Gündem

Borçalı’dan Gelen Saz: Bir Halkın Yüreği Cumhurbaşkanına Ulaştı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ahıska sürgününün 81. yılında DATÜB Başkanı Ziyatdin Kassanov'u Külliye'de kabul etti. Zirvede Ahıska Türklerine verilen desteklerin yanı sıra, ilk kez Borçalı Karapapakları ile Batumlu sürgünlerin ikamet, eğitim ve vatandaşlık sorunları da masaya yatırıldı; Erdoğan ilgili kurumlara çözüm talimatı verdi.

Abone Ol

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 14 Kasım 1944 Ahıska sürgününün 81. yıl dönümünde, Dünya Ahıska Türkleri Birliği (DATÜB) Genel Başkanı Ziyatdin Kassanov ve beraberindeki heyeti Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde kabul etti.

Tarihi kabul, sadece Ahıska Türklerinin sürgün acılarının anılması ve Türkiye'nin vatandaşlık, ikamet ve iskan konularındaki somut desteklerinin yinelenmesiyle kalmadı; aynı zamanda Gürcistan'daki Borçalı Karapapak Türkleri ile Batumlu Karadeniz sürgünlerinin sorunlarının da ilk kez devlet zirvesinde bu kadar güçlü dile getirilmesine sahne oldu.

Heyette yer alan Borçalı temsilcisi Gazanfer Mehmetov'un ikamet, çalışma ve eğitim sorunlarını aktarması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, Göç İdaresi ve Yurtdışı Türkler Başkanlığı'na (YTB) gerekli kolaylıkların sağlanması için doğrudan talimat verdi. Görüşmede Cumhurbaşkanı Erdoğan'a Borçalı Türkleri adına takdim edilen saz, Kafkasya'daki Türk halklarının taleplerinin Ankara'ya ulaştığının bir sembolü oldu.

Dünya Karapapak Türkleri Keneşi Genel Başkanı – Gazeteci Dr. Seyfullah Türksoy yazdı…

Bazı insanlar vardır; hayatları yalnızca kendi bireysel hikâyeleri değildir. Onlar bir milletin kalp atışını hisseder, bir halkın acısını omuzlarında taşır, sessiz çığlıkların dili olurlar.

Ziyatdin Kassanov işte böyle bir insandır.

Yıllardır Ahıska Türklerinin dramını, sevincini, göç yollarına kazınmış talihini, Karapapakların tarihî mücadelesini, Batumlu sürgünlerin sessiz gözyaşlarını sabırla ve kararlılıkla devletlerin gündemine taşıyan bir lider…

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisine duyduğu derin itimat, Kassanov’un bu titiz, sabırlı ve kesintisiz mücadelesinin tabii bir sonucudur. O artık sadece Ahıska Türklerinin değil; Karapapakların, Batumlu sürgünlerin, Kafkasya’nın bütün mazlum Türklerinin ortak sesidir.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Tarihe Geçen Kabul

14 Kasım 1944 sürgününün 81. yılında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Dünya Ahıska Türkleri Birliği (DATÜB) Genel Başkanı Ziyatdin İsmihanoğlu Kassanov ve beraberindeki heyeti kabul etti. 

Erdoğan, dünyanın dört bir yanından gelen Ahıska Türklerine hitap ederken, onları “milletin evinde” ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi; Özbekistan’dan Gürcistan’a, Rusya’dan Amerika’ya uzanan bu birlik tablosunu “takdirle karşıladığını” özellikle vurguladı. 

Cumhurbaşkanı, Ziyatdin Kassanov’a dönerek:

“Ziyatdin kardeşimle birlikteliğimiz, beraberliğimiz çok eskilere dayanıyor. Haklı davanızda daima yanınızda olduk, olmaya da devam edeceğiz. Bulunduğunuz ülkelerde gösterdiğiniz dirayet ve çalışkanlık bizleri gururlandırıyor.” 

diyerek, sadece bir diplomatik nezaket göstermiyor; aynı zamanda bu davanın “devletin üst katında” nasıl bir karşılık bulduğunu da ilan ediyordu.

Sürgünün 81. Yılı ve Vefa Borcu

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında, 14 Kasım 1944’te yaklaşık 100 bin Ahıska Türkünün ata yurtlarından sürgün edildiğini, bu acının hâlâ yüreklerde hissedildiğini dile getirerek,

“Sürgünde yitirdiklerimizin aziz hatıralarını anmayı, onları yâd etmeyi vefa borcu olarak görüyoruz.” 

ifadelerini kullandı.

Bu sözler, sürgün kuşağının yalnızca tarih kitaplarında kalmış bir dram olmadığını; Türkiye’nin hafızasında canlı bir yara, aynı zamanda diri bir sorumluluk olarak varlığını sürdürdüğünü gösteriyordu.

