İki yılı aşkın bir süre önce Sedat Peker ile aynı ortamda bulunduğunu ve sonrasında kendisine İstanbul Emniyeti'ndeki FETÖ'cü yapılanmayla ilgili bir iddiayı gündeme getirdiği mesaj attığını anlatan Özışık şöyle konuştu: "Adım böyle geçince ben bir yazı yazdım. Hatırlarsanız o yazıda dedim ki düştüğüm yer Yusuf'un kuyusudur ama ben bu kuyudan çıkarım. Ama gördüm ki birileri bu kuyuyu toprakla doldurmaya, beni diri diri gömmeye çalışıyor. Yine aynı yazıda adımın geçtiği bir olay var ve hakkımda da bir suç duyurusu var. "Bana müsaade edin adalet önünde aklanıncaya kadar kendi yazılarıma kendim son veriyorum adalet huzurunda aklanırsam yine huzurunuza gelirim" dedim. Gördüm ki birileri daha adaletin tecelli etmesini beklemeden beni darağacına çekmeye çalışıyor. "Yurtdışına kaçtı iddiası" Yokluğumda Süleyman Özışık, yurtdışına kaçtı diye bir yaygara kopardı. Bu mesele nereden çıktı diye bir araştırdım. Vatandaşın biri benim Türkiye gazetesinden ayrılmamı kastederek "Türkiye'den ayrıldı" demiş. Okuduğu bu iki kelimeyi dahi anlamayan beyinsiz bir kesim de almış bu lafı "Süleyman Özışık Türkiye'den kaçtı diye bir kara propagandaya dönüştürmüş. Yav deli misiniz kardeşim? Ben neden kaçayım. Niye kaçayım ben ne yaptım? Madem benim kaçtığımı iddia ettiniz. Madem benim için "topukladı" dediniz. Bari benim hangi ülkeye kaçtığımı da söylesenize! Ben hayatım boyunca kimseye kumpas kurmadım. Benim Süleyman Soylu'ya kumpas kurmayacağımı bu ülkenin tüm vilayetleri şahittir. 'Belediyelerden para aldı iddiası' Bu Fatih Tezcan'ın dile getirdiği iddia sonrası bütün belgeler elimde. Seçime giderken "AK Parti zarar görmesin diye açıklamıyorum ama sonra tek tek açıklayacağım Süleyman Soylu'nun gerçek yüzünü" dedi. Üzerinden iki yıl geçti. Ben bu iddiadan sonra mahkemeye suç duyurusunda bulundum. "Elindeki belgeleri mahkemeye sun ve beni bitir" diye çağrıda bulundum. Yetmedi bir de video çekimi yaptım. Hatta yazı yazdım. Hadi seçimler bitti. Hadi elindeki belgeleri açıkla diye tekrar tekrar çağrıda bulundum. Hatta bu da yetmedi. Bütün belediye başkanlarına seslendim. Böyle bir tehditte böyle şantajda bulunduğumu, bırakın bunu böyle bir imada bulunduğumu açıklasın dedim. Bir tane belediye başkanı çıkmadı. Şimdi üzerinden iki yıl geçmesine rağmen Fatih Tezcan bunları açıklamadı. Mahkemeye verdim oraya da sunmadı. Benim ülkemin mahkemeleri de bu iddialarla ilgili takipsizlik kararı verdi. Durum bu! Benim de bildiklerim var benim de öğrendiklerim var. Bunları tek tek anlatacağım. Korkmadan çekinmeden anlatacağım 'Sedat Peker'in paylaşımını beğendi mi?' Twitter'da beğen ikonuna istemsizce dokunmuş ve beğenmişim. Şimdi buradan beni Sedat Peker'in safına geçtiğim anlamına getirmişler, öyle manşetler atmışlar. Bakın buradan çok net söylüyorum. Sizin huzurunuzda söylüyorum. Bu arkadaşlara sesleniyorum. Halt etmişsiniz! Halt etmişsiniz! Benim kimin safında olduğumu ve durduğumu siz yakında göreceksiniz. Çok net göreceksiniz hem de! 'AK Parti içindeki AKP'liler' Bunların bana karşı büyük bir nefreti, büyük bir garezi var. Saldırgan tavırları bundan. Hiç merak etmeyin Allah şahit olsun ki bana bunlar saldırıyor diye bazı ağır cümleler söylüyor diye "lafım ona davayı sattın, kaybol terk et dediler" diye ben bu davaya sırtımı dönmem, yüzümü dönmem. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanında görünüş Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanı seçmek için her fırıldağı yapan hem de merkezinde olanların safına geçmeyeceğim. Ben buradayım çünkü ben bu mahallenin en eski sakinlerinden biriyim. Bu mahalleye sonradan gelen hırsız, arsız diye andığım kimi eski teşkilat mensuplarıyla kimi belediye başkanlarının lafına bakıp mahallemi terk etmem ben. 'Süleyman Soylu'nun suç duyurusu' Tabii ki bir suç duyurusunda bulunabilir. Buna bir itirazım yok ama şu Süleyman Özışık bana kumpas kurdu sözü var ya bununla ilgili bir kaç laf etmezsem çıldırırım. Hırsımdan kahrımdan ölürüm. Ben hayatım boyunca kimseye kumpas kurmadım. Benim Süleyman Soylu'ya kumpas kurmayacağımı bu ülkenin tüm vilayetleri şahittir. Konferans salonlarında darbede sokağa ilk inen insan olan ve TRT'yi darbecilerin elinden kurtaran milletin adamı Süleyman Soylu, bu ülkenin de kahramanıdır benim de kahramanımdır diye haykıran benim. Ben kumpasçı değilim, buna siz şahitsiniz Allah şahit! Ben kimseye kumpas kurmadım. Şimdi yüzlerce arkadaşım binlerce okurum bana diyor ki İçişleri Bakanı'na kırılma, o sözleri kızgınlıkla söyledi. Kızdığı için senin hakkında suç duyurusunda bulundu diyor. Mesele benim hakkımda suç duyurusunda bulunması değil arkadaşlar. Suç duyurusunda bulunmadan bir gün önce gazetelere Süleyman Özışık bana kumpas kurdu diyerek benim hakkında kesin hüküm ve ceza vererek, mahkemeden önce beni kumpasçı olarak ilan etmesi. Beni hainlerin önüne kurban olarak attığı için, linç ettirdiği için küfür ettirdiği için ben isyan ediyorum. Şunu söyleyeyim. Sizlerde şahit olun. Ben bu kırgınlığı içimde tutmam, mesleğime de yansıtmam. Allah ve tarihin huzurunda şunu söylüyorum. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, devlet makamında olduğu ve cumhurbaşkanının yanında durduğu sürece onu savunmak benim boynumun borcu ve namus borcum olsun. "Bunları tek tek anlatacağım" Herkes Sedat Peker'e bir şeyler söyledi. Madem adım bu işlerin içine bir şekilde bulaştırıldı, o zaman söz söyleme sırası bana geldi. Benim de bildiklerim var benim de öğrendiklerim var. Bunları tek tek anlatacağım. Korkmadan çekinmeden anlatacağım."