CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya, TBMM Genel Kurulu’nda Milli Eğitim Bakanlığı 2023 bütçe görüşmelerindeki çeşitli dernek ve vakıflar ile yaptığı protokollerden söz etmişti. Kimlikleri belli olmayan kişiler tarafından hedef alınarak sosyal medyada tehdit edildi. Kaya, merak edilenleri sadece Polemik Haber'e Duygu Caferoğlu’na anlattı.

‘MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞIN BÜTÇESİ ZATEN YETERSİZ…’

Sayın vekilim dün geçmiş olduğunuz basın bülteni konusu hakkında detaylı bilgi alabilir miyim?

"Tabi... TBMM'de Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi görüşülürken daha önce de defalarca soru önergesinde, araştırma önergesinde gündeme getirdiğim sendikalarında mahkemelere dava açıp mahkemelerinde iptal ettiği dernek ve vakıflarla yapılan protokoller konusunda bir kez daha kürsüden dernek ve vakıflarla yapılan protokollerin iptal edilmesi gerektiğini Milli Eğitim Bakanlığı’na söyledim.  Çünkü Milli eğitim bakanlığın bütçesi zaten yetersiz bu bütçeyi denetimi olmayan dernek ve vakıflara teslim ederek yapılması bir problem. 

‘HANGİ CEMAATE MENSUP OLDUKLARINA HANGİ TARİKATINA MENSUP OLDUKLARINA BAKMIYORUZ’

Ayrıca Türkiye çok ciddi bir 15 Temmuz hain darbe süreci yaşadı bu hain darbe sürecinde de Milli Eğitim Bakanlığı da dahil olmak üzere bakanlıkların tamamını dış cemaat tarafından işgal edildiği, ele geçirildiği çok aşikar, çünkü: 125 bine yakın kamu çalışanının ihracı da zaten bir kısmı da haksız ihraç idi onu da belirteyim özellikle bunun altını çizeyim ama çok net bu insanları ekmeğinden aşından ederken bunlar bu cemaat ile toplantılarına katıldılar bu cemaatin etkinliğine katıldılar ya da bu cemaatin uzantısı gazeteyi okudular ya da uygun sendikalara katıldılar diye bu insanlar ihraç edildi. Bunu şimdi biz o dönemde Cumhuriyet Halk Parti’si olarak Milli Eğitim Bakanlığı'nın ve tüm bakanlıklarının  Fethullah Gülen cemaatine teslim edildiğini o dönem milletvekili arkadaşlarımız kürsüden de anlattılar hatta rahmetli Kamer Genç kürsüde konuşurken üzerine yürüdüler neredeyse döveceklerdi , şimdi bu süreci Türkiye bu süreci yaşadı ben, biz diyoruz ki Milli Eğitim Bakanlığı kendi işini kendisi yapsın dernek ve vakıflar kendi işini yapsın eğer bir vakıf bu faaliyeti yürütecekse vakfın kuranlar kendi vakfına ad ederek, vakfın adı da odur zaten burada ne derneklerin ne de vakıfların siyasi düşüncesine hangi cemaate mensup olduklarına hangi tarikatına mensup olduklarına bakmıyoruz zaten benim bakışım Milli Eğitim Bakanlığı’nın milli bir eğitimi hayata geçirmesini ve bu politikaları kendi eliyle  yürütmesidir.

‘UĞUR MUMCU VAKFI DA BUNU YAPSAYDI YİNE MİLLİ EĞİTİM BAKANINA AYNI ÇAĞRIYI YAPARDIM’
 
Bence bunun anlaşılması gerekiyor bunu açıkladığımızda belli ki bazı vakıf ve dernekler tamamen Milli Eğitim Bakanlığı’ndan aldıkları kaynaklarla beslendikleri için buna itiraz edenler var, şimdi içlerinden hiç adı yolsuzluğa istismara dahil olmamış ama protokol imzalamış derneklerde var mesela bunlardan birisi Anadolu Gençlik derneği.  Şimdi onlar diyor ki bizim bu vakıflarla derneklerle bir benzerliğimiz yok hakikaten de yok ama ben zaten vakıf ya da dernek hangi vakıf hangi dernek bunlar hangi görüşten buna bakmıyorum mesela bunu çağdaş yaşam destekleme derneği de bunu yapsaydı ya da Uğur Mumcu Vakfı da bunu yapsaydı yine milli eğitim bakanına aynı çağrıyı yapardım mahkeme zaten vakıflarla yapılan derneklerle yapılan protokolleri iptal etti bir çoğunun tekrar yürürlüğünü değiştiriyor tekrar getiriyor en son A101 ile bir protokol imzaladılar biz plan bütçede bu protokole itiraz ettik milli eğitim bakanlığı da bu protokole iptal etti.

