Ak Parti lideri ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın terörle mücadele konusunda CHP’yi suçlamasına karşı CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç “Bir insanın yüzü hiç mi kızarmaz" demiş ve AK Parti iktidarlarıyla, PKK arasında, 
özellikle açılım sürencindeki 'ilişkileri' video olarak hazırlayacağını duyurmuştu.

Özkoç, bugün hazırladığı videoyu Meclis'te düzenleriği basın toplantısında gazetecilere izletti.

Videoda; Erdoğan'ın açılım sürecinde yaptığı açıklamaların yer aldığı görüldü.

25 milletvekili dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin 33 fezlekenin TBMM Karma Komisyon’a sevk edilmesi hakkında da konuşan Özkoç “Milletin sesi olan milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılmasını doğru bulmuyoruz” dedi.

CHP Grup Başkanvekili Özkoç’un, TBMM’de düzenlediği basın toplantısından öne çıkanlar şöyle:

SİYASET DÜRÜSTLÜK İSTİYOR: Siyaset; samimiyet, dürüstlük, ciddiyet istiyor. Çünkü bizim yaptığımız görev yasaları çıkarmak, devleti yönetmek. Kimin çıkarları için? Milletin çıkarları için. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan, kendisini haklı çıkaracağını düşündüğü görüntüler yayınladı. Karşılığı oldu mu? Hayır olmadı. ‘Gerçek görüntüleri ben yayınlayacağım’ dedim.  

AMERİKA İLE NE PAZARLIK YAPTIN: Biz her şeyi açık ve net şekilde ispat etmeye hazırız. Gerçek konuşmalar bunlar. ‘Diyarbakır BOP’ta yıldız olmalı.’ BOP dediği Büyük Orta Doğu Projesi. Büyük Orta Doğu Projesi dediği Arap Baharı. Arap Baharı dediği Ortadoğu’da Müslüman kardeşlerimizin, Amerikan emperyalizminin 3 milyon 750 bin kişinin öldürülmesi. Kadınlara tecavüz edilmesi. Müslümanların üst üste çıplak resimlerinin çekip dünyaya dağıtılması. Recep Tayyip Erdoğan, ‘bunun eş başkanı benim’ diyor. ‘Diyarbakır merkez olacaktır’ diyor. Ne pazarlık yaptı Amerikan emperyalizmi ile? Hangi pazarlıklar neticesinde, nasıl bir düzen olacak ki Diyarbakır merkez haline gelecek?

ÖCALAN İLE MASAYA OTURDUN MU OTURMADIN MI: ‘Ne Kandil ile ne Öcalan ile görüşme yapmadım.’ Sen diyorsun ki, ‘Ben bakanlarımı Kılıçdaroğlu’na gönderdim.’ Kim gönderdi? Sen. Muhatabı sensin. Sen gönderince bakanlar geldiğinde, bilgiyi kim vermiş oluyor? Cumhurbaşkanı. Sen Öcalan’ın ayağına MİT Müsteşarını gönderirsen, kim göndermiş oluyor. Sen. Öcalan ile masaya oturdun mu oturmadın mı? Diyorsun ki, ‘ben yaptım, bundan sonra da yaptırırım’ diyorsun. ‘Bunlar çözüm sürecini stoklama olarak değerlendirdiler.’ ‘Çözüm sürecinde verdiğimiz talimat doğrultusunda valilerimiz bugünkü operasyona girmiyorlardı.’ Ne diyor? ‘Çözüm sürecinde pazarlık ediyorduk, karşı karşıya gelmeyin, hendekleri kazmasına engel olmayın dedik’ diyor. Oralarda kimler şehit oldu? Arkalarından güldüğün evlatlarımız şehit oldu. Niye? Valilerine emir verdiğin için.