Erdoğan, Dışişleri Bakanlığı ile birlikte sürgüne dair interaktif bir sergi hazırlığının sürdüğünü, bu serginin hem Türkiye’de hem de farklı ülkelerde sergilendikten sonra uygun bir mekânda kalıcı hâle getirilmesinin hedeflendiğini belirtti. Böylece Ahıska Türklerinin çetin mücadelesi gelecek nesillere de aktarılacak, hatıralar bir müze diliyle tarihe emanet edilecekti. 

Rakamların Dili: Vatandaşlık, İkamet ve Yerleştirme

Külliye’deki kabulde Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Ahıska Türklerine yönelik somut desteklerini de rakamlarla ortaya koydu.

Bugüne kadar:
• Yaklaşık 170 bin Ahıska Türküne istisnai vatandaşlık,
• 150 binden fazla kişiye uzun dönem ikamet izni verildiğini, 
• Ukrayna’daki savaş nedeniyle uluslararası koruma talep eden 2.315 Ahıska Türkünün Elazığ’a geçici olarak yerleştirildiğini,
• Bunlardan 703 kişinin Bitlis Ahlat’ta TOKİ konutlarına iskan edildiğini, ikinci etap konutların da hızla inşa edildiğini,
• Daha önce 2015 yılında alınan kararla Ukrayna’daki çatışmalardan etkilenen 3.215 Ahıska Türkünün Erzincan Üzümlü ve Bitlis Ahlat’ta yerleştirildiğini açıkladı. 

Bu tablolar, Ziyatdin Kassanov’un yıllardır sahada ve masada yürüttüğü mücadelenin, Türkiye Cumhuriyeti tarafından nasıl somut politikalara ve kalıcı çözümlere dönüştürüldüğünün en net göstergesidir.

Kafkas Kalpağı, Han Kaftanı ve Saz: Sembollerin Konuştuğu An

Görüşmede Ziyatdin Kassanov tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan’a takdim edilen Kafkas kalpağı (papak) ve han kaftanı, Ahıska’dan Kafkasya’ya uzanan bir onur zincirinin sembolüydü. 

Sadece bununla da yetinilmedi; Ahıskalı büyük alim Çırçırlı Ali Efendi’nin “Rabbi Yessir” duasını içeren bir hat tablosu ve Türk boylarını simgeleyen özel bir kalem de Cumhurbaşkanına sunuldu. 

Bu hediyelerin her biri, Ahıska davasının ruhunu, tarihini, kültürünü bir arada taşıyan anlam yüklü nişanelerdi.

Heyette yer alan Gürcistan Karapapak Türkleri lideri, Dünya Karapapak Türkleri Keneşi Gürcistan Temsilcisi Gazanfer Mehmetov ise, Borçalı Türkleri adına Cumhurbaşkanı’na kadim bir Türk sazı hediye etti.

Bu saz, Borçalı Türklerinin saz ve aşıklık sanatına verdiği önemin somut bir işaretiydi. Tellerinde, Karapapakların yüzlerce yıllık sözlü kültürü, destanları, ağıtları ve duası vardı. O an, yalnızca bir hediye takdimi değil; Borçalı’dan Ankara’ya, sazın diliyle kurulan bir gönül köprüsüydü.

Borçalı Türklerinin Zirvede İlk Kez Bu Kadar Güçlü Duyulan Sesi

Görüşmede söz alan Gazanfer Mehmetov, Gürcistan’ın Borçalı bölgesinde yarım milyonu aşkın Karapapak Türkünün yaşadığını, dünyanın farklı ülkelerinde de milyonlarca Karapapak soydaşın bulunduğunu ifade etti.

Bu tablo, bugüne dek raporların satır aralarında, akademik çalışmaların dipnotlarında kalan bir gerçeğin, ilk kez bu açıklıkla devletin zirvesinde dillendirilmesiydi.

Mehmetov, Borçalı Türklerinin:
• Çalışma izni,
• İkamet izni,
• Eğitim hakları,
• Dini ihtiyaçları

konularında ciddi sıkıntılar yaşadığını anlattı.

Görüşmede ayrıca Gürcistan Türklerinin eğitim ve dini meselelerdeki ihtiyaçları, Türkiye’den beklentileri de ayrıntılı biçimde dile getirildi. Harici ve mezhepçi bazı yapıların bölgede dini alanı şekillendirme çabalarına dikkat çekilerek, bu tür mezhebi dayatmaların önüne geçmek için Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı’nın desteği ve ilgisi özellikle talep edildi.

