Kahramanmaraş'ta meydana gelen ve on bir ilimizi etkileyen depremlerle oluşan yıkım sonucu bölgenin yeniden imar ve inşası için gerekli kaynağın sağlanması, yönetilmesi ve ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına aktarılması için 'Afet Yeniden İmar Fonu' kurulmasına dair kanun teklif Meclis Genel Kurulu'nda kabul edildi.

Söz konusu kanuna ilişkin açıklamalarda bulunan İYİ Parti İstanbul Milletvekili Hayrettin Nuhoğlu, iktidar tümüyle enkazın altında kalmıştır dedi ve afet fonunun yönetiminde güvenin sağlanabilmesi için belediyeler, ilgili meslek odaları ve sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin yer almasının doğru olacağını söyledi.

Nuhoğlu'nun konuşmasında öne çıkan başlıklar şu şekilde:

Gerekçesinden de anlaşılacağı gibi sadece bu 11 ilimizde meydana gelen hasarın telafisi istenmektedir. Esasen ülkemizin bir deprem ülkesi olduğu gerçeğiyle hareket etme mecburiyetimiz vardır. Bilhassa Kuzey Anadolu fay hattı üzerinde yakın zamanda kırılmayan yerleşim yerleriyle, Ege Bölgesi'nin tamamına yakını tehdit altında bulunmaktadır. Bu bölgelerdeki kentsel dönüşüm faaliyetlerinin en kısa zamanda başlayıp dönüşümün bir an önce tamamlanması şarttır. 

Afet yönetiminin ilk bölümü riski en aza indirmeye dönük depreme dayanıklı yapılaşmadır. İkinci bölümü ise afete acil müdahaledir ki bunun da hazırlığı önceden yapılmalıdır. Üçüncü bölümü ise afet yaralarını sarmaktır. Bu sebeple oluşturulacak olan fonun sadece afet bölgesi ilan edilen 11 ili değil kentsel dönüşümü zorunlu olan bütün yerleşim yerlerini kapsaması gerekmektedir.

'BAŞARISIZ BAKANLIKLARIN FONU YÖNETMESİ GÜVENİLİRLİĞİ AZALTMAKTADIR'

Kurulacak olan fonun yönetimi sorumlu görülmektedir. Afetten sorumlu son derece başarısız bakanlıkların fonun yönetiminde yer almış olması fona olan güveni sarsacağı için başarı şansını peşinen azaltmaktadır. Şimdiye kadar afetler için toplanan paraların nerelere harcandığı inandırıcı bir şekilde açıklanabilmiş değildir. Bütün harcamaların şeffaf olması vazgeçilmez bir mecburiyet iken her defasında şüphe oluşmuştur. Hesap verilebilirlik bakımından son derece sabıkalı olan iktidarın fon yönetimini bu kapsama alması şaibe yaratmaktadır. Güvenin sağlanabilmesi için fonun yönetiminde belediyeler ilgili meslek odaları ve sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin yer almasının doğru olacağı ve güveni artıracağı kanaatindeyiz.

İktidarın afet yönetimi konusunda bu gerçeğe uygun davranamadığı bu felaketle birlikte hazırlıksız ve son derece beceriksiz olduğu ortaya çıktığı için biz her fırsatta yapılan yanlışlıkları açıklamaya devam edeceğiz. Her yöreden, her kesimden, her yaştan herkes seferber olmuştur. İhtiyaç duyulan ne varsa buldukları ulaşım imkanlarıyla deprem bölgesinde bizzat getirmiş veya göndermiş ama dağıtım konusunda özellikle ilk günlerde engele takılmıştır.

İktidar ilk üç gün çok ama çok başarısız olmuştur. Günlerce sonra bile enkazlarına girilmeyen siteler ve mahalleler vardı. Enkazın yanından ağlayarak arayan çok sayıda insanla ben de konuştum. Feryatlarına şahit oldum. Ama şaşırdığım bir şey var. Bu iktidar milletvekilleri, o feryatları hiç mi duymadılar gerçekten  Hepimiz duyduk bu feryatları. Ses duydukları halde ellerinden hiçbir şey gelmeyen, göz göre göre aile yakınlarına yardım edemeyen insanların ahı hiç şüphesiz yerde kalmayacaktır. 

'MÜHENDİS ODALARI VE BİLİM ADAMLARI DIŞLANDI'

Hani deprem tatbikatları yapıyorlardı, merak ediyorum. Hangi tatbikatı uyguladılar acaba. Depremin olacağını bildiğimiz halde niçin hazır değildik? Çünkü depreme dayanıklı yapılaşma konusunda siyasi irade yoktu. Bilimsel metotlarla çözüm arayışına girilmedi yapılaşmada en önemli unsur olan mühendis odaları ve bilim insanları dışlandı. Ciddiye alınmadığı, yandaş olmadıkları için onlara düşman gözüyle bakıldı.

Depremi öldürmez, binalar öldürür. Öldüren, yaralayan bu çürük binaları yapan müteahhidinden mühendisine, işçisinden fenni mesulüne ve belediye yetkililerine kadar herkes sorumludur. Ama kentsel dönüşümü gerçekleştirmeyen algı oluşturmak için sadece konuşmakta olan başta Çevre ve Şehircilik Bakanı olmak üzere bütün yetkililerce sorumludur.

'İKTİDAR TÜMÜYLE ENKAZIN ALTINDA KALMIŞTIR'

AFAD, Kızılay, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı bu enkazın altında kalmıştır. Aslında iktidar tümüyle enkazın altında kalmıştır Kimse afetin büyüklüğünün arkasında saklanmasın. Kendisini aklamaya kalkmasın. Devlet yönetmek ciddi bir iştir. Kim ne derse desin bu iktidar kalıcı çözümlerin yerine getirilmesi gerektiğine hiçbir zaman inanmadı zaten.

Deprem olduğunda ağlamak, sızlamak, pembe tablolar çizmek ve vaatlerde bulunmak deprem gerçeğini ortadan kaldırmamaktadır. İmar afları, imar barışları, deprem fonları, kentsel dönüşüm kanunları çıkarmak ve rezerv yapı alanları ilan etmek hep yandaşların yaramıştır ama deprem tehdidini ortadan kaldıramamıştır. Akıbeti meçhul sosyal konut projeleri de deprem gerçeğini olumlu yönde değiştirmeye asla yetmeyecektir. 

'İKTİDARIN TEK BAŞINA ALTINDAN KALKABİLECEĞİ BİR İŞ DEĞİL'

Afetin büyüklüğü dolayısıyla meydana gelen yıkımın sonuçlarının telafisi ve yaraların kısa sürede sarılması, iktidarın tek başına altından kalkabileceği bir iş değildir. Yaratılan algılar ve parlak vaatlerle bu milleti kandırmaya kimsenin hakkı yoktur. Kentsel dönüşüm adına 20 seneyi boşa geçiren bu iktidarın depremin ağır sonuçlarından kesinlikle sorumlu olduğunu ifade ediyorum"