TÜİK'in açıkladığı son işsizlik rakamlarını değerlendiren polemikhaber.com yorumcusu İbrahim Kahveci, Türkiye'deki gerçek işsizliğe değinerek gelecek hakkında değerlendirmelerde bulundu. 

İşte Kahveci'nin polemikhaber.com'a yaptığı çarpıcı açıklamalardan öne çıkanlar:

* İş gücü en azından 1 milyon artması gerekirken bırakın artmayı 1 milyon 260 bin kişi düşmüş. 2018 Ekim'inde çalışan sayısı 28 milyon 870 bindi. Bugün ise 27 milyon 447 bin oldu. Yani 1 milyon 423 binlik bir düşüş söz konusu.

* 15 yaş üstü nüfus artışı 2 milyon artarken çalışan sayısı 1.4 milyon azalıyor. Bu 1 milyon 423 binlik azalış, işsiz hanesine yazılsaydı, 3 milyon 788 bin artı 1 milyon 423 bin eşittir 5 milyon 211 bin işsiz sayımız olacaktı.

* TÜİK ise işsiz sayısını 4 milyon 05 bin olarak açıkladı. Peki bu 1 milyon 423 bin nereye gitti? İşini kaybedenler bile eklenseydi 5 milyon 211 bin olması gereken 1 milyon 423 bin kişi nereye gitti?

* İşte 'onlar umutsuz ev insanı olarak iş gücü piyasasından çıktı' diyor TÜİK. Artan nüfustan gelmesi gereken 2 milyon daha kayboldu. Bu kayıplarla beraber işsizlik 12.7 açıklandı.


© POLEMİK HABER / TÜİK işsizlik verileri

* Ama hepimiz biliyoruz; geniş tanımlı işsizlik Türkiye'de yüzde 30 civarı; yani Türkiye'de yaklaşık 10 milyon civarında işsiz var. 

* Aynı zamanda çalışılan saat sayısıyla ilgili bir hesaplama yaptım: 2017 yılının 9 ayında haftalık çalışma sayısını çalışan sayısıyla çarptığımız zaman 44.5 milyar saat çalışıldığını görüyoruz. Yani Türkiye'de insanlar 2017 yılının 9 ayında 44 milyar 536 milyon saat çalışmışlar.

* Bu çalışma sayısı 2020 yılının dokuz ayında 36 milyar 568 milyona düşmüş. Yani çalışma oranı yüzde 17.9'luk bir azalma göstermiş.

* Bu hem çalışanların azalması hem de pandemi etkisiyle çalışılan saat sayısının azalmasıyla gerçekleşti. 


© POLEMİK HABER / DİSK-AR işsizlik verileri

* Bugün 6 milyona yakın çalışan, istihdam sayısı içinde gözüküyor ama bunlar kısa çalışma ödeneği veya ücretsiz izin gibi aslında fiiliyatta hem daha az çalışıyorlar hem de bir kısmı çalışmıyor.

* Çalışma saati sayısı 47 saatten 44, hatta pandeminin etkili olduğu dönemde 40-39.5 saate kadar düştü.

* Bu rakamı, 2017 yılının ilk 9 ayındaki milli geliri 2020 yılının ilk 9 ayındaki milli gelirle kıyaslıyoruz. Reel fiyatlar 4.57 artmış. Çalışan sayısı ve çalışılan saat sayısı düşmüş ama milli gelir artmış. Bir mucize oluyor.

* Bu da verilerin güvenliği noktasında ciddi bir sorgu gerektiriyor ki insanlar onun için verilere güvenmiyor.

* Türkiye'de toplam elektrik tüketimi (çünkü büyümenin bileşenlerinden biri emek girdisi biri de enerji girdisi) 2017'de ortalama olarak 794.453 MWh. 2020'de günlük ortalama elektrik tüketimi 794.739 MWh.

* Aynı elektriği tüketmişiz, çalışan sayısı daha fazla düşmüş, çalışan saat sayısı yüzde 17.9 düşmüş ama milli gelir 4.17 artmış.


© POLEMİK HABER / TÜİK ve ENAGRUP enflasyon verileri

* Çalışan sayısı düşerken elektrik tüketimi niye düşmemiş? Konutlarda tüketilen elektrik aşağı yukarı her yıl istikrarlı bir artış gösterir. Bu artan konut sayısıyla da alakalı; konutlarda tüketilen elektrik artıyor.

* Konutlarda tüketilen elektrik artarken toplam tüketimin yüzde 30 civarını oluşturuyor. Toplam elektrik tüketimi niye artmamış? İşte orası da sanayi ve ticarethanelerde kullanımı düştüğü için artmıyor. 

* Sanayide, ticarethanelerde elektrik tüketimi ve çalışan sayısı azalırken milli gelir nasıl artıyor? İşte orada Türkiye mucizesi ortaya çıkıyor.

* Türkiye'nin GSYH revizyonuyla baktığımız zaman 2010'da revizyon yapılıyor ve yüzde 20.4 artıyor. 1998-99'lara gittiğimiz zaman bu fark yüzde 2.5'lere düşüyor.

* Aynı revizyonu 2010'lu yıllarda yaptığımız zaman kişi başına gelir 5 bin 223 dolar çıkıyor. 1998'de kişi başına geliri enflasyonundan arındırdığımız zaman bugünkü değeri 8 bin 200 dolar ediyor.


© POLEMİK HABER / BDDK mevduat verileri

* Bu daha fakir bir Türkiye demek. Bunu açıklamamdaki sebep Türkiye'de verilerin açıklanması ve insanların bu verilere güven duyarak yatırım yapması açısından önemli.

* Bugün itibariyle BDDK, günlük verileri açıklıyor. En son açıkladığı veri 'yabancı para mevduatı' 260 milyar dolar sınırını aştı.

* Türkiye'de yüksek faizde, Merkez Bankası Başkanlığındaki veya Hazine Maliye Bakanlığı'ndaki değişim tasarruf sahiplerinde beklenen etkiyi yapmamış gözüküyor, tasarruf sahipleri döviz almaya devam ediyor.

* Yurt içi tasarruf sahipleri 244 milyar dolardan 260 milyar dolara çıkmış. Ekim sonu 244 milyar dolar şimdi 260 milyar dolar.


© POLEMİK HABER / GSYH