Araştırmacı gazeteciliğin öncülerinden Uğur Mumcu'nun ölümünün üzerinden 29 yıl geçti. Mafya ilişkileri,yolsuzluklarve karanlık alışverişleri ortaya çıkarmak için  mücadele veren Mumcu, “Vurulduk ey halkım, unutma bizi” sözleriyle anılıyor. Umag Vakfı bu akşam saat 21:00'da Uğur Mumcu ve aramızdan alınan tüm aydınlar için 'Karanlığa Bir Mum Da Sen Yak' etiketiyle dayanışma çağrısı yaptı. 

MUMCU'NUN GAZETECİLİĞİ ÖNEMLİ NOKTADA

Birgün'e açıklamalarda bulunan Um:ag Genel Yayın Yönetmeni Tezcan Durna Uğur Mumcu ile onun yarattığı gazetecilik ekolünü, vakfın çalışmalarını anlattı. 

“O öldürüldüğünde doğanlar şimdi gencecik insanlar” diyerek sözlerine başlayan Durna, “Uğur Mumcu’yu öldürdüler ama fikirleri yaşıyor. Gazetecilik anlayışı Türkiye tarihine damgasını vurmuş durumda. Uğur Mumcu gazeteciliği diye bir kavram yerleşti gazetecilik tarihine” dedi.

MUMCU'NUN AÇTIĞI YOLUN ETKİSİ SÜRÜYOR

Baskı ve soruşturmalar nedeniyle gazetecilik yapmanın zorlaştığına dikkat çeken Durna, “Ama bütün bu zorluklar içinde dahi hala bazı gazeteciler ısrarla gazetecilik yapmaya devam ediyorsa, bunda Uğur Mumcu’nun iyi gazetecilik adına, araştırmacı gazetecilik adına açtığı yolun önemli bir etkisi vardır. Tarafgir, yandaş ya da birilerinin çıkarına diye ya da birilerinin çıkarını zedeler diye gazetecilik yapmadı Uğur Mumcu, olgulara ve gerçeklere dayalı gazetecilik yaptı” diye konuştu.

UMAG'TAN GAZETECİ TANIMI

“Gazeteci, haber ve bilgi kaynağına en çabuk ulaşan ve bu kaynaklardan edindiği bilgi ve haberleri okurlara sunan insan demektir. Gazetecinin bu görevini yapabilmesi için habere, olaya, olguya, belgeye ve bilgiye dayalı yazılar yazması gerekir. Bunun için de gazetecinin güvenilir kişi olması zorunludur. Sır saklayan, haber ve bilgi kaynağını gizlemesini bilen, gerektiğinde hükûmetlere ve güç odaklarına karşı savaşmayı göze alan insan, gazetecidir.” 

SUİKAST SONRASI ÖNEMLİ GELİŞMELER 

Uğur Mumcu suikastı davası cinayetten 7 yıl sonra açıldı. Suikastı, İBDA-C ve Hizbullah gibi örgütler üstlendi ancak sis perdesi hâlâ aralanmadı. Mumcu suikastı ile Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı, Prof. Dr. Muammer Aksoy ve Doç. Dr. Bahriye Üçok cinayetlerini de kapsayan dava ‘Umut’ adı altında birleştirildi. Sanıklardan Mehmet Ali Tekin, Hasan Kılıç ve Ekrem Baytap, ‘yasa dışı Tevhid-Selam ve Kudüs Ordusu örgütünü kurmak ve yönetmek’ suçundan 12 yıl 6’şar ay hapisle cezalandırıldı. Sanıklar Abdulhamit Çelik, Fatih Aydın, Yusuf Karakuş, Mehmet Şahin ve Recep Aydın’a ise ‘silahlı suç örgütü üyesi olmak’tan 6 yıl 3’er ay hapis cezası verildi. 

'OĞUZ DEMİR DAVASI SÜRÜYOR' 

Tevhid-Selam Kudüs Ordusu üyesi olmak suçundan yargılanan ve kırmızı bültenle aranan 3 sanığın ise 2020’de beraat ettiği ortaya çıktı. Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi, sanıklar Selahattin Eş, Ali Akbulut, Aydın Koral ve Ahmet Cansız’ın hakkındaki yakalama kararını ‘savunmalarını’ yapmaları amacıyla kaldırdı. 8 Aralık 2020’de çıkan karara göre Selahattin Eş, Ali Akbulut ve Aydın Koral’ın beratına karar verildi. Davada yargılanan bir diğer firari sanık Oğuz Demir’in hakkındaki dava ise sürüyor. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati imzasıyla firari Oğuz Demir’in malvarlığı ‘terör örgütlerine finansman sağladığı’ gerekçesiyle donduruldu.