Sendika üyeleri, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde toplanarak, Kamu Görevlileri Hakem Kurulunun memurlar maaşlarına 2026 ve 2027'de yapılacak zamma ilişkin kararı protesto etti.
Öğretmenler ellerindeki kara tahtalara tebeşir ile, "Öğretmen düşük maaşlara uyum sağlayamadı", "Okulun ilk günü ama öğretmen neden mutsuz?" ve "Maaşlara gerçekçi zam yapın" mesajları yazdı
Sendika Genel Başkan Oğuz Özat, burada yaptığı açıklamada, şunları kaydetti
"Bugün buraya, bu meydana sadece bedenlerimizle gelmedik. Onurumuzla, umudumuzla, geleceğimizle geldik. Üzerimizdeki beyaz önlüklerle geldik; bu önlükler, siyasetin kirli pazarlıklarına inat, mesleğimizin safiyetini, fedakarlığını ve onurunu temsil etmektedir. Ellerimizde tebeşirlerle geldik; bu tebeşirler, bu ülkenin geleceğini yazan ellerin, bugün kendi geleceklerinin nasıl karartıldığını tarihe not düşmek için buradadır. Ve evet, yanımızda getirdiğimiz şu süpürgelerle geldik; bu süpürgeler, sadece okullarımızın koridorlarını değil, aynı zamanda kamu çalışanlarının haklarını gasbeden, yozlaşmış ve siyaset güdümlü sendikal anlayışını temizleme irademizin en somut sembolüdür. Bu toplanma, basit bir maaş protestosunun çok ötesindedir. Bu bir feryattır. Bu, milyonlarca memura, emekliye ve onların ailelerine dayatılan sefalet düzenine karşı bir isyan çığlığıdır. Tüm Türkiye genelinde bugün gerçekleştirdiğimiz iş bırakma eylemi de bu isyanımızın en somut göstergesidir. Bu, bu düzenin mimarı olan hükümete ve ne yazık ki bu tarihi ihanete ortaklık eden, adeta hükümetin bir noter gibi çalışan yetkili ama etkisiz sendikaya karşı onurlu bir duruştur
"Bu acınası tiyatronun diğer başrol oyuncusu ise maalesef yetkili sendikadır"
Milletimizin gözleri önünde haftalarca süren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmeleri, en başından sonuna kadar bir aldatmacadan, kötü yazılmış bir tiyatro oyunundan ibaretti. Hükümetin masaya getirdiği ve akılla, izanla alay eden komik zam teklifleri, aslında sürecin nasıl bir hezimetle sonuçlanacağının ilk işaretiydi. 2026 yılı için yüzde 11 ve yüzde 7, 2027 yılı için ise ilk altı ay yüzde 4, ikinci altı ay yüzde 4 gibi oranlar telaffuz edilirken, gerçek enflasyonun ve hayat pahalılığının yarattığı tahribat tamamen görmezden gelinmiştir. Bu acınası tiyatronun diğer başrol oyuncusu ise maalesef yetkili sendikadır. Hükümetin bu teklifleri karşısında göstermelik, yalancı tepkiler veren, kameralar önünde kükreyip kapalı kapılar ardında uzlaşan bu yapı, üyelerinin gazını almak ve süreci kontrollü bir gerilimle yönetmek dışında hiçbir şey yapmamıştır. Amaçları asla bir kazanım elde etmek değil, önceden belirlenmiş sefalet oranını üyelerine ‘mücadele ettik ama olmadı’ yalanıyla kabul ettirmektir.
Bu kurgulanmış oyunun en absürt perdesi, Hakem Heyeti sürecinde yaşanmıştır. Müzakereler tıkandığında, yetkili sendika, kameralar karşısına geçerek ‘Biz bu teklifi Hakem Heyeti'ne götürmeyeceğiz’ diyerek sözde kahramanca bir duruş sergilemiştir. Bu, üyelerini ve kamuoyunu kandırmaya yönelik aşağılık bir halkla ilişkiler manevrasından başka bir şey değildir. Bu hamlenin arkasındaki strateji, sorumluluktan kaçmaktır. Çünkü biliyorlardı ki, yasalara göre taraflardan birinin başvurması sürecin başlaması için yeterliydi ve Kamu İşveren Heyeti zaten dakikalar içinde başvuracaktı.
"Memur masada satılmıştır"
Böylece, süreci Hakem Heyetine taşıyarak hedeflenen düşük zammın çıkmasını garantilediler hem de ‘Biz başvurmadık, suçlu Hakem Heyeti’ diyerek kendilerini temize çıkarma kurnazlığına giriştiler. Bu planlı bir ihanettir, üyesi memuruna ihanettir, kendisine verilen yetkiye ihanettir. 11 üyenin 6’sı doğrudan hükümet, kalan 5’i sendikaların verdiği isimlerdir. Ancak 8 kişinin altında bir toplanmayla Hakem Heyet’i toplanamayacaktı ve memur maaş görüşmeleri TBMM bütçe görüşmelerine taşınacaktı. Bu sayede iki aylık memur zamlarıyla ilgili gündemimiz olacaktı. Eylemlerimiz olacaktı. Maalesef yetkili sendika ile yancısı ikinci büyük sendikanın katılmasıyla Hakem Heyeti toplanmıştır ve heyetin kararları da bildiğiniz gibi hükümetin teklifi ile benzerdir. Memur masada satılmıştır. Memur, hakem oyununa yenik düşürülmüştür. Mesele yüzde 5 veya 7 değildir, yaşam çığlığıdır. Memurlar açlık içindedir. Bugün memurun maaşının yaklaşık yüzde 50-60’ı kiraya gitmektedir. On yıl önce memurun maaşının yüzde 10’u ev kirası iken, bugün yüzde 60’ını kiraya vermektedir."