Hasar tespit çalışmalarının ardından TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası tarafından, 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş Depremleri Hasar Tespit Çalışmaları Değerlendirme Raporu hazırlandı. 

AÇIKLAMALAR GÜVENİRLİĞİ VE ÇALIŞMA SİSTEMİNİ BOZACAK NİTELİKTE

Hazırlanan raporda, "Çalışmalara katılmak için ilk on gün içinde sahaya giden ekipler içerisinde yer alan birçok üyemiz görev bölgelerinde depremzede vatandaşların karşılaştıkları ilk yetkililer olma durumunu yaşadılar. Birçok yerde vatandaşı tatmin ve ikna edici açıklamalarda bulunulsa da süreç içerisinde yapılan ve teknik olmayan bazı açıklamalar ve uygulamalar hem güvenilirliği hem de çalışma sistemini bozar nitelikteydi" ifadeleri yer aldı. 

Hasar tespit çalışmalarına yönelik eleştiriler ve önerilerin yer aldığı raporda şu ifadelere yer verildi:

Süre Baskısı: 13 Şubat tarihinde önce Cumhurbaşkanı ardından Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı tarafından hasar tespit çalışmalarının bir hafta içinde tamamlanacağına dair açıklama hem bölgede hem de Kriz Merkezinde kamu çalışanları tarafından talimat olarak kabul edildiğinden sahada çalışan gönüllülerin üzerinde bir baskı oluşmasına hatta bazı bölgelerdeki koordinasyon birimlerinin üyelerimizle amir-memur ilişkisi oluşturmaya çalışmasına sebep oldu. Titizlikle yürütülmesi gereken hasar tespit çalışmalarında gerçeklikle ilgili olmayan bu tür süre baskıları yapılan çalışmaların güvenilirliğini de zedeler niteliktedir.

Teknik Personel: Bölgede yapılan çalışmalarda teknik olarak yeterli olmadığı düşünülen meslek gruplarından, hasar tespit eğitimi almamış veya bireysel olarak koordinasyona başvuran birçok kişinin meslek grupları dahi sorgulanmadan ekipler oluşturulduğu gözlenmiştir.

Numarataj Sistemi: Sistem üzerindeki belirlenen adreslerle yereldeki adreslerin uyumsuzluğu sebebiyle bazı bölgelerde yapılan tespitlerde “hasarsız” ve/veya az hasarlı olarak belirlenen yapıların e-devlete aktarıldığında “ağır hasarlı” ve/veya “acil yıkılacak” olarak görülmesi gönüllülerimizle depremzede vatandaşlar arasında sorunlar yaşanmasına ve güvenlerinin zedelenmesine sebep oldu.

Güçlendirmenin İptali: Saha çalışmalarındaki gönüllülerimiz vatandaşla yaptıkları görüşmelerde “yapılacak tespitlerle birlikte orta ve ağır hasarlı binaların güçlendirilebileceğini ve bunun için yeniden yapım ile güçlendirme maliyetlerinin karşılaştırmalı analizlerinin yapılması gerektiği” konusunda açıklamalarda bulunmuşlardır. Ancak 20 Şubat tarihinde Cumhurbaşkanı tarafından 'Güçlendirme diye bir mantık yok, hepsini sıfırdan yapacağız' açıklaması teknik personele karşı başlamış olan güven sorununu da derinleştirmiştir. Hatta çalışma yapılan bazı bölgelerdeki vatandaşlar yıkımı önceleyen bu açıklamanın bölgenin demografik yapısını bozmaya yönelik olduğunu düşünmektedirler.
Hasar Tespitine Dair Çelişkiler: Belirtmek gerekir ki; Sahada çalışan ve eğitimini tamamlamış teknik personel tarafından bu anlamda herhangi bir çelişki bulunmamaktadır. Ancak devam eden günlerde hasar bilgilerinin e-devlet sisteminde görülmeye başlanması ve AFAD tarafından dağıtılan broşürlerdeki hasar durumlarına dair tanımlamalar teknik personelin güvenilirliğini yerle bir etmiştir. Özellikle betonarme binalarda vatandaşa günler boyu yapılan açıklamalarda sıva, boya ve duvar çatlaklarının hatta duvar göçmelerinin değerlendirmeye alınmadığı önemli olanın binanın yapısal elemanları olduğu ve bu elemanların değerlendirildiği anlatılmıştı. Hasar tespit eğitiminde belirlenen tarifler ile e-devlet ve AFAD arasındaki çelişkiler Tablo-1’de listelenmiştir.

