CHP Sözcüsü Faik Öztrak, CHP MYK toplantısı sürerken, CHP Genel Merkezi'nde basın toplantısı düzenledi.

Öztrak, şunları söyledi:

'GERÇEĞİN DAHA KÖTÜ OLDUĞUNU YETKİLİLER DE KABUL EDİYOR'

"Deprem sahasındaki ihtiyaçları, aksaklıkları, yapılması gerekenleri bizlerle paylaştılar. 6 Şubat'ta yaşadığımız depremlerin üzerinden, tam iki hafta geçti. Çaresizlik, acı, öfke, üzüntü, birbirine karıştı. Depremde yakınlarını yitirenler, evsiz barksız kalan aileler, sahipsiz çocuklar, ‘Nerede bu devlet?' haykırışları ve bu çaresizliği gören, yaşayan milletimiz. Hiçbirimiz artık eskisi gibi değiliz. Ruhlarımızda derin yaralar var.

Kimliksiz, kefensiz, zeytin ve mersin dallarıyla, insanlarımızı toprağa verdik. Cenazelerimizin sayısı 41 bini aştı. Türkiye cenaze evine döndü. Yaralılarımızın sayısı ise 108 binin üzerinde. Gerçeğin bunun çok ötesinde olduğunu, artık bölgedeki üst düzey yetkililer de kabul ediyor. Dün depremin koordinatör valisi durumun, açıklanan rakamlardan 3-4, hatta 5 kat daha kötü olduğunu itiraf etti.

'DAYANIŞMAYI SÜREKLİ BÜYÜTECEĞİZ'

Biz, depremlerde hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza, bir kere daha Allah'tan rahmet, yakınlarına ve milletimize baş sağlığı diliyoruz. Yaralananlara acil şifalar temenni ediyoruz. Arama kurtarma çalışmalarında artık sona gelindi. Depremin enkazını kaldırma çalışmaları başlıyor. Enkazın altında hâlâ, vatandaşlarımızın cenazeleri var. Bu aşamada cenazelerin, vücut bütünlüğü içerisinde çıkarılması, insan onuruna yakışır şekilde, definlerinin sağlanması gerek. Ne yazık ki bu konuda, deprem bölgesinden çok sayıda şikâyet ve tepki alıyoruz.

Artık çabalar, depremzedelerin barınma ve beslenme ihtiyaçlarının karşılanması için harcanacak. Deprem bölgesinde olası bir salgına izin verilmemesi için, gerekli hijyen ve temizliğin sağlanması da gerekiyor. Depremin ilk saatlerinden itibaren, Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu koordinasyonunda, Genel Merkez yöneticilerimiz, milletvekillerimiz, örgütlerimiz, belediyelerimiz, tüm gücümüzle yaraları sarmak için elimizden geleni yaptık. Cumhuriyet Halk Partisi tüm gücüyle depremzedelerin yanında oldu. Bundan sonra da yanlarında olacağız. Dayanışmayı sürekli büyüteceğiz.

'KAYBETTİKLERİMİZİ HER ZAMAN HATIRLAYACAĞIZ'

Tabi depremin ilk anından itibaren, bölgeye yardıma koşanları da hiç unutmamamız gerek. Onların hepsi isimsiz kahramanlarımızdır. Hiçbir parti, görüş, düşünüş farkı gözetmeden gerek desteklerini bölgeye ileten gerekse bölgeye koşup, çıplak elleriyle, tırnaklarıyla, arama kurtarma faaliyetlerine destek veren, binlerce gönüllüye, aslan parçası gençlerimize şükran borçluyuz.

Yine bölgeye yardım için yarışan, sivil toplum kuruluşlarına, devlet kurumlarının fedakâr personeline ve elbette güvenlik kuvvetlerimize müteşekkiriz. Yine depremin ardından, ülkemize arama kurtarma ekiplerini gönderen adını tek tek sayamayacağımız 88 ülkeye, ayrımsız, istisnasız şükranlarımızı sunuyoruz. Zor günümüzde yanımızda olan bu ülkelere müteşekkiriz. Yapılan yardımları asla unutmayacağız. Acımız çok büyük. Yüreğimizdeki ateş, kolay kolay, küllenmeyecek. Kaybettiklerimizi her zaman hatırlayacağız.

'20 YILLIK HÜKÜMET, EĞER AR DAMARI ÇATLAMAMIŞSA NE YAPAR? İSTİFA EDER'

Ülkemiz 485 diri fayın bulunduğu bir deprem ülkesi, bu yaşadığımız ilk büyük deprem de değil. Bugüne kadar alınması gereken pek çok ders vardı ama hiçbir ders alınmadığını bu depremde yaşayarak gördük. Bu ülke 1999'da çok büyük bir deprem yaşadı, üzerinden 24 yıl geçti. Son 20 yıldır da ülkemizi aynı kişi yönetiyor. 20 yılda başka depremleri de gördük ama bu kafa depreme hazırlık yerine, sadece algıyı yönetti. Bilim insanları, namuslu bürokratlar uyardı. Şahsım hükümetleri sadece seyretti. Sonuç büyük bir yıkım oldu.

