İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Karar TV'de soruları yanıtladı.  Koronavirüsüne karşı geliştirilen aşı ile ilgili "Önce Sayın Erdoğan olsun aşıyı o zaman bakalım duruma" diyen Akşener, "Türkiye olarak partili Cumhurbaşkanlığına geçtikten sonra kurumsal değil bireysel ilişkiler var. Bir dönem Sayın Putin sevdası vardı şimdi Çin’in yöneticileri dostum olmuş durumda. Tek bir aşı o aşının olumsuz sonuçlarıyla karşılaştığımız süreçte bıraktık onu diyelim, Türkiye’ye aşı nereden gelecek? Almanya’dan hatta Rusya’dan bağlantıların kurulması gerekir. Böyle bir çalışmanın yapılması gerekirdi vatandaşın sağlığı açısından" dedi.

Türkiye'nin hesap vermekten uzak, şeffaflıktan uzak otoriter yönetimlerin olduğu ülkelerle yakın ilişkiler içerisinde olduğunu belirten Akşener'in açıklamaları şöyleydi:

* Türkiye hızla batı liginden, AB’ye girip girmemenin konuşulmadığı bir dünyaya doğru gidiyoruz. Katar meselesinin de tartışılmasının nedeni bu. 

"İTİBARDAN TASARRUF OLUR"

* İtibardan tasarruf olmaz kavramını doğru bulmuyorum, medeniyetle alakası yok. İtibar sizin nüfuz cüzdanınızı, paranızı, pasaportunuzu değerli kılmaktır, ne giydiğiniz önemli değildir.

* Bütün mesele Katar ile olan ilişkilerdeki gizlilik. Su meselesi deniliyor ne olduğunu bilmiyoruz ticari sır diye bir kavram var. Niye ekonomisi şeffaf olması gereken ülkelerde böyle bir şey yok. Katar’ın Katar olmasıyla Müslüman olmasıyla alakası yok bu gizlilikle alakalı. Bu tür ilişki biçimleri ileriki aşamalarda Türkiye’nin başını derde koyar.   

* Uygur Türkleri ile ilgili meseleyi de anlıyorum. Sonuçta Doğu Perinçek de iktidarın bir parçası. Bir yandan. O konuda Çin’in dokunulmazlığı var arkadaşta. Uygurlar Müslüman değil mi? Bir taraftan yerli ve milli tanımı üzerinden hain gibi tanımların uçuştuğu bir Türkiye’de yaşıyoruz. Bir yandan kamplarda kampların içinde ve her eve bir Çinli erkeğin yerleştirilmesi söz konusu. Bu çok vahim. Bunlara ağzınızı açmıyorsunuz. Çin’in Türkiye’deki savunucusu Doğu Perinçek ve sizin iktidarınızın bir savunucusu. Hey gidi günler hey, kimler, kimlerle berber.

"KAVGA EDEN KAYBEDECEK"

* Biz Millet İttifakı olarak vatandaşların taleplerine yönelik bir yan yana geliş yaptık. Herkesin çözüm önerileri ve tespitler farklı. Cumhur İttifakı’nda ise müthiş bir duygusal birliktelik var. Ne diyorlar biliyor musunuz? Şimdi Cumhur İttifakı pazara kadar değil mezara kadar diyorlar.

* Tarihe not edelim kavga eden kaybedecek. Vatandaş seçim istiyor ama kavga istemiyor. Vatandaş kendi derdinin konuşulmasını istiyor. Siyaset sınıfı şu anda vatandaşın talebine uygun kendini henüz konumlandıramadı. Bizim yaptığımız bu makul siyasetin karşılığı olarak Ak Parti’ye göz kırptığımız olarak yorumlandı. Bu partili cumhurbaşkanlığı sistemini Türkiye taşıyamıyor, bu sistem de Türkiye’yi taşıyamıyor bu seçim olacak 2023’e kalamaz. İkincisi fakirliğin yönetildiği bir Türkiye ile karşı karşıyayız. Milletvekilinin itibarı yok. Seçim kazanmaları mümkün değil. Gördüğüm kadarıyla 2021 Haziran gibi seçim olabilir. Erdoğan kışı sevmez. Haziran’da seçim bekliyorum, olması da gerekir.

"KARARSIZ SEÇMENDEN ÇOK KORKUYORLAR"

* Kararsız seçmen kitlesi oluştu. O kararsız seçmenler araştırmada en fazla oy alana en fazla konuyor. Ama en çok oradan kokuyorlar. En fazla kopuş AK Parti seçmeninde var. Ak Parti ağırlıklı seçmenlerle karşılaşıyorum. Diyorlar ki dilini devam ettir, taban siyasetine devam ettir, bu defa sıra senin. Ama biz bunu bilmiyoruz. Bazı yerlerde yüzde 22, bazı yerlerde yüzde 17 gri bir kitle var.

* İktidarın sistem değişikliği için, millet ittifakı ile birlikte parlamenter sisteme geçişi talep eden siyasi partilerle görüşmesinde fayda var. Tek başıma Meral Akşener olarak oraya oturmam diye bir durum yok birlikte. Kendisinin, Cumhurbaşkanının başkanlığı bırakmak, o gücü bırakmak ile ilgili sorunu olduğunu düşünüyorum.