KENDİ AĞZIYLA İTİRAFI: Daha sonra, bunu PKK için söylüyor. HDP, şu bu için değil… ‘Ne istedi de hükümet 12 yıllık Başbakanlığım dönemimde verilmedi’ diyor. Kim istedi? PKK? Kim vermiş? Erdoğan. Kimin döneminde? ‘Başbakanlığım dönemimde’ diyor. Kendi ağzıyla itirafını az önce yayınladım. Salih Müslüm devlet ile görüştü. PYD, YPG daha terör örgütü ilan edilme aşamasında, geldi, kırmızı halılarda karşılandığı görüşmeler yapıldı. Kiminle? Demek ki terör örgütleri liderlerini ağırlayan kişi sensin. Nerede? Ben sana gösteriyorum, ispat ediyorum. Bu kadar yalan bu kadar karşısındakini küçümseyen bir söylem olur mu? ‘Osman Öcalan’ın kırmızı bültenle arandığını bilmiyordum.’ Acaba HDP’nin ya da acaba PKK sempatizanlarını oyu bize gelir mi diye çıkarmışsın, konuşmuşsun, arkasından da ‘evet konuşturdum ama ben bu kardeşimin kırmızı bültenle arandığını bilmiyordum’ diyor. Daha sonra, Gara’ya operasyon düzenleniyor. Operasyon rehine kurtarma operasyon olmadan çıkmış. Cumhurbaşkanı tarafından müjdesi verilmiş. Bu İsrail’de, Amerika’da oldu. Programlarını devlet başkanları iptal ediyor. Derhal ülkesine dönüyor ve ülkesinde o askerlerin şehit olmasıyla ilgili devlet adamlığını yapıyor.

TÜRKİYE TAHAMMÜL EDEMİYOR: Arabistan’ın kralı öldü diye yas ilan eden AKP Genel Başkanı ne yapıyor. AKP kongresini dahi iptal etmiyor. Başkomutan olarak evlatlarının cenazesi duruyor. Kendisi, AKP kongresine gidip… Hangi baba cenazesi kalkmadan böyle gülebilir? Hangi insan yapabilir bunu? Biz ‘kongreyi iptal etseydin’ diyoruz, etmedi. Gitti, orada kahkahalarla gülüyor. Bu ordunun evlatları sana nasıl güvenecek? Yetti mi yetmedi… Evladının başında gözyaşı döken şehit annesini, kongreye bağlayıp, herkese dinleterek, siyasete alet etti. Dünyada bana bunun bir tek örneğini gösterin. Yeter artık! Türkiye, tahammül edemiyor. Bu kadar aymazlığa, bu kadar acı üzerine siyaseti için her şeyi yapan anlayışa tahammül edemiyor. Evladımız üzerinden oynanan kirli oyanlara tahammül edemiyor. Bu acıyı, asla unutmayacağız. Peşini bırakmayacağız. Şehit olan evlatlarımızın siyasete alet edilmesini kabul etmeyeceğiz.

BİR TEK GECE ORADA OTURMAMASI GEREKİR: Devleti yönetirken, insanlara acı çektirmek nasıl oluyor söylemek zorundayım. Gündüz kalkıp, akşama kadar alın teri ile çalışan insanları tanıyor musunuz? Hayatınız böyle mi? Hayatınızı alın teri ile kazanmak için uğraşırken; sizin üzerinizden toplanan vergiler nereye gidiyor? Merkez Bankası rezervleri diye üç aydır soruyoruz. O Türkiye’nin itibarıdır. Hemen Hazine Bakanı, sözde damadı savunacaklar, bu dediğim erimeyi kabul ettiler. Düne kadar ‘döviz birikimimiz arttı’ diyorlardı. Şimdi resmi olarak itiraf ettiler ki dövizler erimiş. Satarak… İhale yapılmadan birilerine sattıklarını kabul ettiler mi? Ettiler, açıklayamıyorlar. Bunu duyurdular mı? Hayır duyurmadılar. Sattığını kabul ettiğiniz bu durumda, bunun karşılığını nasıl açıklayacaksınız? Hangi yandaşlarınız, millet alın teri ile geçimini sağlamaya çalışırken, zengin oldular. İhale açmadığınız döviz satışı ile bir gecede kimler milyar dolarlar kazandı? Devleti ayrıştırmak; devlet ve milletin bağını koparmak budur. Biz ‘bu entrikalarla milyar dolarları birilerinin cebine aktarıyorsunuz, millet aç sefil, onlara yardım etmiyorsunuz, borçlandırıyorsunuz, anne babalar intihar ediyor.’ Umurunda mı? Değil. Nereden biliyoruz? Gülüşünden biliyoruz. Bir tek gece orada oturmaması gerekir.