CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Tele1'de Merdan Yanardağ ile Evren Özalkuş ve Murat Taylan'ın sorularını yanıtladı.

Özgür Özel, partisinin Kurultay'ı hakkındaki iddiaların ardında görülen, dava hakkında çok net konuştu.

TÜRBÜLANS YANITI

Özel, amacın CHP'yi tartışılabilmek olduğunu söyledi. Özel, Özalkuş'un Kurultay hakkındaki "Bu süreçte siz Kılıçdaroğlu'yla hiç temas ediyor musunuz, görüşüyor musunuz? Kılıçdaroğlu'nun tepkilerini ya da tepkisizlik olarak değerlendirdiğiniz bir tepkisi var mı? Ne olacak bunun sonucu? Nedir sizin B planınız olumsuz bir sonuç çıkarsa?" sorusuna şöyle yanıt vermeye başladı:

Özgür Özel ağır konuştu resti de çekti: Bu vakitten sonra bu işin dönüşü yok Özgür Özel ağır konuştu resti de çekti: Bu vakitten sonra bu işin dönüşü yok

"Hep söylediğimi tekrar etmek durumundayım. Bu yaşananları sonuç odaklı değil, süreç odaklı görüyorum, süreç odaklı.
CHP'yi tartışma içinde tutmak, türbülans da tutmak için. Buradan da bütün partililerimize şunu bir kez daha hatırlatayım. Uçakta herkes ne zaman çığlık atar, paniğe kapılır?

Türbülans olduğunda değil. Şiddetli türbülans olduğunda değil. Türbülans anonsu yapılmadan türbülans olursa millet bağırır.

Onun için "Birazdan içinde bulunduğumuz hava şartları gereğince sallanacağız, korkmayın." deyince kimse korkmaz, beklenen bir şey diye.

Buradan bütün Cumhuriyet Halk Partililere ve muhalefet seçmenine söylüyorum. İçinde bulunduğumuz siyasi şartlar gereği, siyasi iklim gereği şiddetli sallantı olacaktır.

Uçak düşmez, kimse korkmasın. Türbülans anonsunu yapayım. Ne yaşanırsa yaşansın. Çünkü gemiyi rüzgar, dalga değil, panik batırır.

Biz niye paniğe kapılalım ki? Ben bazı görüyorum çok iyi niyetli. Paniğe kapılmış, şu olacak bu olacak. Hiçbir şey olmaz kardeşim.

Ahlaki üstünlük sendeyse, psikolojik üstünlük sendeyse, çoğunluk enerjisi arkanda olur, kazanırsın. Paniğe kapılırsan, adamlar bizi panikletmeye çalışıyorlar. 50 tane yalan"

İddianamedeki döviz bürosu iddiasına değinen Özel, şöyle devam etti:

"Bakın, iddianame kabul edildi, doğru. Yani bir iddianame var.

Yola çıktığımızda bütün televizyonlar ne konuşuyordu? Yani bütün derken, buraya ne kadar sirayet etti bilmiyorum. Böyle iddialar var diye konuşulmuş olabilir ama merkez medya ve yandaş medya, "CHP kurultayı satın alındı." diyordu.

Hatta ne diyorlardı? Döviz büroları açtırıldı, paralar dağıtıldı diyorlardı. Şu andaki iddianamede MASAK raporunun özeti var.

MASAK raporu da iddianame ekinde.

MASAK raporu 1.300 delegelerimiz ya da adı geçen iddialar üzerinden diyeyim, tertemiz. Bir para hareketine rastlanmamıştır.

Bir kere bunu bir kenara koyalım. MASAK raporu var ve tertemiz. İnanmayan baksın dosyaya.

