Ankara'da Suriyeli kadınlar, yardım almak için başvurdukları Sadettin Karagöz'ün kendilerini istismar ettiğini iddia etti. Karagöz ise bu iddiaları reddediyor.

Umut Hayır Mağazası sahibi Sadettin Karagöz, yardım için kendisine başvuran mülteci kadınlara cinsel saldırıda bulunduğu iddialarını reddediyor.

Sadettin Karagöz, yardıma muhtaç Suriyeli kadınlara başlarda "gökten inmiş bir melek" gibi görünüyordu.

'MÜLTECİLERİN DEDESİ' OLARAK TANINIYOR

Birçok kişi onu "mültecilerin dedesi" olarak tanıyor.

Yardım mağazası sahibi Karagöz'ün, Ankara'da çaresiz bazı Suriyeli kadınlara yönelik cinsel istismar iddialarının merkezinde olduğunu ortaya çıkardı.

Karagöz ise tüm bu iddiaları reddediyor.

Sadettin Karagöz'ün 2014 yılında kurduğu yardım mağazası, binlerce Suriyelinin yaşadığı, "Küçük Halep" olarak bilinen Altındağ semtinde yer alıyor.

Çatışmalardan kaçan milyonlarca insanın sığındığı Türkiye'de bu gibi yardım girişimleri, özellikle çalışmayan kadınlar için can simidi olabiliyor.

Bu kadınlardan biri olan Medina, savaşın memleketi Halep'e ulaşmasıyla 2016 yılında Türkiye'ye kaçmış.

İki yıl sonra, üç çocuğundan biri ağır hastalanmış ve eşi onu terk etmiş.

Ankara'da çocuklarına tek başına bakmak zorunda kaldığını aktaran Medina, yardıma muhtaç hale geldiğini söylüyor.

Medina, herkesin kendisini Karagöz'ün Umut Hayır Mağazası'na yönlendirdiğini anlatıyor.

Burası bebek bezi, makarna, yağ, süt ve kıyafet gibi bağışları toplayıp muhtaç durumdaki Suriyelilere dağıtıyor.

Karagöz'ün dükkanı binlerce Suriyelinin yaşadığı Ankara'nın Altındağ ilçesinde bulunuyor.

'Bağırmasaydım bana tecavüz etmeye çalışacaktı'

Karagöz'ün ilk başta kendisine, "Kapım sana her zaman açık. Gidecek yerin olmadığında bana gel, sana yardım ederim" dediğini aktarıyor.

Medina, daha sonra dükkana gittiğinde ise Karagöz'ün değiştiğini söylüyor.

Kadınlara izinleri olmadan dokunduğunu farkettiğini, Karagöz'ün kendisine de dokunduğunu anlatıyor.

Fakat son gidişinde, durum daha da kötüleşmiş.

Dükkanda Karagöz'ün kendisini yardım vermek için perdenin arkasındaki bir alana götürdüğünü söylüyor:

"Beni kavradı, beni beğendiğini söyledi. Öpmeye başladı. Çığlık attım, beni bırakmasını söyledim. Eğer bağırmasaydım bana tecavüz etmeye çalışacaktı."

Medina dükkandan kaçtığını, Karagöz'e polise gideceğini söylediğini, ancak Karagöz'ün "yanıma gel" diyerek kendisini ikna etmeye çalıştığını ifade ediyor.

Karagöz'ün bir gün çocuklarıyla birlikte yaşadığı evinin kapısına dayandığını, sertçe çaldığını ve açmasını istediğini söylüyor:

"Bana korkunç şeyler söyledi, hakaret etti... Kapıyı açmadım, dehşete düşmüştüm."

Medina yaşadıklarını gözyaşları içinde anlatırken, Karagöz'ün kendisini Suriye'ye geri göndermekle tehdit ettiğini de iddia ediyor.

Başına gelebileceklerden korktuğunu, polise hiçbir zaman gitmediğini ve yaşananları kimseye anlatmadığını söylüyor.

Karagöz, on yıldır yardım mağazasında mültecilere pirinç, süt ve domates salçası gibi hayati gıda malzemeleri sağladığını söylüyor.

Suriyeli kadın: 'İlk başta gökten inmiş bir melek gibiydi'

Emekli bir banka çalışanı olan Karagöz ise bütün iddiaları reddediyor.

Karagöz, mağazasında şu ana dek çoğunluğu sığınmacılardan oluşan 37 binden fazla kişiye yardım ettiğini söylüyor.

Karagöz'ün yardım mağazası yıllar içinde giderek tanınır hale geldi ve kendisi de 2020 yılında yerel bir gazeteden ödül aldı.

Faaliyetleri bazı yayın kuruluşları tarafından haberleştirildi.

Karagöz ayrıca mağazasının ulusal ve uluslararası kuruluşlardan da destek gördüğünü söylüyor.

