Tekin, İstanbul’da 2008 yılında düzenlenen Su Sempozyumuna atıfta bulunarak, o dönem bilim insanlarının su kaynakları, iklim değişikliği ve çevre krizine dair yaptığı uyarıların bugün ne kadar hayati olduğunu hatırlattı:
“2008’de Uyarılmıştık!”
“2008’de İstanbul’da yapılan o sempozyumda suyun sadece bir doğal kaynak değil, aynı zamanda bir yaşam meselesi olduğu açık açık anlatıldı. O gün dikkate alınmayan her bilimsel veri, bugün yanan ormanlar, kuruyan dereler ve susuz kalan hayvanlar olarak karşımıza çıkıyor.” dedi.
Yangınlar Ekosistemi Çökertiyor
Bu yıl özellikle İzmir, Muğla, Antalya, Mersin ve Hatay gibi illerde çıkan yangınlar, binlerce hektarlık orman alanını küle çevirdi. Uzmanlar, yangınların sadece ağaçları değil; yeraltı su kaynaklarını da ciddi biçimde etkilediğini belirtiyor. Toprak yapısının bozulması, yer altı sularının kaybına, iklimin daha da kuraklaşmasına yol açıyor.
2008 Sempozyumundan Gelen Mesaj: “Su Bir Medeniyettir”
2008’deki Su Sempozyumu’nda yapılan sunumlarda, suyun sadece bir fiziksel varlık değil; kültürel, sosyal ve ekolojik bir değer olduğu vurgulanmıştı. Bu sempozyumda sunulan bildirilerde, “Suyu kaybeden toplum, toprağını ve geleceğini de kaybeder” denilmişti. 17 yıl sonra bu cümlelerin ne kadar gerçek olduğu acı bir şekilde anlaşılıyor.
Tekin: “Orman politikası, su politikasıdır”
Gürsel Tekin açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Her yanan orman, bir nehrin kurumasına davetiye çıkarır. Her yok olan canlı türü, insanlığın boğazından bir damla su eksiltir. Bugün yapılması gereken şey, sadece yangını söndürmek değil; suyu, ormanı ve geleceği birlikte planlamaktır. İklim krizine karşı net, kararlı ve bilim temelli adımlar atılmazsa Türkiye su savaşlarının ve iklim göçlerinin merkezine dönüşecek.”
Çevreye Değil, Ranta Diren!
Uzmanlar ve çevre örgütleri, orman yangınlarının ardından bazı bölgelerde acele kamulaştırma ve imar planlarının devreye sokulmasına da tepki gösteriyor. 2008’de yapılan sempozyumda da benzer bir uyarı yapılmış; çevresel yıkımın, ekonomik rantla birleşmesi hâlinde “geri dönülmez bir çöküş” olacağı belirtilmişti.
2008’de yapılan bilimsel toplantılardan alınmayan dersler, bugün doğanın çığlıklarına dönüşmüş durumda. 2025 yazı, Türkiye için sadece bir yangın mevsimi değil; geleceğe dair karar verme eşiği olabilir.
SU SEMPOZYUMU RAPORUNA ULAŞMAK İÇİN;
