TBMM Genel Kurulu'nda söz alan İYİ Parti İstanbul Milletvekili Hayrettin Nuhoğlu, İçişleri Baknalığı'nın politikalarını eleştirdi. 

Nuhoğlu, "İçişleri Bakanlığı kolluk kuvvetlerini oluşturan Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı ile milletimizin huzur ve güvenliğini ve asayişi sağlayan ve adaletin tecellisi için çalışan bir bakanlıktır. Aynı zamanda Milli Savunma Bakanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatı ile birlikte uyum içerisinde çalışması gereken bir bakanlıktır. Partili cumhurbaşkanlığı sistemine geçilmesiyle birlikte bakanlık anlayışı hızla değişmiş, kurumsal yapı bozulmuş liyakatin yerini talimatla iş yaptırma esasına dayanan partizanlık almış, ast üst arasına güvensizlik girmiş, bakanlığın güç ve etkisi azalmıştır. Devlet adamlığı ciddiyetinin, kaybolmasıyla, keyfi kararlar alınmaya başlanmış, mahkeme kararlarına bile uyulmaz olmuş ve İçişleri Bakanlığı sadece terörle mücadele eden bir bakanlığa dönüşmüştür. Teröre karşı verilen mücadeleyi yakından takip ediyor ve destekliyoruz. Ancak çok konuşulmasını doğru bulmamakta terörle mücadelenin siyasete alet edilmesinin yanlış olduğunu belirtmek istiyoruz. Bilhassa Türk toplumunu kutuplaşmaya götüren kötü sözleri ve hakaretleri yakışıksız ve tehlikeli buluyoruz" ifadelerini kullandı.

nuhoglu2
İYİ Parti İstanbul Milletvekili Hayrettin Nuhoğlu

'LİYAKATIN YERİNİ TALİMATLA İŞ YAPTIRMA ALMIŞ'

Nuhoğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:

"Görüşülmekte olan torba kanun teklifinin 8. maddesi üzerine söz aldım, selamlarımı sunarım. Bu madde ile 2803 sayılı Kanuna bir ek madde ilave edilmekte, personelin uyması gereken kurallar, sahip olması gereken vasıflar ve diğer hususlar İçişleri Bakanlığı tarafından çıkarılacak bir yönetmenlik de belirlenmesi düzenlenmektedir. İçişleri Bakanlığı kolluk kuvvetlerini oluşturan Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı ile milletimizin huzur ve güvenliğini ve asayişi sağlayan ve adaletin tecellisi için çalışan bir bakanlıktır. Aynı zamanda Milli Savunma Bakanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatı ile birlikte uyum içerisinde çalışması gereken bir bakanlıktır. Partili cumhurbaşkanlığı sistemine geçilmesiyle birlikte bakanlık anlayışı hızla değişmiş, kurumsal yapı bozulmuş liyakatin yerini talimatla iş yaptırma esasına dayanan partizanlık almış, ast üst arasına güvensizlik girmiş, bakanlığın güç ve etkisi azalmıştır. Devlet adamlığı ciddiyetinin, kaybolmasıyla, keyfi kararlar alınmaya başlanmış, mahkeme kararlarına bile uyulmaz olmuş ve İçişleri Bakanlığı sadece terörle mücadele eden bir bakanlığa dönüşmüştür. Teröre karşı verilen mücadeleyi yakından takip ediyor ve destekliyoruz. 

'SINIRLARIMIZ ADETA KALBURA DÖNMÜŞTÜR'

Ancak çok konuşulmasını doğru bulmamakta terörle mücadelenin siyasete alet edilmesinin yanlış olduğunu belirtmek istiyoruz. Bilhassa Türk toplumunu kutuplaşmaya götüren kötü sözleri ve hakaretleri yakışıksız ve tehlikeli buluyoruz. Bu vesileyle İstiklal Caddesi'ndeki ve Gaziantep'teki terör olaylarını şiddetle kınıyor , teröre destek veren veya sessiz kalan iç ve dış bütün mihrakları lanetliyorum. Değerli milletvekilleri, yakın veya uzak yüzden fazla ülke vatandaşı normal veya kaçak yollarla kolayca ülkemize girmiştir. Kötü niyetli olmalarına rağmen adeta ellerini kollarını sallayarak gelen bu kişiler son zamanlarda suç örgütü kuracak kadar cesur davranmaktadırlar. Başta İstanbul gibi büyükşehirler olmak üzere ülkemizin pek çok yerinde, her türlü mafyatik işlere bulaşmış ve aralarında hakimiyet mücadelesi yapmaktadır. Oysa bir ülkenin sınırları namusu gibidir. Çok iyi korunmalıdır, sızma bile olmamalıdır. Halk arasındaki genel kanaate göre bu kural çiğnenmiştir sınırlarımız adeta kalbura dönmüştür.İsteyen herkes ülkemize girebilmektedir. Kimse abartıldığını düşünmesin gerçekten durum çok vahimdir. Bilhassa İstanbul'un arka sokakları sadece Suriyeliler değil, Güney Asyalı ve afrikalılarla doludur. 

'TÜRKİYE BU YÜKÜ TAŞIYAMAZ'

Burada anlaşılması zor bir konu vardır. Sekiz Mayıs 2022' de Güney sınırlarımızda denetim yapan Milli Savunma Bakanı, "Sınırda kaçak geçişler ve düzensiz göç konusunda çok ciddi mücadele verilmektedir. Cumhuriyet tarihimizde hiç olmadığı kadar hudutlarımız kontrol altındadır. Sınır güvenliği noktasında da dünya standartlarının üzerindeyiz" demiş. Cumhurbaşkanı da aynı gün Milli Savunma Bakanının denetimini överek, "Şu ana kadar hudut boylarında en ufak bir yanlışa fırsat verilmemiştir" diye konuşmuştu. İstiklal Caddesi'ndeki ailenin Suriye sınırından girdiği açıklandığına göre daha önce söylenenlerin ciddiyeti ve inandırıcılığı azalmaktadır. Yabancıların karıştığı tehdit, tecavüz, işkence ve cinayet olayları o kadar çoktur ki sadece basına yansıyanlar duyulmaktadır. Pek çok uyuşturucu baronu, silah kaçakçısı, suç örgütü liderinin ülkemizi kaçakçılık organizasyonlarında gizlenme ve hesaplaşma alanı olarak kullandığı anlaşılmaktadır. Son yıllarda vuku bulan bazı olayların failleri yakalanıp ülkelerine iade edilse de yeni gelenlerin daha çok olduğu da ortaya çıkmaktadır. Değerli milletvekilleri Türkiye bu yükü taşıyamaz, taşımak zorunda da değildir. Sınırlarımızın ve giriş kapılarımızın güvenliği İçişleri Bakanlığı'mızın sorumluluğundadır. Gereklerinin yerine getirilmesi için teknolojinin bütün imkanlarının kullanılması ama her şeyden önce devlet ciddiyetinin yeniden tesis edilmesi şarttır. Devlet düzenindeki bu dağınıklığın giderilmesi için sorumlu gördüğümüz partili cumhurbaşkanlığı sisteminin değiştirilerek parlamenter sisteme geçmeye az kaldığına olan inancımı paylaşıyor, saygılar sunuyorum"

Polemik Haber/Özlem Aktürk