılıyor.
1 milyon 700 bin seçmen sandığa gitmemişti. Öncelikli olarak bu seçmenlerin neden sandığa gitmediği tespit edilmeye çalışıyor. Belli bir oranda seçmen her seçimde oy kullanmıyor. Ancak İstanbul’da seçimlere katılım oranı Türkiye ortalamasının altında. Türkiye’de yüzde 84.67 olurken İstanbul’da bu oran yüzde 83.88’de kaldı. Oysa 24 Haziran seçimlerinde İstanbul yüzde 88.1’le Türkiye ortalamasının üzerindeydi. Öncelikle bu seçmenlerin neden sandığa gitmediği, bunların daha önce hangi partiye oy verdiği, ne yapılırsa oy kullanmaya ikna edilebileceği ve bunların demografik yapısı çıkarılmaya çalışıyor.
1) 16 Nisan referandumunda ve 24 Haziran’da AK Parti’ye oy veren muhafazakâr Kürtlerin neden oy vermediği belirlenmek isteniyor.
2) Ekrem İmamoğlu’nun Trabzonlu olması nedeniyle AK Parti’nin Karadenizli seçmenlerden beklediği güçlü desteği alamadığı ortaya çıktı. Bunun sadece hemşericilikten mi kaynaklandığı yoksa başka nedenleri mi olduğu inceleniyor.
AK Parti, bu soruların yanıtlarını alabilmek için İstanbul’da geniş çaplı bir araştırma başlattı. Ancak sadece araştırma ile yetinilmeyecek, yüz yüze görüşmelerle araştırmadan çıkan unsurların alt başlıklarına inilecek.
Hedef ne? Hedef, sadece bunların neden AK Parti’ye oy vermediğini öğrenmek değil. “Ne yapılırsa bunlar AK Parti’ye oy verir” sorusuna doğru yanıt oluşturmak. İşin özü AK Parti, bu seçmen gruplarını kazanabilmek için doğru yaklaşım dilini tespit etmeye çalışıyor.