Halk TV'de yayınlanan 'Lider Masası' programına konuk olan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, 'ittifak içinde ittifak formülü' üzerine açıklamalarda bulundu.

Karamollaoğlu'nun değerlendirmelerinden öne çıkanlar şu şekilde:

"Buradaki muradımız tek amblem altında şeçime girmek. Biz 20 küsür yıldır çalışan eski bir partiyiz. Biz seçime giderken bir liste yapalım oturup beraber bu listeyi hazırlayalım diye bir teklif götürdük. Herkes kendi ambleminin altında seçime gidilmesini istiyor. Fakat tecrübeyle de alakalı biz 20 yıldır seçime gidiyoruz. Bu nedenle bizimle birlikte seçime gidilmesi mantıklı. CHP'nin listelerinden seçime gitmek teklif olarak geldi ama biz onu doğru bulmadık.

'İTTİFAK YAPALIM ÖLÜME KADAR OLSUN DEMİYORUZ'

"Bizim teklifimiz şu oldu. İki aylığına ara verip bayrak göstermeden seçimlere gitmek. İki ay sonra Meclis'te güçlü bir şekilde temsil edilip sesimizi duyurmak. Çünkü biz partiler olarak ittifak yapalım ölüme kadar böyle olsun demiyoruz ki. Siyasi partiler seçimden sonra kendi faaliyetlerini devam ettirirler. TBMM'de yeterli sayıları varsa kendi gruplarını kurarlar. Seslerini duyururlar. Tabii bu siyasi bir karardır.

CHP'nin listelerinden girme teklifi geldi. Bazı arkadaşlarımız dile getirdi. Bizim insanımızda da tabii bir bloklaşma var. Zihniyet olarak. Solda şöyle bir karar kılmışsak, öbür tarafa oy vermeye kolay kolay elimiz gitmez. Beri tarafta karar kılmışsak bu sefer sola kaymaya gönlümüz rıza göstermez. Şimdi ben bunu söyleyince bazıları belki tepki gösterebilir ama CHP 1950'den beri belli bir kesime hitap etti. Meseleleri ele alış tarzına baktığımız zaman yüzde 25 bandının üstüne çıkamadı. Sadece bir kere Ecevit zamanında çıktı o da yüzde 36 civarıydı. Neden? İşte bu nedeni bulup da sizin karşınızdakilere tavır koyacağınıza 'ya biz nerede farklıyız, neden farklıyız, bir arada olamaz mıyız?' diye soru sorduğumuzda, onun cevabını Sayın Kılıçdaroğlu kendi kendine verdi. 'Biz geçmişte bazı hatalar yaptık. Helalleşmek istiyoruz' dedi. Bu çok önemli bir adım. Biz Kılıçdaroğlu ile her noktada meselelere aynı açıdan bakıyoruz demiyoruz ki. Kimse de demiyor. Ama şu anda ittifak ettiğimiz konu şu; bu sistem değişmeli. Biz neden bir araya geldik? Sistemi değiştirmek üzere."

'DİKTATÖRLÜK ENDİŞESİ TAŞIYORDUK'

Aslında biz üç kere bir araya geldik. Bir, başkanlık sistemi referanduma gittiği zaman. Biz dedik ki buna rıza gösteremeyiz. Ama halkımızın çoğu başkanlık sistemini benimsedi kabul etti. Sonra başkanlık sistemine göre seçim yapıldı. O zaman da biz yine bir araya geldik. 'Bize destek verin, biz bu sistemi değiştirelim, bu sistem diktatörlüğe meyil eder' endişesini taşıyoruz dedik. Yine kabul görmedi. Haklı çıktığımız kanaatindeyim. Millet bunun farkına vardı diye düşünüyoruz. Zaten bunun sebebi de gerekçesi de şu anda AK Parti'den en az 15-20 bin seçmen vardı. Bir de iki grup ayrıldı; Sayın Babacan, Sayın Davutoğlu parti kurdular. Neden? Bu sistem böyle yürümüyor. Gördük. Bir konuyu müzakere etmek bile mümkün değil dediler. Onun için siyasi hayata atıldılar. İşte biz de tam bu noktada yeniden bir araya geldik ve bu sistemi değiştirelim dedik."

'BİZ DE HATAMIZI KABUL EDELİM SİZ DE'

"Kılıçdaroğlu, geçmişte yanlışlar yaptığını kabul ediyor. "Biz de hatamızı kabul edelim siz de" diyerek ilerledi. Siyasette kutuplaşmayı Kılıçdaroğlu yıktı. Kılıçdaroğlu ile çalışmış bürokratlardan bana şunlar geldi. Bir, 'Kılıçdaroğlu dürüsttür', iki, 'Kılıçdaroğlu çalışkandır'. Bunlar devlet adamlığı için çok önemlidir.

'SEÇİM MİLLET İTTİFAKI LEHİNE YÜZDE 45-55'

'Endişeli muhafazakarlar'ın hepsinin ikna olduğunu söylemek zor. Ama seçimden sonraki icraatlar bunun için çok önemlidir. Bizim, her partinin ayrı programları var. Şimdilik biz aynı yoldayız ileride ne olur bilmiyorum. Ama ben Kılıçdaroğlu'nun kutuplaştırmayı asgari seviyeye indireceğini düşünüyorum. Seçim kanaatimce kazanılır. Millet İttifakı lehine yüzde 45-55 civarı oran alabileceğimizi düşünüyorum. Tayyip Bey kaybetme ihtimalinin büyük olduğunu gördü. Bu nedenle başka partilerle bir araya gelip kendileri için doğru olanı yapıyorlar ama onlar için doğru olan bizim için dezavantaj.

'KURALLARI ÇİĞNEMEMELERİNİ UMUT EDİYORUZ'

Umut ediyoruz ki seçim günü güvenlik konusunda hukuksuz bir şey yapmazlar. Kuralları çiğnememelerini umut ediyoruz. Artık bürokratlar da görüyor ki bu hükümet gidici. Onun için kendilerini riske atamazlar. Bürokratlar eskisi kadar rahat olmaz. Bir emir gelse de bunu uygulamazlar gibi geliyor bana. Çünkü hesabını başka bir hükümete verecekler. Bu nedenle bu seçimde bürokratların daha sağ duyulu olacağını tahmin ediyorum."