Türkiye yeniden yeni anayasayı tartışıyor. Cumhur İttifakı üzerinde çalıştıklarını açıkladıkları anayasa çalışmalarına muhalefetin de desteğini istiyor.

Süreçle ilgili en çarpıcı analizlerden birisi de eski Bakanlardan Gürcan Dağdaş'tan geldi.

İşte Gürcan Dağdaş'ın açıklamaları...

*Sayın Cumhurbaşkanı Türkiye için yeni bir anayasanın zorunlu olduğunu, bu münasebetle bir çalışma başlattığını kamuoyuyla paylaştı. Bu paylaşımla beraber yoğun bir şekilde Türkiye siyaseti yeni anayasa üzerinden konuşmaya başladı. 

*Tabii, bu konuda birkaç şey söylemek isterim. Bir, hep şüpheci olmak iyi bir şey değildir ama bugüne kadar gelen süreçte birçok şeyi şüpheyle karşılamamamız halinde farklı sonuçları, söylenenlerle peşine düşülen işin farklı sonuçlarının önümüze geldiğini gördük. 

*Bu münasebetle, şüpheyle, bu yeni anayasa tartışmasına da katılmak istiyorum. Acaba Türkiye'nin gerçek gündemi açtık, işsizlik, intiharlar, esnafın feryadı, Türkiye'nin yüzde sekseni neredeyse ekmeğe muhtaç hale gelmiş.

*Bu gündemi karartmak için mi sayın Cumhurbaşkanı tarafından bir siyasi taktik olarak önümüze getirildi. Bu şüpheyi muhafaza ederek, varsayalım ki yeni anayasa diye gerçekten Sayın Cumhurbaşkanı'nın bir iddiası söz konusu. 

*Burada akla gelen ilk şey şu: 2010’da yapılan anayasa değişikliği, ondan önce yine AKP'nin 19 yıllık iktidarı içerisinde onlarca kere Anayasa'nın farklı maddelerini değiştirmiş olmasına rağmen kendi yaptığı anayasaya uymayan bir iktidarın yeni anayasada samimi ve gizli ajandasının olmadığını iddia etmek mümkün mü? 

*Bu soru da bizi şüphe zeminine taşıyor ama varsayalım, yeni bir anayasa yapma iddiasıyla ve bugüne kadar oluşan eksikleri, yanlışları, anayasaya uyumsuzluğu, anayasayı yok sayışını filan bir tarafa bırakalım, yeni bir anayasa nasıl yapılır? Yani anayasayla biz neyi anlıyoruz?

*Anayasa, 85 milyonun ortak yaşam senedidir. Dolayısıyla, bu evin içinde yaşayan herkesin rızasını görebileceği bir anayasa hazırlanması lazım. Cumhurun reisi yeni bir anayasa hazırlayacağım dediğinde doğal olarak, ailenin tüm fertleriyle bu anayasa konusunda düşüncesini paylaşması lazım. 

*Yani mecliste grubu bulunan partileri bu konuyla ilgili masaya davet etmesi lazım. Ne arıyor, ne yapmak istiyor? Hal böyle olunca, doğal olarak Sayın Cumhurbaşkanlığı sadece bu lafı edip AKP yetkililerinin zaman zaman farklı demeçleriyle karşı karşıya kaldığımızda bir başka soru daha önümüze geliyor. 

*Peki yeni bir anayasa yapmak istiyorsanız, AKP Grup Başkan Vekilinin yeniden kuruluş anayasası sözü ne anlama gelir? 

*Yani neyi kıldı da onun yerine bir şey kuruyorsunuz? Bu soru hepimizin önünde. 

*Sayın Adalet Bakanı'nın 1921 Anayasası vurgusunun üzerinden bakıyoruz. Buna HDP Eş Başkanları'nın olumlu ve sıcak mesajlarını dikkate alıyoruz. Yine aklımıza bu anayasa üzerinden acaba Türkiye farklı yapıların rövanş duygularının sonucu yeni bir yol ayrımına mı geliyor? 

*Yani anayasanın ilk 4 maddesini de merkeze alan yeni bir mutabakat oluşturulmaya mı çalışılıyor? 

*Bu sorularla bizim önümüzde duruyor ama Türkiye'nin bir anayasa yeni bir anayasaya ihtiyaç içerisinde olmadığını söylemek mümkün mü? 

*Hem de böyle kalabalık, kalın ciltler haline getirilmiş bir anayasa değil. Çok basit, belki 40-50 maddeyle kendini ifade eden, sözcükleri farklı yerlerde kullanarak zihin karışıklığına izin vermeyen, sade bir Türkçe'yle yazılmış yeni bir anayasaya Türkiye'nin ihtiyacı var. 

*Bu yeni anayasa Türkiye'de var olan dertlerimizi, sıkıntılarımızın hepsini dikkate alarak ortak sözümüz olabilecek bir anayasa olması lazım.

*Bu münasebetle tekrar söylüyorum, eğer işiniz, gizli bir ajandanız yoksa ki bu konuda şüphelerimiz var. 

*Rövanş duygusu taşımıyorsanız ki bu konuda şüphelerimiz var. Şüphelerimizi besleyen ifadeleriniz, arayışlarınız var. Bunların hepsini dikkate alarak söylüyoruz. 

*Türkiye'nin şu anda acil ihtiyacı, var olan anayasaya asgari bir şekilde uymak, var olan yasaların sınırları içerisinde adaleti, hukuku tesis etmek ve bunların üzerindeki baskıyı ortadan kaldırmak. 

*Türkiye’de nüfusun yüzde 80’inin açlık, işsizlik, fukaralık, yoksulluk, intihar ve kriminalleşme çağrılarını bir refah düzeyine taşıyarak cevap vermektir. Onun ötesindeki her şey Türkiye'nin içinde bulunduğu buhranı derinleştirecek sonuçlar çıkarır.

GÜRCAN DAĞDAŞ KİMDİR?

1960 doğumlu Gürcar Dağdaş; ilk, orta ve lise öğrenimini Kars'ta tamamladı. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nden mezun oldu. 

24 Aralık genel seçimlerinde, Refah Partisi'den İstanbul milletvekili seçilerek, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 20. Dönem üyesi oldu. 

22 Temmuz Genel Seçimlerinde, Kars milletvekili seçilerek, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 23. Dönem üyesi oldu. 

Erbakan'ın Başbakan olduğu 54. Cumhuriyet Hükümeti'nde Devlet Bakanı olarak görev yaptı. Daha sonra Demokrat Türkiye Partisi'ne katıldı. 

1999 Genel Seçimlerinde aday olmadı. 2002 yılında yapılan Genel Seçimlerde Kars’tan bağımsız aday oldu. “Toplumsal Çözülme”, “Kağıda Düşenler” ve “Düşünceye Davet” isimlerinde üç eseri yayınlandı. 

Bir süre Tercüman gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. 10 Şubat 2005 tarihinde Milliyetçi Hareket Partisi'ne katılan Gürcan Dağdaş, bu tarihten beri Merkez Yürütme Kurulu üyesi ve genel başkan başdanışmanı olarak görev yaptı. 30 Eylül 2014 tarihinde MHP'den istifa etti. Dağdaş, evli ve bir çocuk babasıdır.