Bu, sadece bir din talebi değil; kimliğin, kültürün ve milli bütünlüğün korunmasına yönelik stratejik bir çağrıydı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, anlatılanları dikkatle dinledi ve orada hazır bulunan ilgili kurum yöneticilerine – özellikle Göç İdaresi ve Yurtdışı Türkler Başkanlığı’na – Borçalı’daki Türklerle daha yakından ilgilenilmesi, ikamet ve çalışma ruhsatı gibi konularda gerekli kolaylıkların sağlanması için talimat verdi.

Bu an, Borçalı Türkleri için adeta tarihin yön değiştirdiği bir eşikti.

Karadenizli Sürgünler: Batum’dan Bozkırlara Savrulan Kökler

Heyette yer alan bir diğer temsilci de, 1944’te tıpkı Ahıska ve Karapapak Türkleri gibi Gürcistan’dan Orta Asya bozkırlarına sürülen Batumlu Karadeniz Türklerinin sözcüsüydü. Ziyatdin bey bu mazlum soydaşlarımızın sesini de devletin zirvesine taşımıştı.

Ziyatdin Kassanov, bu insanların aslında Rizeli, Trabzonlu, kökleri Anadolu olan Türk aileler olduklarını dile getirdi; onların da Ahıskalılar gibi vatandaşlık ve ikamet süreçlerinde desteklenmesi gerektiğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu konuyu da aynı hassasiyetle ele alması ve bu insanların da Ahıskalılarla aynı kapsama alınması yönünde irade beyan etmesi, uzun yıllardır sessizce bekleyen bir kesim için umut ışığı oldu.

Amerika’daki Türk Boyları ve Güçlenen Diaspora

Kassanov’un daha önceki Amerika ziyaretlerinde Cumhurbaşkanı’na aktardığı bir diğer önemli başlık da ABD’de yaşayan:
• Karaçay,
• Kumuk,
• Nogay,
• Karapapak ve diğer Kafkasyalı Türk boylarının

varlığıydı.

Sayları yüz binleri bulan bu toplulukların, Türk diasporasının doğal unsurları olarak Türkiye ile gönül bağı içinde oldukları, imkân verilmesi hâlinde Türkiye’nin tezlerini dünyada en iyi savunan kitlelerden biri hâline gelebilecekleri dile getirildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu toplulukların da vatandaşlık ve hukuki statü konusunda desteklenmesine yönelik yaklaşımı, Amerika’daki Türk lobisinin geleceğine dair stratejik bir adım niteliği taşıyor.

Ziyatdin Kassanov’un Ömrüne Sığmayan Hizmetler

Ziyatdin Kassanov’un ismi, artık yalnızca bir sivil toplum liderinin adı değil; tarihe not düşülen bir mücadele başlığıdır.

Ukrayna’daki savaşta binlerce Ahıska Türkünün Türkiye’ye getirilmesi, Erzincan Üzümlü’den Bitlis Ahlat’a uzanan güvenli yerleştirme süreçleri, dünyanın dört bir yanındaki Ahıskalıların Türkiye Cumhuriyeti büyükelçilikleri ve başkonsolosluklarında hürmet ve ilgiyle karşılanmaları, ikamet–çalışma–vatandaşlık alanında elde edilen kazanımlar…

Bütün bunlar, bir ömrün sabırlı, akıllı ve ferasetli mücadelesinin neticesidir.

Bugün Ahıska Türkleri, Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nden bakanlıklara, TİKA’dan Yurtdışı Türkler Başkanlığı’na kadar pek çok kurumda kendilerini özgüvenle ifade edebiliyorsa, bunda Ziyatdin Kassanov’un payı inkâr edilemez.

Bu kabul, Türk dünyasının hafızasında uzun yıllar silinmeyecek bir iz bırakacaktır.

O gün, Beştepe’de yalnızca bir heyet kabul edilmedi;
Ahıska’nın çilesi, Borçalı’nın yalnızlığı, Batum’un yarası ve dünyanın dört bir yanına dağılmış Türk boylarının duası Cumhurbaşkanı’nın huzuruna çıktı.

Merkezde ise, yıllardır bu davayı omuzlarında taşıyan bir isim vardı:
Ziyatdin Kassanov.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ona duyduğu güven, aslında Ahıska’dan Borçalı’ya, Batum’dan Amerika’ya kadar bütün Türk topluluklarına verilen bir mesajdır:

“Yanınızdayız, sesinizi duyuyoruz, mücadeleniz bizim de davamızdır.”

Tarih, Ziyatdin Kassanov’un adını elbette altın harflerle yazacaktır.
O, Türk dünyasının sessiz çığlığını devletin zirvesine taşıyan, gönülleri ve devletleri aynı çizgide buluşturan bir lider olarak hatırlanacaktır.