TBMM Genel Kurulu'nda bugün konuşan İYİ Parti Isparta Milletvekili Aylin Cesur, İstanbul Sözleşmesi'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla feshedilmesini eleştirdi ve kararın yok hükmünde olduğunu savundu. Cesur'un konuşmasından satır başları şöyle:

"TÜRKİYE CUMHURİYETİ BİR HUKUK DEVLETİDİR"

* Türk demokrasisinin özellikle Partili Cumhurbaşkanı Sistemi ile krize sokulduğu bir dönemde, bu sözleşmenin doğru düzgün bir kamusal tartışma dahi yürütülmeden tek kişinin imzasıyla bir gecede feshedilmek istendiğine tanık olduk. İstendiğine diyorum çünkü bu geçersiz bir faaliyettir. Siz beğenmeseniz de, burada sunduğunuz olmayan bakanları ve milletin temsilinin değil çoğunluğun dediğinin olduğu sözde yasama organı haline getirdiğiniz Meclis'i ile, Anayasa'da ismi var olmayan kabinenin aldığı kararları icra eden hükümetiyle ve siyasallaşmış yargısı ile içi oyulmuş dolmalık biber haline getirseniz de; Türkiye Cumhuriyeti hâlâ anayasal hukuk devletidir ve hukuken bu fesih kararnamesi geçersizdir.

"2008'DE 80 OLAN KADIN CİNAYETLERİ 2020'DE 471'E YÜKSELDİ"

* 2008’de 80 olan kadın cinayetleri, 2020’de 471’e çıkmışken kadının korunması ve şiddetin önlenmesine yönelik böyle önemli bir sözleşmeden çıkılmasının ise hiçbir mantıklı açıklaması yoktur. Bir de sanki şiddetin sorumlusu sözleşmeymiş gibi, 'Bakın, Sözleşme şiddeti engelleyemiyor' denildi. Sorumlu açık bir şekilde sözleşmenin gerekliliklerini yerine getirmeyen ve yasaları gerektiği gibi uygulamayan iktidardır. Toplumu kutuplaştırdığı için kaldırdık dediğiniz sözleşmenin imzacısı sizsiniz unuttunuz mu? Okumamış mıydınız?

* Gerçekte siz neden rahatsızsınız, bize bunu söyleyin. Çıkın Türk kadınlarına bunu söyleyin. Sözleşme'de devlete verilen 'Kadınlara karşı her türlü ayrımcılığın ve şiddetin önlenmesi' sorumluluğu var. Bundan mı rahatsızsınız? Cumhuriyet’in kuruluş felsefesinde yer alan kadın-erkek eşitliğinden, kadınların eşit vatandaşlar olarak sayılmasından mı rahatsızsınız? Kadınların insan gibi muamele görmesinden, birey olarak sayılmasından mı rahatsızsınız?

"SÖZLEŞME'DEN ÇIKILDIĞINDAN BERİ 14 KADINIMIZ ÖLDÜRÜLDÜ"

* Bakınız; İstanbul Sözleşmesi’nden çıkıldığından beri 14 kadınımız öldürüldü. Her gün en az bir, bazen iki kadınımız öldürülüyorken, kadınlarımızın %40’ı fiziksel şiddete, %45’i psikolojik şiddete, %30’u ekonomik şiddete uğruyorken, 20-24 yaşındaki genç kadınlarımızın %15’i 18 yaşından önce, %2’si 15 yaşından önce evlendiriliyorken, yani yapacak daha çok iş varken ve bunu siz yapacakken Sözleşme'den çıkmanızı ve kadınlara bunu reva görmenizi biz kabul etmiyoruz. Yanlış kararlarınızın bedelini, kadınlarımıza canları ile bedenleri ile ödetilmesini kabul etmiyoruz. Millet iradesini hiçe sayan, yasama yetkisinin de açıkça ihlali olan bu karar anayasal hukuk devletinde geçersizdir.