20 yıllık hükümet, eğer ar damarı çatlamamışsa, sebebi olduğu böyle bir yıkım karşısında ne yapar? İstifa eder. Bu felaketlerin nihayet bulması için, artık her şey değişmek zorunda. Coğrafya kaderse, bulunduğumuz coğrafyada, 12 milyon yıldır depremler yaşanıyorsa ve milyonlarca yıl daha da yaşanacaksa, yapılacak tek şey vardır. O da zihniyeti değiştirmek. Akıl etmeyen, zillete düşer. Bir daha böyle zilletlere düşmemek için, akıl edeceğiz. Aklımızı kullanacağız.

Coğrafya kaderse, biz bu kadere teslim bayrağı çekmeyeceğiz. Bu kadere vatandaşlarımızı teslim etmemek için, aklın, bilimin gerektirdiği her türlü tedbiri alacağız. Kültürümüzü, estetiğimizi, akılla, bilimle, liyakatle birleştireceğiz. Coğrafyamızın gerçekleriyle uyumlu, güzel şehirler inşa edeceğiz. Depreme dayanıklı binalar yapacağız.

'RANT HIRSINI BU TOPRAKLARDA BİTİRECEĞİZ'

Kısa vadeciliği, köşe dönmeciliği, rant hırsını bu topraklarda bitireceğiz. Hem de bir daha geri gelmemek üzere. Deprem ve sonrasında, kimseden izin, icazet ve talimat beklemeden, derhal hareket edebilmek için, hangi kurumların, neleri, nasıl, ne zaman yapacağını, önceden belirleyen protokolleri hazırlayacağız. Ya bunları yapacağız ya da benzer felaketlerde, yine yitirilen canlara ağlayacağız, anne ve babalar evlatsız, evlatlar anne, babasız kalmaya devam edecek.

Aynı acılar bu topraklarda yaşanıp, duracak. Kaybettiğimiz beşerî ve maddi sermayeyi yerine koymak, yıllarımızı alacak. ‘Aczi' ve ‘ataleti' asla kabul etmeyeceğiz. Koy vermeyeceğiz. Çünkü koy vermek zayıf kılar. Zorbalara, zalimlere, köşe dönmecilere, enkazdan rant devşirenlere davet çıkarır. Biz asla koy vermeyeceğiz. Akıl ederek, danışarak, dayanışarak, acıları paylaşarak, zorlukları hep beraber aşacağız.

'İSTİFA EDİN'

Bu deprem göstere göstere, bağıra, çağıra gelmiştir. Devleti yönetenlerin, ‘ben bu depremin olacağını bilmiyordum' deme şansı yoktur. Devletin namuslu bürokratları uyarmıştır. Bilim insanları uyarmıştır. Odalar, sivil toplum kuruluşları uyarmıştır. Haftalardır bu belgeleri paylaşıp duruyoruz. Ülkeyi yönetenlerin önüne pek çok rapor konmuştur. Buna rağmen, hiçbir şey yapılmamıştır. Şimdi atanmış İçişleri Bakanı çıkmış, hem de hiç utanmadan, sıkılmadan, ‘Biz depremi İstanbul'da bekliyorduk. Hazırlığımızı ona göre yaptık' diyor. Bu kadarına da pes, artık arsızlığı, yüzsüzlüğü, sorumsuzluğu bırakın. AFAD size bağlı değil mi? Raporlarını okumadınız mı? Zerre miskal sorumluluk duygunuz varsa; İstifa edin.

'BU İKTİDAR İKTİDARSIZDIR'

Ortada 41 binden fazla can kaybı var. Devletin Valisi durumun, beş kat daha kötü olduğunu söylüyor. Türkiye cenaze evi olmuş ama hükümette tek bir özeleştiri yok. Tek bir sorumlu yok. Tek bir istifa yok. Oysa depremin ilk anından itibaren, yaptıkları her hata öncekini arattı. Hiçbir şeyi doğru dürüst yönetemediler. Bu iktidar, iktidarsızdır. Bu hükümet, hükümsüzdür. Atanmış İçişleri Bakanı, daha birkaç ay önce, ‘daha önce afetlerde insanlarımız hep nerede bu devlet' dedi. Depremi engelleyemeyiz ama bir daha kimsenin ‘nerede bu devlet' demeyeceğinin sözünü veriyoruz' diye, videolar çekti. Aynı atama Bakan, depremden birkaç gün önce yaptığı açılışlarda, biz ‘nerede bu devlet’ sözünü bir kez milletimize söylettirmedik. Allah devletten razı olsun’ dedirttik' diyerek, şişiniyordu. Sonra ne oldu? Tüm bu makyajları aktı. Muktedir dekorları, bir gecede yıkıldı.

SEÇİM TARİHİ AÇIKLAMASI

Öztrak, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Öztrak, seçimlerin ertelenebileceğine yönelik tartışmaların ve TBMM eski Başkanı, AKP kurucularından Bülent Arınç'ın açıklamalarının anımsatılması üzerine, “Seçim tarihini belirlemek YSK'nın görevi değildir. YSK'nın tek bir görevi vardır; Seçimi zamanında güven içinde yapmaktır. Seçimin güvenle yapılabilmesi için gerekli tüm önlemleri almaktır. Bunun için de YSK gereken tüm tedbirleri almalıdır” dedi. (ANKA)