Enkaz altındaki depremzedeyi kurtarmak isterken aynı depremzededen küfür yediğini ancak bir hakaretin kendisini bu kadar mutlu edeceğini bilmediğini söyleyen UMKE'de görevli hemşire Ebru Ağdak, 'Çünkü amcanın o sözleri, bize yaşadığını gösteriyordu'diye konuştu. 

DHA'nın haberine göre Zonguldak Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi’nden (UMKE) 50 sağlık çalışanı, depremin etkilediği Kahramanmaraş ve Hatay’da görev yaptı. Bölgede 42 kişiyi enkazdan sağ çıkaran ekipten, Hatay’da görevli ameliyathane hemşiresi ve 7 yıldır UMKE gönüllüsü olan Ebru Ağdak, hem enkazda hem de acil müdahale çadırlarında çalıştığını söyledi. Enkaz altındaki depremzede kendisini kurtarmak isteyen ve beklemesini söyleyen sağlık çalışanlarına küfretti. Ancak bu küfrün çalışanlar arasında mutluluk yarattığını çünkü küfürde olsa o kişinin yaşadığını gösterdiğini belirten Ağdak, 'Birinin bana küfretmesinden bu kadar mutlu olacağımı bilmiyordum' dedi 

'ÇOCUĞU KURTARMADAN ONU KURTARMA İŞLEMİNE GEÇİLEMİYORDU'

Olaya ilişkin yaşadıklarını anlatan sağlık çalışanı UMKE'de görevli hemşire Ebru Ağdak, şöyle konuştu:

Defne ilçesi Odabaşı Mahallesi’nde enkazda iletişim kurduğumuz bir amca, 15 yaşındaki çocuğun hemen diğer tarafındaydı. Çocuğu kurtarmadan, onu kurtarma işlemine geçilemiyordu. Binanın yapısı depremlerden dolayı hareket ediyordu. Oradan gelen sese de biraz daha beklemesi gerektiğini söylüyorduk. Üzerinde yük yoktu. O, bize küfrediyordu geciktiğimizde. Gerçekten birinin bana küfretmesinden bu kadar mutlu olduğu bilmiyorum çünkü amcanın o sözleri, bize yaşadığını gösteriyordu. O amcayı da sağ bir şekilde çıkardık sonradan çok paniklediğini söyledi bize' dedi.

'KUZUM BİR ŞEY OLDU MU?' DEYİNCE DAYANAMADIM! 

Kahramanmaraş’ta görev yapan, 2 yıllık UMKE gönüllüsü anestezi teknikeri Buse Günaydın da 6 kişinin enkazdan kurtarılmasında yer aldığını kaydederek, “Bölgeden ayrılmaya çok yakınken telefon geldi, bir teyze yaşıyor, diye. Çok duygusaldı benim için. Hem 5’inci gün hem hava soğuk. Umutlar tükenirken sesini duyunca kalbim yerinden çıkacak gibi oldu. Teyzeye, enkaza inip, damar yolu açarken başımı biraz sürtmüştüm; ‘Ah’ deyince teyze, ‘Kuzum bir şey oldu mu?’ deyince artık orada dayanamadım. Kendi günlerdir göçüğün altında olmasına rağmen benim oradaki canımın yandığında sanki hiç orada kendisi yatmıyormuş gibi ‘iyi misin, aman sana bir şey olmasın’ demesi, beni çok duygulandırdı” diye konuştu.