Ünlü İngiliz suç yazarı Agatha Christie'nin 1926'da evinden yüzlerce kilometre uzaktaki bir otelde 11 günlük kayboluşunun ardından ortaya çıkması uzun yıllar kafa karıştırdı. Ancak BBC tarihçisi Lucy Worsley, bu kayboluşun ardındaki gizeme Agatha Christie'nin psikolojik durumunun neden olduğuna inandığını söyledi. 'FÜG DURUMU' DailyMail'in haberine göre, Lucy Worsley, "Suçun Kraliçesi" olarak anılan Christie'nin duygusal bir travma olan "Füg durumuna" girdiğini ve bu sebeple evinden plansız bir şekilde ayrıldığını, kendi benlik duygusunu yitirdiğini söyledi. İki duygusal travmanın füg durumunu tetiklemiş olabilir diyen Worlsey, "Christie, kaybolmasından 8 ay önce Nisan 1926'da annesini kaybettiği için depresyona girmiş. Daha sonra eşi, Ağustos 1926'da Christie'ye, başka bir kadın aşık olduğu için boşanmak istediğini söylemiş. Aralık 1926'ya gelindiğinde intihar etmeyi düşünen yazar, füg durumuna girmişti" dedi. ARAMALARA SHERLOCK HOLMES'ÜN YAZARI DA KATILDI Agatha Christie, 3 Aralık 1926'da kocasıyla tartıştı ve birkaç saat sonra Berkshire'daki evlerinden kayboldu. Ertesi sabah arabası, içinde son kullanma tarihi geçmiş ehliyet ve kıyafetlerle park edilmiş olarak bulundu. Agatha Christie için gerçekleştirilen aramada binden fazla polis memuru ve 15 bin gönüllü katıldı ancak sonuç alınamadı. 14 Aralık 1926'da, evinden yüzlerce kilometre uzaklıktaki York Shire'da bulundu. Christie otele kaydını eşinin aşık olduğunu söylediği kadının ismi ve soyismiyle yaptırdı. Sherlock Holmes'un yazarı Sir Arthur Conan Doyle, Agatha Christie'nin arama faaliyetlerine katıldı. Canon Doyle, yazarın izini sürmede yardımcı olması için Christie'nin eldivenlerinden birini bir medyuma verdi. Bulunduktan sonra Christie, kaybolduğu 11 gün içinde neler olduğuna dair hiçbir ayrıntıyı hatırlayamadığını söyledi.