İki, Döviz büroları açtırıldı. Güya bir tanık var, tanığın beyanı var. Beyan şu: "Ben," diyor, "Modada oturuyordum." Ben onun Modada ne yaptığını biliyorum da o tanığın. "Modada oturuyorum. Yan masada iki tane Uber şoförü olduğunu anladığım şoför konuşuyor ve diyorlar ki: "Abi nasıl ya? O pazar günü açık, şeylere gittik, Kapalıçarşı'ya gittik. Dört döviz bürosu açıldı. İki Vito dolusu parayı götürdük, kurultayda dağıtıldı." falan. 50 milyon dolar. 50 milyon dolar. iki vagonla falan taşıyamazsın yani. 50 milyon dolar para dağıtıldı. Bunu gitmiş ifade vermiş. Ne Uber var, ne şoför var. Söylediği dört tane büronun da kamera kayıtlarında o, o gün, o bürolar hiç açılmamış. Pazar ya. Hiç açılmamış. Böyle yalanlarla baş ediyorsunuz."
Özel'in yanıtının esnasında Kurultay soruşturmasında bir de Ağır Ceza'ya iddianame gönderilmesini hatırlatıldı.

"KILIÇDAROĞLU'NA TUZAK KURABİLİRLER"

Özel, burada eski CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na karşı bir tuzak olabileceğini söyledi:

"Ağır cezaya yollansın, ben hiç itirazım olmaz. Kumpas ne biliyor musunuz, ne yapacaklar? Duymuştum olacak diye. Şimdi yayın sırasında siz okudunuz. Büyük ihtimalle Sayın Kılıçdaroğlu'nun, "İfade vermem." demişti ya Sayın Kılıçdaroğlu çağırıldığında. Sulh cezada çağırılınca gitmeyebiliyorsun. Ağır cezada zorla getirme çıkarırlar Sayın Kılıçdaroğlu.
Burada Kılıçdaroğlu'na zorla getirme çıkarırlar. Kemal Bey'i zorla getirme üzerinden yeni bir tartışma çıkarırlar, yeni bir tartışma. Yeni bir mağduriyet, yeni bir tartışma. CHP'nin kurumsal kimliğine yeni bir saldırı. Ben Kemal Bey'e bir yargılama yaptıklarında gittik birlikte durduk falan. Aynı dayanışmayı gösteririm, hiçbir şey yok ama Kemal Bey, "İfade vermeyeceğim." demişti. Sulh cezada devam etse zorla getiremez. Ağır ceza da korkarım ki öyle bir şeytanlık yapacaklar. Korkarım ki. Yayındayız bak, iddianame yeni yollandı diyorsunuz. Bunların hepsi süreç odaklı."

DEM Parti'den Şehit Eren Bülbül'ün annesine bayram telefonu
DEM Parti'den Şehit Eren Bülbül'ün annesine bayram telefonu
İçeriği Görüntüle

"EDİLEN LAFLARA ÜZÜLÜYORUM"

Özel, ardından Kemal Kılıçdaroğlu ile iletişimde olduğunu şu sözlerle anlattı:

"Ben Kemal Bey'le en son Sosyalist Enternasyonal toplantısına onu davet için telefonla görüşmüştüm. Ondan önce Anneler Günü'nde eşinin telefonu, Selva Hanım'ın kapalıydı, onun telefonu üzerinden görüşmüştüm. Benim Kemal Bey'le kötü bir diyalog içinde olmam mümkün değil. Çünkü ben partinin mevcut genel başkanıyım. Benim görevim kendisine ve diğer önceki genel başkanlarıma saygıda kusur etmeme. Zaman zaman olur olmaz laflar ediliyor falan, üzülüyorum. Böyle olmadık tartışmaların içine giriliyor, çıkılıyor, üzülüyorum.

Sayın Genel Başkan'la da ben iyi, doğru, yapıcı bir diyalog içindeyim bugüne kadar. Bundan sonra da böyle olmak hem benim kişilik yapım bunu gerektirir hem de partimde üstlendiğim görev bunu gerektirir. Bundan sonra da bu süreçlere ilişkin ihtiyaç olursa otururuz konuşuruz. Yani şöyle bir şey olmaz. Yani ben açık açık söyleyeyim. "

"KEMAL BEY DE KABUL ETMEZ"

Soruşturmalarla CHP'ye kayyum atanamayacağına da Özel, yanıtında şöyle aktardı:

"Bu partiye kayyum atayacaklar falan filan. Cumhuriyet Halk Partisi'ne kayyum atamak öyle kolay bir iş değildir.
Cumhuriyet Halk Partisi'ne de kimse seçimsiz gelip oturamaz. Önceki genel başkanlar da bunu kabul etmez. Hikmet Bey de söyledi. Kemal Bey de kabul etmez. 2 milyon CHP'linin vicdanı, Türkiye'nin vicdanı kabul etmez.