882A31D4-E01A-46FD-8816-78B78E91654D

Hasar Durumlarına Göre Yapılacak Yardımlar: Hasar durumlarının tariflenmesinde yaşanan çelişkiler, hasar durumu belirlenen yapıların akıbetine dair belirsizlikler ve depremzedelere yapılacak nakdi yardımların hasar durumları ile ilişkilendirilmesi vb. çoğu teknikten uzak siyasi açıklamalar sonucu vatandaşların konutlarının hasar durumları konusunda gönüllülerden talepte bulunması gibi ikincil sorunlar üretmiştir. Bugüne kadar yaptığı çalışmalarda sadece yapısal hasarları değerlendiren gönüllüler belirledikleri hasar durumu sebebiyle vatandaşların bazı yardımlardan faydalanamamaları sebebiyle teknik ve vicdan arasında tercihe zorlanmıştır. Oysaki hasar tespit aşamasında veri girişlerinde sadece kritik hasar tipleri (A, B, C, D) ve sayıları girilebildiği ayrıca yapısal olmayan hasarlarla ilgili mertebe belirlenen bir çalışma yapılsaydı bu sorunların büyük bir kısmı yaşanmayabilirdi.

Hasar Tespitine Müdahale: Münferit olarak yaşanmasına rağmen kimi bölgelerde kamu binalarının hasar tespit sonuçlarının bölgedeki yetkililer tarafından uygun görülmeyerek pasife alındığı, daha sonra kendi ekipleri tarafından yapılan tespitlerle yeni hasar durumları belirlendiği gözlenmiştir.

Masa Başında Alınan Kararlar: Çalışma yapılan bazı bölgelerde siyasetçilerin yaptıkları açıklamalara paralel olarak yapıların hasar tiplerine dair müdahale ve yönlendirmeler yapılmaya çalışıldığı gözlenmiştir. (Orta hasarları, ağır hasara çevrilmesi gibi) Ayrıca bazı bölgelerde çalışmalar devam ederken yaşanan ve hasar durumlarını etkileyen kimi depremler yaşanmış olup bu depremler sonucu anlık kararlarla süreç içerisinde faaliyet gösteren bizlerin çalışmaları da baltalanmıştır. Konu hakkında görüşümüze başvurulması bir yana herhangi bir bilgilendirme dahi yapılmamıştır.

ÇALIŞMALAR VE AÇIKLAMALAR ÖRTÜŞMÜYOR

Kararların günübirlik alındığı ve bu sebeple de kapsamlı bir ilerleme olmadığı söylenen değerlenrime açıklamasında, "Yapılan çalışmalarla yapılan açıklamaların örtüşmediği" bu sebeple de teknik personele güvenin halk nezdinde zedenlenmesi gibi bir sonuç doğurduğu eleştirisi getirilen raporda şunlar söylendi: 

"Yapılan çalışmalardaki yerel ve genel sorunları tarif ederken öncelikli olarak teknik hiçbir anlamı olmayan siyaseten yapılan açıklamaları ve karar alma süreçlerindeki yerel ve genel düzeydeki karışıklığı tarifleyebiliriz. Depremzedelere yapılacak yardımlar, binaların geleceği, çalışmaların süresi, hasar tiplerinin belirlenmesi ile ilgili alınan kararlar ve yapılan açıklamalar hasar tespit çalışmalarının günübirlik kararlarla yürütüldüğünün bir göstergesi niteliğindeydi. Yapısal olmayan hasarların tespit edilmemesi sebebi ile de “hasarsız” veya “az hasarlı” birçok yapı oturulamaz durumda olmasına rağmen bu anlamda merkezi ve standartlaştırılmış bir veri oluşturulamamıştır.

Yapılan çalışmalardaki tespitler doğrultusunda oluşturulan hasar tipleri ile başka kaynaklarda açıklanan hasar tipleri arasındaki farklar çalışmanın güvenilirliğini zedelemenin yanı sıra sahada farklı uygulamalara ve teknik personelin aldıkları eğitimin dışında değerlendirme yapmalarına sebep olmaktadır. Bu çelişkiyi anlamak mümkün değildir. 'Acaba vatandaşlara bu açıklamaları hazırlayan yetkililer hasar tespit eğitimlerini almadılar mı?' sorusunu akla getirmektedir.

İnşaat Mühendisleri Odası tarafından yapılan çalışmalar için ilgili kurum ile bir protokol yapılması faydalı olacaktır. Bu protokol kapsamında çalışma yürütülen bölgedeki AFAD’ın koordine ekipleri ile direkt bir temas sağlanması ulaşım, barınma gibi sorunların çözülmesi açısından faydalı olacağı gibi çalışma yürütülen bölge hakkında da Odamızın karar alma süreçlerine dahil edilmesi gerekmektedir. Yaşanan bu belirsizlikler ve sorunların giderilebilmesi için hasar tespit çalışmalarının bir yönetmeliğe bağlı olarak yapılması da hem karar alanların, hem sahada çalışma yürütenlerin işlerini kolaylaştıracağı gibi yapılan tespitlerde ve teknik personelde bir standardın oluşturulmasına katkı sağlayacaktır. Bu konuda Odamız akademisyenlere, kamu kurumlarına ve ilgili meslek odalarına yapacağı bir çağrı ile hasar tespit çalıştayı düzenlemeyi görev edinecek ve ilerleyen zamanda gerçekleştirecektir."