Cumhuriyet gazetesi yazarı Mustafa  Balbay, kaleme aldığı 'Şahsım yönetiminde çok partili sistem!' başlıklı yazısında 2023 seçimleri öncesinde AK Parti'nin izlediği politikaları ele aldı.

Demokrasilerde bir iktidarın kendisini seçeneksiz hale getirmesinin tek yolunun halkın beğenisini kazanmaya devam etmek olduğunu belirten Balbay, bunun bugünkü tabloda mümkün olmadığını öncelikle MHP olmak üzere iktidarın da gördüğüne işaret etti.

Bu durum nedeniyle iktidarın 'bütün seçeneklerini etkisiz hale getirme' yoluna başvurduğuna dikkat çeken Balbay, "Bunu başarmak için çok şeyi göze almak gerek. Alınmış görünüyor!" ifadelerini kullandı. 

Balbay'ın yazısı şu şekilde:

"Şu değerlendirmemizi daha da güçlendiren bir sürece girdik:

İktidarın halka verebileceği bir şey kalmamıştır. Elindeki tek seçenek, kendisini seçeneksiz hale getirmektir!

Demokrasilerde bir iktidarın kendisini seçeneksiz hale getirmesinin tek yolu vardır: Halkın beğenisini kazanmaya devam etmek!

Her şey bir yana bugünkü ekonomik tabloda bu mümkün mü? 

Kesinlikle değil. 

Bunu iktidarın kendisi de görüyor. En çok da MHP!

O zaman “seçeneksiz” olmanızın yolu ne?

Bütün seçeneklerini etkisiz hale getirmek!

Bunu başarmak için çok şeyi göze almak gerek. Alınmış görünüyor!

***

Bütün muhalefet partilerini düşmanlaştırmak tutmadı. 

İmralı ile Edirne arasında salıncak kurup CHP’yi terörist ilan etmek iktidara mantıklı gelse bile toplum katında alıcısı yok.

İYİ Parti’yle oynayabilecekleri kadar oynadılar. Bundan ötesi Meral Akşener’i siyasetin dışına itmek olur. O da akıllarından geçiyor olabilir ama kendilerine yarayacak bir şekil bulamıyorlar!

HDP’yi şu aşamada dumanlı bir havaya sokmayı başarmış görünüyorlar. Partinin karar verme mekanizmalarını sarstılar. Ancak girilen oyunun sonunu kendisini en güçlü sanan da göremez.

Saadet Partisi (SP), iktidara CHP’den daha uzak. Milli Gazete’nin yayın politikasından anlaşılıyor ki aralarına en çok İsrail girmiş. 

DEVA Partisi’ne saldırmak bedava! Ancak bunun da iktidarın beklediği etkiyi sağlamadığı görünüyor. DEVA büyümüyor ama sesini yükseltmeye devam ediyor.

Gelecek Partisi, muhalefetin neresinde duracağına tam karar vermese de iktidarla köprüleri attığı aşikâr.

İşte bu aşamada 2022 yılının ilk partisi geldi:

Şahlanış Partisi!

Halk ahlanış içinde, iktidar şahlanış hevesinde. Erdoğan arada bir “Şahlanış dönemine girdik” diyor ama halk nereye girdiğini kendi görüyor!

Ocak ayının başındaki yeni parti haberine ayın sonunda ikinci parti eklendi. Osmanlı Ocakları’nın sözcüsü Mustafa Tekerek, Ocak Partisi’ni kurduklarını resmen ilan etti.

Osmanlı Ocakları ne yapar?

Bugüne kadar yaptığını... Yani iktidarın kayıtsız şartsız destekçiliğini!

Zaten bunu yaparken neden parti kurdu?

Bu soruyu irdeleyen bir yazı yazalım derken Ruhat Mengi’nin Sözcü’de İYİ Parti Teşkilat Başkanı Koray Aydın’la röportajı gündeme oturdu. Aydın’a göre Erdoğan, eski DYP Genel Başkanı Tansu Çiller’e parti kurduracak!

Çiller’in avukatı bu haberi yalanladı ama Hürriyet’te Abdülkadir Selvi, Çiller’in kendisiyle konuşmuş. Çiller şöyle diyor:

“Şu aşamada siyasi parti kurmak gibi bir kararım yok!”

“Şu aşamada” girişi ister istemez şu soruyu getiriyor:

Hangi aşamada?

Son iki yıl içinde 49 yeni parti kuruldu. Ocak Partisi ile birlikte 50 edecek. İçişleri Bakanlığı kayıtlarındaki toplam parti sayısı 123. Bu durum, mevcut tüm partilerin yüzde 40’ının son iki yılda kurulduğunu gösteriyor.

Ocak Partisi’nden Şahlanış Partisi’ne iktidarın yan kolları niteliğinde çok partinin oluşmakta olduğu görülüyor. Erdoğan’ın kafasındaki yönetim şekli şu:

Tek partinin mutlak yönetiminde çok partili sistem!

Daha doğru anlatımla şahsım yönetiminde çok partili sistem!

***

Girişteki vurgumuza dönersek...

İktidar neyi denerse denesin, bugünkü tabloda geleceğini tüketmiştir. 

Bir “beka meselesi” çıkarmanın bile ekonomik çöküşü unutturamayacağını görüyorlar.

Önümüzdeki seçimi “böyle gitmez” partisi kazanacak!