Temel liseler kapanıyor mu? Milli Eğitim Bakanlığı'ndan,dershanelerin dönüştürülmesi zamanında kurulan temel liseler ile ilgili bir açıklama geldi. Milli Eğitim Bakanlığı'nca özel öğretim kurslarının 2019-2020 eğitim ve öğretim yılından itibaren kapatılacağı bildirildi.Peki temel liseler kapanacak mı? Özel dersaneler kapanacak mı? Merak edilen detaylar haberimizde...
TEMEL LİSELER KAPANIYOR MU?
Duyuruda, "Dershanelerin dönüştürülmesi sürecinde açılan temel liseler de 2018-2019 eğitim ve öğretim yılının sonunda kanunda belirtilen süreyi tamamlayarak kapanacak. Bu nedenle temel liselere yeni öğrenci kaydı ve bursluluk sınavı yapılmayacak." ifadesi kullanıldı.
Bu okulların ara sınıflarında öğrenim gören öğrencilerin resmi ve özel ortaöğretim kurumlarına ilgili mevzuat hükümleri doğrultusunda naklinin yapılabileceği aktarılan duyuruda, "Milli Eğitim Bakanlığınca bu süreçte veli ve öğrencilerin mağduriyet yaşamamaları için gerekli tüm tedbirleri almaya dönük çalışmalar yapılmaktadır." ifadelerine yer verildi.
BAKAN SELÇUK AÇIKLADI
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Antalya'da önümüzdeki dönemde hayata geçirilecek çok önemli iki projeyi açıkladı: ''Okul profili değerlendirme…Bunun pilot çalışmaları Şubat ayında başlıyor. Ve önümüzdeki öğretim yılında okullarımızın takibiyle ilgili veriye dayalı yönetim sistemine geçiyoruz. Benim önemsediklerimden bir diğeri de tasarım beceri atölyeleri. Bu projenin de Şubat ayında Türkiye’de 30 kadar okulumuzda pilot olarak başlanacağını ifade etmek isterim.''
Antalya'da konuşan Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, şunları söyledi:
''Biz eğitim sisteminin yapısal dinamiklerinde yapacağımız çalışmalarla bir dönüşümü tasarlamaya gayret ediyoruz. Yoksa birkaç sene önceden beri belirlenen ve zaten okullara dönüşmesi beklenen kuruluşlarımızın alacağı yolda elbette katkılarımız olacak. Ve ne yapabilirsek bu sürecin sancısız şekilde gelişmesi için her türlü çabayı göstereceğiz.
NET BİR YOL HARİTASINA SAHİBİZ
Dershaneler meselesi de bilinen, sayın Cumhurbaşkanımızın da talimatlarının ne olduğunun açık şekilde bilindiği bir husus. Bu bağlamda ben bütün velilerimize açıklıkla ifade etmek isterim. Yerine ne koyacağımız konusunda ve buradaki ihtiyacı, talebi nasıl karşılayacağımız konusunda net bir yol haritasına sahibiyiz. Bunu da önümüzdeki haftalarda açıklama fırsatımız olacak, hazırlıklarımız bitti.
SÜRPRİZ YOK
Biz elimizden geldiği kadar sürpriz yapmayacağız derken; bir sürpriz yok. Bu 4-5 sene önce alınmış olan ve bundan sonrası için de nasıl bir yol haritası izleyeceğimizi ilgili aktörlerle açıklıkla paylaşacağız. Ben sadece bu konunun velilerimiz tarafından dikkatle ele alınmasına önem verdiğimi belirtmek isterim. Çünkü bu konunun istismarı söz konusu olabilir, kötüye kullanılması gibi girişimler söz konusu olabilir. Bunların engellenmesiyle ilgili biz her türlü önlemi alma imkanına sahibiz ve ısrarla da takip edeceğiz.
PİLOT ÇALIŞMALAR ŞUBAT AYINDA BAŞLIYOR
Bir iki örnek de vermek isterim. Okul profili değerlendirme… Türkiye’deki bütün okullarımızın, belli parametreler çerçevesinde tabiri caizse MR’ının çekilmesi, bunun mobil olarak incelenmesi, her okulumuzun ihtiyacının takip edilmesi ve ihtiyaçlarının karşılanması konusunda hem mali hem de idari tedbirlerimizi almış vaziyetteyiz. Bu süreç içinde okullarımızın hangisinde ne tür ihtiyaç olduğunu izleme değerlendirmesi konusunda bir Türkiye ortak modeli ortaya çıktı. Bunun pilot çalışmaları Şubat ayında başlıyor. Ve önümüzdeki öğretim yılında okullarımızın takibiyle ilgili veriye dayalı yönetim sistemine geçiyoruz.