Yardım dağıtılan alanın küçük ve kalabalık olduğunu, güvenlik kamerasıyla izlendiğini ve bu nedenle orada hiçbir kadınla yalnız kalamayacağını savunuyor.

Medina'nın da aralarında bulunduğu üç kadın ise, Sadettin Karagöz'ün kendilerine cinsel saldırıda bulunduğunu ve taciz ettiğini söyledi.

Aralarında yardım mağazasının iki eski çalışanının da bulunduğu yedi kişi, 2016-2024 yılları arasında Karagöz'ün kadınlara cinsel istismarda bulunduğuna şahit olduklarını veya şahitlikleri ilk elden dinlediklerini belirtti.

Eski bir çalışan, "Karagöz'ün masasının arkasında yardım paketlerini koyduğumuz küçük bir oda vardı. O odada kadınları taciz ettiğini görmeye alışmıştık" diyor.

27 yaşındaki Suriyeli Nada ise kendisine yardım etmeyi teklif eden Karagöz hakkında, "İlk başka sanki gökten inmiş bir melek gibiydi" ifadelerini kullanıyor.

Ancak Nada dükkanı ilk ziyaretinde, Karagöz'ün kendisine "yalnızca kendisiyle birlikte boş bir daireye giderse yardım edeceğini" söylediğini belirtiyor.

Karagöz'ün kendisine "Çok uzun sürmez, sadece 10 dakika... Gelmezsen sana hiçbir şey vermem" dediğini iddia ediyor.

O sırada yanlarında görümcesinin de olduğunu ve hızla oradan ayrıldıklarını söylüyor.

Nada, ailesinin çaresizce yardıma ihtiyacı olduğu için Karagöz'e gittiğini söylüyor.

Nada, eşi ve çocuklarıyla birlikte, buzdolabı bile bulunmayan evlerinde çok zor bir hayat yaşadıklarını anlatıyor.

Ailesine bakabilmek için çaresiz kaldığını, başka nereye başvuracağını bilemediğini ve bu yüzden dükkâna tekrar gitmek zorunda kaldığını belirtiyor.

Oğluna bebek bezi alabilmek için gittiğinde, Karagöz'ün kendisini perdenin arkasındaki bir alana götürdüğünü söylüyor:

"Bir elinde bezleri tutarken diğer eli boştaydı. Göğüslerime dokunmaya çalıştı. Bana 'Korkma, bu normal' dedi."

Nada, bir sonraki gidişinde yaşananları ise şöyle anlatıyor:

"Bana arkadan yaklaştı, elimi kavradı ve cinsel organının üstüne götürdü. Bana saldıran bir canavar gibiydi."

"Bütün vücudum titriyordu. Ağlıyordum. Bana, 'Sakin ol. Bu normal bir şey, çabuk bitecek' diyordu."

Nada, oradan kaçıp gittiğini ve dışarıdaki diğer kadınları dükkana girmemeleri konusunda uyardığını söylüyor.

Nada'nın Sadettin Karagöz'den yardım istemek için dükkana son gidişiydi bu.

Cinsel istismara uğradığı için damgalanmaktan ve suçlanmaktan korktuğunu; bu olanları kimseye, hatta kocasına bile anlatamayacağını söylüyor.

Batoul, Karagöz ile karşılaşmaktan korktuğunu, evinden çıkamadığını ve kapı çaldığında açmaya korktuğunu söylüyor.

Karagöz'ün kendisine cinsel saldırıda bulunduğunu söyleyen üçüncü kadın ise bir süre önce ailesiyle birlikte Almanya'ya taşınmış olan Batoul.

Üç çocuklu bekar bir anne olarak yardıma ihtiyacı olduğunu ve bu yüzden Karagöz'e gittiğini söylüyor:

"Yardım paketini almak için arkamı döndüğümde, ellerini kalçama koydu. Öfkelendim, çok kızdım ve onu ittirdim. Elimdeki yardım paketini bırakıp dükkândan çıktım."

Batoul, kimliğini gizlemeden konuşmanın, 'kendi yaşadıklarını yaşayan birçok kadına' yardımcı olacağını umuyor.

Bunlar, Karagöz'e karşı ortaya atılan ilk iddialar değil. Polis, şu ana dek Karagöz'ü en az iki kere sorguladı.

Resmi belgelere göre, 2019 yılında bir kadın, Karagöz hakkında cinsel taciz ve saldırı iddiasıyla şikayetçi oldu.

Ancak delil yetersizliği nedeniyle takipsizlik kararı verildi.

2022'de Birleşmiş Milletler Mülteci Örgütü, Karagöz hakkındaki iddialardan haberdar olduktan sonra bazı kadınlarla gizli mülakatlar gerçekleştirdi.

2025 yılında polis yardım mağazasına baskın düzenledi, dükkanı mühürledi ve yeni bir cinsel istismar iddiası hakkında Karagöz'ü sorguladı.

