Türkiye ekonomisi zor günlerden geçiyor. Türk Lirası yabancı para birimleri karşısında tarihi dip seviyeleri görürken, patronlardan çalışana, gencinden yaşlısına milyonlarca vatandaş gelişmeleri kaygıyla izliyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 24 Haziran 2018 seçimlerinden 5 gün önce, 19 Haziran’da yaptığı konuşmada, “Bu kur filan, bunların hiçbirisi bizim geleceğimizi belirleyen şeyler değil, geleceğimizi, biz belirleyeceğiz. 24’ünde siz bu kardeşinize yetkiyi verin, ondan sonra bu faizle şunla bunla nasıl uğraşılır göreceksiniz” demişti.

Erdoğan yetkiyi aldı, 9 Temmuz 2018’de de Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçildi.

O tarihten bugüne makro ekonomik verilere bakıldığında ülke ekonomisini uçuracağı söylenen başkanlık sisteminde Türkiye ekonomisinin her geçen gün daha da kötüleştiği görülüyor.

“Türkiye'nin ekonomisinin sorumlusu benim ben!” diyen Erdoğan’ın 2021 yılının sonunda duyurduğu yeni ekonomi modeliyle Türkiye’de bütün dengeleri alt üst etti.

Döviz kurundaki yükseliş ve artan hayat pahalılığı ekonomideki bozulmayı hızlandırırken,
hemen hemen bir çok gösterge alarm zilleri çalıyor.

TÜRK LİRASINDA BÜYÜK ÇÖKÜŞ

Başkanlık sistemine geçilmeden önceki yılın sonunda yani Aralık 2017’de 3.77 TL olan dolar kuru bugün 19.25 seviyesine ulaşmış durumda. Dolar söz konusu dönemde TL karşısında yüzde 410 değer kazandı.

İLK 20 İÇİNDE DEĞİLİZ

Başkanlık sistemine geçilmeden önceki son yıl olan 2017 yılında 851 milyar dolarlık Gayrisahfi Yurtiçi Hasıla (GSYH) ile Türkiye dünyada sıralamada 17'nci sırada yer alıyordu. Başkanlık sistemine geçildikten sonra bu ligde hızla gerileyen Türkiye, 817 milyar dolar GSYH ile sıralamada 21’e indi. Tahminler 2023 yılında Türkiye'nin 23'üncü sıraya gerileyebileceğini gösteriyor.

BÜTÇE AÇIĞI YENİDEN ARTMIŞ

Başkanlık sistemine geçilmeden önceki son yıl olan 2017 yılı bütçe açığı GSYH'nin yüzde 1,5'ine gerilemişti. Bu oran Şubat 2023 itibariyle yüzde 2,4 seviyesinde. Buna göre AKP iktidarında bütçe açığı başkanlık sistemine geçilene kadar düşmüş, başkanlık sistemine geçildikten sonra yeniden artmaya başlamış olduğu görülüyor.

KONTROLDEN ÇIKAN ENFLASYON

Başkanlık sistemine geçilmeden önceki son yıl olan 2017 yılında enflasyon yüzde 11,9 idi. 2022 yılı sonunda enflasyon yüzde 64'ü aştı. 2023 yılı Mart ayı enflasyonu yüzde baz etkisiyle yüzde 50,51 çıksa da tüketici fiyat endeksinde 51 aydır aralıksız artıyor. Başkanlık sistemine geçilmeden önce enflasyonu ciddi oranda düşürmeyi başaran AKP iktidarı sistem değişikliği sonrası kontrolü kaybetmiş görünüyor.

CARİ AÇIK YENİDEN YÜKSELDİ

Başkanlık sistemi öncesindeki son yıl olan 2017'de cari açığın GSYH'ye oranı yüzde 5,5'e yükselmişti. 2021 sonu itibarıyla bu veri yüzde 1,8'e gerilemiş olsa da cari açığı düşüreceği söylenen yeni ekonomi modeliyle 2022 yılının sonunda bu oran yeniden yüzde 5,4'e yükselmiş bulunuyor.

KİŞİ BAŞINA GELİR

Başkanlık sistemine geçilmeden önce, 2017 yılında Türkiye'de kişi başına gelir 10 bin 537 dolar ile dünya kişi başına geliriyle (10.724 dolar) aşağı yukarı aynı düzeydeydi.  Ülke insanının ortalama refah düzeyini gösteren kişi başına milli gelirde Türkiye'de son yıllarda dramatik bir düşüş yaşandı. Söz konusu gelir 2013 yılında 12.489 dolarla tarihindeki en yüksek düzeyi gördükten sonra, 2020'de 8 bin 612 dolara kadar indi. Ülkeler arası sıralamada 2013-2020 döneminde 65'incilikten 77'nciliğe gerileyen Türkiye, 2022’de 81'inciliğe indi.

RİSK PRİMİ

Ülkenin risk primini gösteren ve tümüyle piyasada arz ve talep kurallarına göre belirlenen 5 yıllık CDS primi, başkanlık sistemine geçilmeden önceki 2017 yılı sonunda 157 baz puandı, 2022 yılı Temmuz ayı ortasında prim 900 baz puanı aşan CDS priminin 300 puanı aşması durumunda ülke aşırı riskli sayılıyor. Hali hazırda Türkiye’nin CDS primi 541 puan seviyesinde.

BORÇLAR KATLANDI

Merkezi Yönetim Borç Stoku 2017 yılı sonunda 876,5 milyar TL idi son verilere göre 4 trilyon 211 milyar lira oldu.

* Bu içerik hazırlanırken Mahfi Eğilmez’in web sitesinde yer alan verilerden faydalanılmıştır.

Sözcü