Bu hayata geçtiğinde de biz okullarımızın, özellikle imkanı daha az olan okullarımızın iyileştirilmesi için yol haritasına sahip olacağız.
TASARIM BECERİ ATÖLYELERİ ŞUBAT'TA 30 OKULDA BAŞLAYACAK
Benim önemsediklerimden bir diğeri de tasarım beceri atölyeleri. Bu projenin de Şubat ayında Türkiye’de 30 kadar okulumuzda pilot olarak başlanacağının, inşaatların tamamlandığını, öğretim programı içeriklerinin hazırlandığını ifade etmek isterim. Çok önemsiyorum; bizim orta okullarda bile üniversitedeki bazı meslek alanlarının izdüşümünü görmek durumundayız. Örneğin mühendislik atölyesini ilkokulda görmek zorundayız. Eğer bunu görürsek çocuklarda meslek bilincinin oluşması, küçük yaştan itibaren ellerini daha fazla kullanmaları mümkün olabilecektir. Bu ve buna benzer bir çok somut projenin ortaya konulmasıyla beraber; eğitim camiasının beklediği, velilerimizin ve çocuklarımızın beklediği somut olarak hayata geçecek aşamalar nelerdir sorusunun cevabını vermeye başlamış olacağız.
Ben şunu ısrarla ifade ediyorum. 3 yıllık bir takvim ortaya koyduk. Hangi ay, hangi sene neyi yapacağımızı ifade ettik. Bu takvim belgede olmasına rağmen, 'Neden bir şey yapılmıyor?' şeklinde suallere muhatap oluyoruz. Orada takvim dururken, acilen sürekli değişiklik yapmanın iyi bir fikir olduğunu zannetmiyorum. Örneğin okul öncesi eğitimde 5 yaş zorunlu olacaksa; bunu yapmamız halinde hangi parametrelerin nasıl etkilendiğini ele almak zorundayız.''
TEŞVİK KADEMELİ KALDIRILACAK
Duyuruda ayrıca, kamuoyunda "teşvik" olarak da adlandırılan eğitim ve öğretim desteği uygulamasının organize sanayi bölgeleri ve bu bölgeler dışında açılan özel mesleki ve teknik eğitim okullarında öğrenim gören öğrenciler hariç olmak üzere diğer özel okullar için 2018-2019 eğitim ve öğretim yılının sonundan itibaren kademeli olarak kaldırılacağına işaret edilerek, şunlar kaydedildi:
"Bu kapsamda 2019-2020 eğitim ve öğretim yılından itibaren özel okullarda ilk defa öğrenim görecek öğrencilere eğitim ve öğretim desteği verilmeyecek. Halen özel okullarda bu desteği alan öğrenciler ise öğrenim gördükleri okulun öğretim kademesi süresi boyunca destekten yararlanabilecek."
Milli Eğitim Bakanlığının ( MEB) internet sitesinde destekleme ve yetiştirme kurslarına ilişkin yapılacak yeni düzenlemelerin yer aldığı duyuru yayımlandı.
Duyuruda, şu bilgilere yer verildi:
"Milli Eğitim Bakanlığı, olası mağduriyetleri önlemek için özel öğretim kurslarının 2019-2020 eğitim ve öğretim yılından itibaren kapatılmasına ilişkin tüm çalışmalarını tamamladı. Bu kapsamda 5580 Sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu'nda değişiklik öngören çalışmanın yasalaşmış olması sonucunda özel öğretim kursları kapanacak. Bu nedenle veli ve öğrencilerin herhangi bir mağduriyet yaşamaması için önümüzdeki eğitim öğretim yılından itibaren özel öğretim kurslarının yeni öğrenci kaydı yapmamaları ve bursluluk sınavı yapmamaları gerekmektedir. Örgün eğitim çağındaki öğrencilere okullarda, mezun öğrencilere ise halk eğitimi merkezlerinde ücretsiz olarak destekleme ve yetiştirme kursları verilmeye devam edecek."
Duyuruda, kurslarda görevlendirilecek personele uygulanacak öğretim programları ve kullanılacak yardımcı öğretim materyallerine yönelik kapsamlı bir çalışmanın yürütüldüğü kaydedildi.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞININ KISA TARİHÇESİ
Eğitim ve öğretim hizmetlerinin devlet eliyle yürütülmesi düşüncesi ilk kez II. Mahmut döneminde gündeme gelmiştir. Bu döneme kadar vakıflar tarafından yürütülmüş olan eğitim ve öğretim hizmetleri, 17 Mart 1857 tarihinde Maarif-i Umumiye Nezareti uhdesine verilmiştir. Böylelikle eğitim ve öğretim hizmetlerinden sorumlu bir nazır (bakan) meclis-i vükela içinde yer almıştır. Nezaretin kuruluşuyla okullar sıbyan, rüştiye ve mekâtib-i fünün-i mütenevvia olarak üç dereceye ayrılmıştır.