Karagöz'ün avukatlar, delil yetersizliği nedeniyle kavuşturmaya yer olmadığını belirten Haziran tarihli takipsizlik kararını bizimle paylaştı.

Hem Birleşmiş Milletler hem de polis kaynakları iddiaları çok ciddiye aldıklarını, ancak mağdurların ve tanıkların şikayette bulunmaya istekli olmadıklarını söylüyor.

Konuştuğumuz kadınlar ise bunun nedeninin kendilerini güvende hissetmemeleri olduğunu belirtiyor.

Hedef alınmaktan veya sınır dışı edilmekten korktuklarını söylüyorlar.

Karagöz, sağlık sorunları nedeniyle cinsel faaliyette bulunamadığını söylüyor.

KARAGÖZ HAKKINDAKİ İDDİALARA NE DİYOR?

Hakkındaki tüm iddiaları, Ankara'da bir otelde yaptığımız röportajda Karagöz'e yönelttik.

Suçlamaları reddeden Karagöz; eğer kendisi hakkındaki iddialar doğru olsaydı, "daha fazla kadının konuşmak için öne çıkacağını" savundu:

Gürsel Tekin: 'Amacımız kavgayı körüklemek değil, sorunu çözmek!'
Gürsel Tekin: 'Amacımız kavgayı körüklemek değil, sorunu çözmek!'
İçeriği Görüntüle

"Üç kişi, beş kişi, 10 kişi [şikâyet edebilir]. Böyle şeyler olur. Eğer 100, 200 [kişi beni suçladı] deseydiniz, tamam, o zaman gerçekten bunları yaptığıma inanabilirdiniz."

Diyabet ve tansiyon hastası olduğunu söyleyen Karagöz, ayrıca 2016 yılında sol testisinin alındığı gösteren bir sağlık raporunu bizimle paylaştı.

Karagöz, bu rapora atıfla, herhangi bir cinsel faaliyette bulunmasının mümkün olmadığını söyledi.

Erkek cinsel sağlığı uzmanı, İstanbul Üniversitesi Androloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ateş Kadıoğlu'na, Karagöz'ün geçirdiği işlemin böyle bir etkisi olup olmayacağını sorduk.

Kadıoğlu, "bir testisin alındığı durumlarda testosteron seviyesinin %90'da kaldığını ve bu nedenle kişinin cinsel yaşamının etkilenmeyeceğini" belirtti.

Bu yorumu ilettiğimiz Karagöz ise "cinsel faaliyette bulunmasının kendisi açısından mümkün olmadığında" ısrar etti.

Ayrıca, cinsel saldırının cinsel arzudan ziyade güç ve kontrol isteğinden kaynaklanabileceğini de kendisine hatırlattığımızda Karagöz, "Ben şahsen böyle bir dürtüye sahip değilim. Bizim yaptığımız tek şey iyilikti ve karşılığında bunu görüyoruz. Ama üç beş kişinin söyledikleriyle yıkılmayız" dedi.

Karagöz, aralarında kadınların da olduğu, uyuşturucu ve diğer yasadışı faaliyetlere karışan kişileri polise ihbar ettiğini, bu sebeple kadınlar tarafından kendisi hakkında cinsel istismar suçlamalarının ortaya atıldığını söylüyor.

Karagöz ayrıca, geçmişte kendisine yöneltilen benzer asılsız iddiaların da takipsizlik kararıyla sonuçlandığını belirtiyor.

Konuştuğumuz tüm kadınlar, kendilerinin veya yakınlarının suça karıştığı iddiasını reddetti. BBC buna ilişkin hiçbir kanıt bulamadı.

Karagöz Mart ayında yardım mağazasının adını Bir Evim Aşevi Derneği olarak değiştirdi.

Daha önce hiç yapmadığı bir şeyi yaparak, mağazasını resmi bir hayır kurumu statüsüne almak üzere başvuruda bulundu.

Medina ise yeni bir eve taşındı ve telefon numarasını değiştirdi, ancak Karagöz'ü hâlâ kâbuslarında gördüğünü söylüyor:

"Hiçbir erkeğe güvenemedim… Uzaklaştım, depresyona girdim. Ölmek istedim. Beni ayakta tutan tek şey çocuklarımdı."

Hayatını kurtarmak için çabaladığı ağır hasta oğlunun yedi yaşında öldüğünü söylüyor.

Türkiye'de geçirdiği 10 yılın ardından, üçüncü bir ülkeye yerleştirilme başvurusu yakın zamanda onaylandı.

Hayata yeniden başlama fırsatı bulduğu için sevindiğini söylese de diğer kadınlar için endişeleniyor:

"Hâlâ ondan yardım isteyen arkadaşlarım var... O çok nüfuzlu biri, şikayet etsek bile bizi kim dinler, kim umursar?