Artvin’in Hopa ilçesinde 31 Mayıs 2011’de polisin yoğun göz yaşartıcı gaz kullanımı sonucu yaşamını yitiren Metin Lokumcu’nun 10 yıl 7 ay sonra yeniden başlayan ve 13 polisin yargılandığı davanın dokuzuncu duruşması ikinci gününde Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

'ÇOK FAZLA BAŞBAKAN GÖRDÜM'

13 polisin yargılandığı duruşma tanıkların dinlenmesiyle başladı. Tanık Burhanettin Hacıyakupoğlu, olay gününü anlattığını ifadesinde şunları söyledi: “Ben o gün olayların içinde yaşadım. Dereleri koruma platformu Hopa’da HES’leri anlatmak için toplanmıştı. İnsanlar halay çekiyor ben de izliyorum. Çarşıya inerken olağanüstü bir durum vardı. Ben Hopa’da çok fazla Başbakan gördüm. Hepsi Hopa’da rahat rahat gezerdi. Hopa’da HES yapılmak isteniyor, dereleri kurutmak istiyorlar. İnsanlar da bunu anlatmak istiyor. O sırada TOMA su sıkmaya başladı, gençlerden birini duvara yapıştırdı aynı anda gaz atılıyor ama nasıl. Hemen indik. İnsanları ayırmaya çalıştık.

'AMBULANSA DOĞRU GÖTÜRDÜK'

Eylemde Metin Lokumcu’nun olayları yatıştırmak için uğraştığını ifade eden Hacıyakupoğlu, “Yine bir gaz gelince hemen limon buldum. Yarısını kestim Metin’e verdim. O resimde elinde limon var ya o işte... biz limonu sürerken bir polis hatta sürmeyin su vurun dedi. Ben gittim sürdüm, o süremedi. Sonra ayrıldık. Ambulansın geldiğini görünce olay yerine koştuğunu belirten Hacıyakupoğlu, “Metin’i çekiyorlardı. Ben ayak uçlarından tuttum ambulansa doğru götürdük. Ben de gidecektim ancak olaylar devam ettiği için gençler bırakmadı. Özellikle nişan aldırıp gaz atılıyordu” diye konuştu.

'BAŞKA BİR HAVA ESİYORDU'

Avukat Meriç Eyüboğlu, “Neden özellikle Metin Lokumcu’ya atılıyordu” diye sordu. Burhanettin Hacıyakupoğlu, “Metin Lokumcu toplumun önderi gibi öğretmen olduğu için herkese de öyle konuşuyordu. Önder gibi gördüler…” diye yanıt verdi. Tanık Aytekin Genç de ifadesinde “Ben Arhavi’den Hopa’ya her gün iş için gidip geliyordum. O sabah da gittim meydanda kahvaltı yapıyordum. Miting alanı sahil şeridindeydi. Orada güvenlik alınmıştı ama başka bir hava esiyordu. Her caddede 50’şer polis. Bu nedir diyorduk. Başbakan’ın olduğu yerle burası ne alaka yani. Meydanda da gençler horon oynuyordu. Aslında rutin olan bir şeydi bu Hopa’da. Her hafta açıklama olur horon oynanır açıklama yapılır, dağılırlardı” dedi.

'ORADAKİ GAZ BULUTUNU GÖRDÜM'

Polislerin hiç durmadan o caddede gezen insanlara saldırdığını ifade eden Genç, şöyle devam etti: “Bu olayın olması için bir sebep yoktu. Açıklama bile yapılamadan hem gaz hem su gelmeye başladı. Böyle bir şey görmedik ne televizyonda ne başka bir yerde öyle bir durum. Metin hoca da olayları yatıştırmak için her tarafa gidiyordu. Ama polisler hiç durmadı gerçekten. Her gün o caddede gezen insanlara saldırıyorlar. Gazdan gözüm yandığından görebildiğim kadar görüyordum. Üst geçidin altından bir anda gaz sardı. Ama fabrika bacası gibi gaz çıkıyor. Çok yoğun. O sırada birisi ambulans diye bağırdı. Ondan sonra olaylar zaten koptu diyebilirim artık her yere sıçradı. Metin hoca köprüye taraf gittiğini ve oraya üst üste gaz atıldığını gördüm. Oradaki gaz bulutunu gördüm.”

ERTELENDİ

Duruşma, 25 Mayıs’a ertelendi. Mahkeme heyeti bilirkişi raporunu reddederek, tutanakta imzası olan polislerin dinlenmesini istedi.