Eğitim sistemimize ilişkin ilk yasal düzenleme 1869 yılında çıkarılan Maarif-i Umumiye Nizamnamesidir (Genel Eğitim Tüzüğü). Bu tüzük ile eğitim hakkı, eğitim yönetimi, eğitim sisteminin belirlenmesi, eğitim ödenekleri, öğretmen yetiştirme ve istihdamı, taşra teşkilatı ve sınav sistemleri gibi hususlar düzenlenmiştir. Aynı zamanda merkez örgütünde ilmi ve idari olmak üzere iki daireden oluşan Meclis-i Kebir-i Maarif (Büyük Eğitim Meclisi) ile il düzeyinde Maarif Meclisleri kurulmuştur. 1872 yılında Büyük Eğitim Meclisi tek meclis haline getirilerek daireler öğretim basamaklarına göre düzenlenmiştir. Bu daireler; Mekatib-i Sıbyan (İlkokul), Mekatib-i Rüştiye (Ortaokul), Makatib-i Aliye (Yüksek Okul), Telif ve Tercüme ile Matbaalar (Yayın) daireleridir.
1911 tarihli Maarif-i Umumiye ve Teşkilatı Nizamnamesi (Eğitim Teşkilat Tüzüğü) ile bütünsel bir yapı oluşturulmuştur. II. Meşrutiyet Dönemi sonunda Maarif Nezareti merkez teşkilatı şu dairelerden oluşmaktadır:
Tedrisat-ı İptidaiye Dairesi (İlköğretim Dairesi)
Tedrisat-ı Taliye Dairesi (Orta Öğretim Dairesi)
Tedrisat-ı Aliye Dairesi (Yüksek Öğretim Dairesi)
Mekatib-i Hususiye Dairesi (Özel Okullar Dairesi)
Tahrirat Dairesi (Yazı İşleri Dairesi)
Muhasebat Dairesi (Saymanlık Dairesi)
Sicil İşleri Dairesi
İstatistik Dairesi
Levazım Dairesi (Ders Araçları Dairesi)
Evrak Dairesi
Kurtuluş Savaşı yıllarında, İstanbul’ da Osmanlı Hükümetinin Maarif Nezareti, Ankara’da ise TBMM Hükümetinin Maarif Vekâleti olmak üzere iki eğitim bakanlığı bulunmaktaydı.
23 Nisan 1920’de TBMM’nin açılmasını müteakip, 2 Mayıs 1920 ve 3 sayılı Kanun’la kurulan ve on bir vekâletten oluşan İcra Vekilleri Heyeti’nde (Bakanlar Kurulu) Maarif Vekâleti de bulunmaktaydı.
1923 yılında İstanbul’da bulunan Maarif Nezareti kaldırılmış, Ankara’da bulunan Maarif Vekâleti teşkilatının İlk Tedrisat Müdürlüğü, Orta Tedrisat Müdürlüğü, Hars (Kültür) Müdürlüğü, Sicil ve İstatistik Müdürlüğü birimlerine Müsteşarlık, Yüksek Öğretim Dairesi, Teftiş Heyeti, Telif ve Tercüme Dairesi, Özel Kalem ve Evrak Dairesi birimleri eklenmiştir. Taşra teşkilatı da Maarif Müdürlükleri ve Maarif Memurlukları olarak düzenlenmiştir.
Millî Eğitim Bakanlığı, Cumhuriyetimizin kuruluşundan bugüne kadar aşağıda belirtilen isimler altında çalışmalarını sürdürmüştür.
1923-1935 yılları arasında “Maarif Vekâleti”
1935-1941 yılları arasında “Kültür Bakanlığı”
1941-1946 yılları arasında “Maarif Vekilliği”
1946-1950 yılları arasında “Millî Eğitim Bakanlığı”
1950-1960 yılları arasında “Maarif Vekâleti”
1960-1983 yılları arasında “Millî Eğitim Bakanlığı”
1983-1989 yılları arasında “Millî Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı”
1989 yılından günümüze kadar da “Millî Eğitim Bakanlığı”
adıyla çalışmalarını sürdürmektedir.
Millî Eğitim Bakanlığının teşkilat yapısı çeşitli yasal düzenlemelerle değişikliklere uğramış olup günümüzdeki yapısı 14.9.2011 tarihinde yürürlüğe giren 652 sayılı Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile belirlenmiştir.