‘1 MİLYON 250 BİN ÖĞRETMENİ VARKEN…’

Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Köfteci Yusuf ile protokol imzaladı. Buna itiraz ettik çünkü bunun ucu bucağı yok. Niye bizim çocuklarımız Milli Eğitim’in 1 milyon 250 bin öğretmeni varken bir vakıf eliyle ya da bir dernek eliyle bir okulda değerler eğitimi verilmesin, bizim değerler eğitimi verecek insanımız mı yok ? Şimdi Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni ihraç ediyorsun Cemil Kılıç’ı ihraç ediyorsun ilahiyatçı Cemil Kılıç’ı ama Cağaloğlu Anadolu Lisesi’nde oradaki bir vakfın ya da tarikatın mensubu olan okul müdürünü, bir cami imamını Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersine girmesini sağlıyorsun bu nasıl bir iş! Eğer Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenine ihtiyaç varsa Cemil Kılıç’ı niye ihraç ettin? ihtiyaç yoksa niye cami imamını Din Kültürü ve Ahlak dersine sokuyorsun yani din kültürü ve ahlak bilgisi dersine dışardan öğretmen girmez mi ? Girer. Ücretli öğretmen girmez mi? Girer. Ama bir devlet memurunun özellikle bir cami imamının özellikle İstanbul’da bir anadolu lisesinde din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenleri ihtiyaç varsa milli eğitim bakanlığı buraya öğretmen atasın dışarda 700 bine yakın atanmayan öğretmen var bunları da atamıyor,  ben bunları anlattım. 

‘SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDUM’

Bunları anlattıktan sonra bir taliban çizgisine yakın IŞİD kafalı bir dergi bir Twitter hesabından tehditler savurmuş isim soyisim yok bir derginin adıyla bu tweet atıyorlar tehdit ediyor yani sonunuz geldi bekleyin göreceğiz… Bir de şöyle bir şey yapıyorlar inanç, dinden vurmaya çalışıyorlar bu zaten aciz insanların işi. Bizi hiç kimsenin ibadetine inancına yaşam tarzına müdahale ettiğimiz yok bu zamana kadar edilmesini de doğru bulmam bu konuda bunların tehdit edeni de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundum mahkeme adli süreç  zaten kendiliğinden işleyecek ama bizi doğru bildiğimiz yoldan sapacağımızı düşünüyorsa yanılıyorlar çünkü Milli Eğitim Bakanlığı’nın 1 milyon 250 bin çalışanının bu işlerin hepsini yapabilecek nitelikte olduğunu düşünüyoruz bir kez daha şunu eleştireyim ne dinlerine ne bir vakfın siyasi görüşüyle ilgilenmiyorum ben Milli Eğitim Bakanlığı’nın işleyişiyle ilgilenen… Ben 30 yıl öğretmenlik yaptım, ben öğretmenim değerler eğitimi verilecekse ben veririm.

‘VAKIFLAR DERNEKLER KAPATILSIN DEMİYORUZ Kİ…’

6 yaşındaki çocuğun istismar edilmesine seslerini çıkarmak yerine, sesini çıkaranları tehdit edenlerin asıl amaçları ne olabilir?

Bu olay bir kere 85 milyonda ihraca neden oldu. Bu olayın üzerini örtmek için tartışmayı başka yere çekmek istiyorlar. Kim ne derse desin,  bu istismar değil 6 yaşındaki bir çocuğa 18 yıl tecavüz edilmiştir.  H.K.G, durumu ses kaydı alarak delilleri ile mahkemeye vermiş ve kemik testine gönderen savcı, o dönemde ki adli tıpta kimler görev yapıyorsa bunlar açığa çıkartılması lazım çünkü kadının beyanı çok açık ve net diyor ki; ben içeri girmedim röntgenim çekilmedi 21 yaşında birinin röntgeni çekildi. Hatta röntgene getirdikleri kadının 21 yaşında olduğunu öğrenince ifadeyi de ayrıntılı okudum. Yanında ki adam diyor ki; niye 21 yaşındakini getirdin de 17 yaşındakini getirmedin diyor. Yani süreci yürütürken tırnak içinde kendi bildikleri gibi yürütüyorlar. Cağaloğlu Anadolu Lisesi Müdürü Cafer Koçyiğit’in bir an önce görevden alınması lazım. Bu da yetmedi Konya’da bulunan iki okul müdürü 17 yaşındaki bir kıza ben mitçiyim seni mit elemanı yapacağım diyerek kızımıza da tecavüz ediliyor.

Duruşma tarihinin öne alınma ihtimali de konuşuluyor. Bu konu hakkındaki düşünceniz nedir?

Biz, Adalet Bakanlığı’na yürümeseydik davayı da açmayacaklardı. Cumhuriyet Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, Adalet Bakanlığı’na yürüyerek  85 milyonun vicdanı, sesi oldu ve başka seçenekleri yok. 

Cemaat ve tarikatlara, AK Partili belediyeler tarafından verilen destek haberleri için ne diyorsunuz?

İBB’de bunu çok açık yaptıkları belliydi. Hatırlarsanız İstişare Kurulu Üyesi Cemil Çiçek dedi ki; “Bu vakıf ve derneklerin gelirleri araştırılmalıdır.” Adalet ve Kalkınma Partisi’nin en önemli isimlerinden biri Cemil Çiçek bunu açıklıyorsa demek ki bizim Milli Eğitim Bakanlığı’na bu çağrıyı yapmamızdan daha doğal bir şey yok. O zaman Cemil Çiçek’e de taş atıp duralım. Çünkü diyor ki; araştırılsın incelensin bunlar niye araştırılıp incelenecek çünkü denetimsiz çünkü parayı nerden aldıkları belli değil nasıl harcadıkları da belli değil."

Polemik Haber / Duygu Caferoğlu