Avukat Şengül Karslı konuyla ilgili açıklamalarda bulundu:

* Geçtiğimiz aylarda Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin emsal nitelikte bir karara imza atmasıyla birlikte alacak davalarında yeni bir dönem başladı diyebiliriz. Sosyal medya platformlarının mesajlaşma bölümlerinden yapılan mesajlaşmalar, whatsapp, e-mail yazışmalarında geçen konuşmalar taraflar arasında yazılı bir anlaşma olmasa bile artık alacak davalarında da borcun kabulü ya da borç-alacak ilişkisinde delil olarak kullanılabilecek. 
Mevcut yasaya göre halihazırda  “Uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanuna göre belgedir” şeklinde tanımlanmakta dolayısıyla mail yazışmaları zaten belge olarak kabul edilmektedir.

* Yargıtayın Emsal kararı ile birlikte mail ya da elektronik ortamdaki mesajlardaki borç- alacak, ücret vs yazışmaları da bundan sonra resmi evrak olarak kabul görebilecek.

Şengül Karslı

DELİLLER HUKUKA UYGUN YOLLA ELDE EDİLMİŞ OLMALI

* Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu 189.maddesine göre öncelikle bir davada ileri sürülebilecek her türlü delilin mutlaka hukuka uygun yollardan elde edilmiş olması gerekmekte. Bu nedenle de hukuka aykırı olarak elde edildiği anlaşılan deliller her ne surette olursa olsun, diğer tarafça bir itiraz ileri sürülmese dahi, mahkemece karar verilerek, dosya kapsamında delil olarak değerlendirilmez. 

* Buna ilişkin olarak Yargıtay başka bir kararında  sosyal medyadan alınan paylaşımların delil olarak kullanılmasını ilişkin olarak; “sosyal medya hesaplarında yapılan paylaşımların ancak hesabın sahibi veya aynı paylaşım ortamında bulunan kişilerce delil olarak kullanımının mümkün olduğu - sahte profil oluşturup paylaşımlarda bulunmak veya kişi profillerinde hesap sahibinin bilgisi ve izni olmaksızın yapılan paylaşımların hukuka aykırı delil kabul edileceği…’’ kararını vermiştir.

* Dolayısıyla Hukuka uygun elde edilmeyen delil hükme esas alınmadığı gibi elde edilme şekline göre de örneğin özel hayatın gizliliğini ihlali veya kişisel verilerin korunması kapsamında bir ihlal teşkil ediyorsa ileri süren açısından ayrıca cezai sorumluluk söz konusu olacaktır.

* Kanuna göre de ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları belge olarak kabul edilmektedir.

* Sosyal medya mesajları bu anlamda tarafların iddiasını ispatladığı ölçüde delil olarak değerlendirilir. Bu noktada  paylaşımlar  üzerinde herhangi bir değişiklik yapılmadığına veya bu delili destekleyecek başkaca delillerin olup olmadığına da bakılması gerekir. 

* Bunun yanı sıra ileri sürülen elektronik verilerin delil niteliğinde olup olmadığı konusunda taraflar arasında ihtilaf söz konusu olduğunda, elektronik verilerin delil başlangıcı niteliğinde olup olmadığının tespiti için bilirkişi incelemesi de yaptırılabilir.