Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Pehlivan, bugünkü köşe yazısında İçişleri Bakanı Yardımcısı İsmail Çataklı'nın ağabeyi Osman Çataklı hakkında 'FETÖ' ile bağlantılı olduğu iddiasını hatırlatarak eski savcı Ömer Fatih Taze'nin İsmail Çataklı hakkındaki itirafını ele aldı.

Taze’nin birçok kez rüşvet / irtikap soruşturması geçirmiş ve cezalandırılmış bir eski yargı mensubu olduğunu söyleyen Pehlivan, "Kendisine sorsanız, eski Fethullahçı olduğunu ve örgütten ayrıldığı için başının belaya girdiğini iddia ediyor" dedi.

Pehlivan, "Fethullahçılar sanık sandalyesine oturmaya başlıyor, bu eski savcı Taze bir itirafçı oluyor. Öyle ki isim isim örgüt sohbetlerinde gördüğü devlet görevlilerini ifşa ediyor" diyerek Taze’nin ifadesinde İsmail Çataklı’nın 'cemaatçi' olduğunu belirttiğini aktardı.

Pehlivan’ın yazısının ilgili kısmı şöyle:

"(…) Tarih: 25 Mart 2019.

Ömer Fatih Taze, Yargıtay’da sanık olan eski yargı mensuplarına dair yine tanık sandalyesinde. İfadesi Kahramanmaraş’tan talimatla alınıyor.

Ve bakın özetle neler diyor:

'Ben 1995 yılında hakim adayı olarak mesleğe başladım. Eğitim merkezine gittiğimde o dönem cemaat olarak bilinen yapıyla tanıştım, eğitim merkezindeki arkadaşlar aracılığıyla bu yapıya dahil oldum, 2005 yılında bu yapıdan ayrıldım, yapıdan ayrıldığım için o tarihten 2015 yılına kadar da çeşitli idari soruşturmalara tabi tutuldum. İlk olarak 2007 yılında cumhurbaşkanlığı makamına Hakkâri ilinden bu yapıyı şikayet ettim. (...)

(...) Çermik ilçesine ilk müfettiş geldi, isimsiz-imzasız olarak FETÖ tarafından gönderilen dilekçeler üzerine işleme başlanıldı, hakkımda rüşvet almak suçundan Diyarbakır’da dava açıldı. Bu davadan beraat etmeme rağmen cemaatin Ankara’daki yapılanmasının sahte sunumu ile hakkımda menfaat şayiasından yer değiştirme cezası verildi ve meslek hayatım bitirildi. (...)'

ÇATAKLI İÇİN 'CEMAATÇİDİR' DİLEKÇESİ

Bitmedi. Yargıtay’ın 'tanık' olarak dikkate aldığı eski savcı Taze, bakın kimin ismini veriyor:

'İsmail Çataklı 2005 yılında Çermik’te geçirmiş olduğum soruşturmada cemaatle beraber aktif rol oynayarak bana yer değiştirme cezası verilmesini sağlayan kişidir. Ve bu kişi hakkında ‘cemaatçidir’ şeklinde dilekçelerimde beyanlarım vardır. FETÖ mensubu olduğuna dair şüphelerimi belirttim, en hafifinden örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüte yardım etmesi nedeniyle bu kişinin yargılanması gerekir. Dilekçemde belirtmiş olduğum hususlardan dolayı İsmail Çataklı hakkında herhangi bir işlem yapılmadı. (...)'

Şimdi...

Ben İsmail Çataklı'yı Fethullahçılıkla suçlamıyorum.

Sadece şunu merak ediyorum: Aynı tanık eski savcı Ömer Fatih Taze’nin iddialarıyla FETÖ’den ceza alanlar varken Çataklı neden istisna tutuldu?"

NE OLMUŞTU?

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, İstanbul Büyükşehir Belediyesine "terör soruşturması"yla ilgili raporun savcılığa teslim edilmesini değerlendirirken, İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı'nın kardeşinin 'FETÖ firarisi' olduğunu açıklamıştı.

Özel, "İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya soruyorum, bakan yardımcının İsmail Çataklı’nın kardeşi FETÖ firarisi mi değil mi kardeşim? Çık de ki değil. Benim bakan yardımcımın kardeşi FETÖ firarisi değil de. Ondan sonra oturalım konuşalım. Terbiyesizliğin de bir haddi, hududu var" demişti.

İSMAİL ÇATAKLI KABUL ETMİŞTİ

Özel’in bu sözlerine yanıt veren İsmail Çataklı, kardeşi hakkındaki "ihbardan", yeni haberdar olduğunu öne sürerek, "Sen söyleyince baktım, hakkında ihbar var" demişti.

Çataklı Twitter hesabından "Kardeş konusuna girecek en son kişisin Özgür Özel. Biyolojik kardeşinin durumu belli. Biyolojik olmayan kardeşin Selçuk Kozağaçlı DHKP/C yöneticiliğinden içeride. Kardeşim, 32 yıldır yurt dışında yaşıyor. Sen söyleyince baktım, hakkında ihbar var. Gelir, adalete hesabını verir" diye yazmıştı.

Özgür Özel ikinci iddiasında da "Aldığımız telefonlar İsmail Çataklı'nın araması olan kardeşinin geçen yıl Çankırı'ya geldiğini söylüyor" ifadesini kullanmıştı.

'SOYLU VE BOZDAĞ ARASINDA GERİLİM' İDDİASI

Özel'in, Çataklı’nın kardeşinin "FETÖ" firarisi olduğunu söylemesinin Soylu ile Adalet Bakanı Bekir Bozdağ arasında gerilime neden olduğu da iddia edilmişti.

Soylu'nun Kabine toplantısında yargıdan bilgi sızdırıldığını söyleyerek Bozdağ'ı suçladığı öne sürülmüştü.