Atatürk'ün getirdiği koltuk Türkiye'ye, genel başkanlık da olsa, cumhurbaşkanlığı veya başbakanlık, yürütmenin başı da olsa seçimle gelinen koltuktur.

Atatürk'ün partisinde, Atatürk'ün koltuğuna kimse seçimsiz birini oturtamaz. Kimse oturtamaz. Ha, bir sürü iftira ettiler. Yok kayyumdur, bilmem nedir. Aynı iftira ettikleri delegeyi çağırdık, yaptık. Geçerli oyların tümünü aldığımız,Cumhuriyet Halk Partisi tarihinde genel başkanın anahtar listesinin delinmeden geçtiği ilk kurultayı yaşadık.

Haysiyetiyle oynadıkları delegeler ne kadar haysiyetli insanlar olduklarını gösterdiler bütün Türkiye'ye. 1.200 tane telefon dağıtıldı deniyordu.

Ya iki telefon aynı yerden alınsa çıkar IMEI numarası. Nerede üretildi? Ne zaman geldi? Hangi numara takıldı? Çıkarın dedim telefonları gösterin. "Savcı bey, biraz da lehe delil topla." dedim. Hadi bulun 1.200. Aynı şey gibi. "Gezide 6.000 tane pizza sipariş edildi yurt dışından, parası ödendi."

Ben Gezi'nin arkadaşların beraat ettiği davasına gitmiştim, mahkum olduğu davaya değil. O gece 6.000 tane değil, 60 tane toplu pizza siparişi yok İstanbul'da.

Yurt dışından bir tane ödeme yok pizzacı da. Ama FETÖ'cü yalanı. Bu da işte 1.200 tane tuttu. Birisi o yalanı günlerce anlat.
O yüzden ben şunu söyleyeyim. Bizim partiyi tartışarak gücümüzü bölmeye çalışıyorlar. Türbülans olur, dıngır dıngır dıngır dıngır. Kaptan pilot kabinde. Yanındaki bütün ekip çok hem tecrübeli hem dinamik hem çok cesur.

Bütün yolcuları çok seviyoruz. Onlar bizi çok seviyor. Biz bu uçağı düşürmeyiz, biz bu gemiyi batırmayız. Ha, dışarıdan taciz uçuşları, taciz atışları, saldırılar bilmem neler.

Sanki gemide isyan çıkacakmış gibi bilmem neler. O kadar kolay değil bu. Bu geminin ilk kaptanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk."

MUTLAK BUTLAN YANITI

Özel, Yanardağ'ın 'mutlak butlan' sorusuna yanıt vedi. Özel, hiçbir CHP'linin bunu kabul etmeyeceğini dile getirdi.

"EŞİNE BİLE ANLATAMAZ"

Özel şöyle konuştu:

Gelmezler. Küfür sayarım arkadaşlarıma ya. Şimdi bir önceki kurultaydan kim vardı mesela bir önceki şeyde? Geç, örneğin ne Faik Öztrak mesela.

Şimdi bu arkadaşlar o kurultayı yaşamışız. O kurultayın içindeler. Her şeyi birebir yaşadılar. Kurultayda haksızlık yapıldıysa biz adaydık. Mesela oturacağımız yerler karşılıklı anlaşılmıştı.

Gece 2.00'de bizim oturmamız gereken, tribünlere başka yerden getirilmiş bizi desteklemeyen arkadaşlar oturdu. Öyle, o gün helalleşecek şeyler oldu. "Büyük haksızlık." dedik. O an kızdık. Şarkımızı çalmadılar, kızdık. Sonrasında helalleştik.

Siyasi partilerde, rekabette bunlar olur. Ama bunu yaşamışlar. Şimdi gelecek, AK Parti, Cumhuriyet Halk Partisi 31 Mart tarihinde bu yönetimin gösterdiği adaylarla Türkiye'nin %65'inde belediyeleri kazanacak. 47 yıl sonra birinci parti olacak. %38, 36 küsür oy alacak. Son anketlerde işte dün 37 çıktı SONAR'ın anketinde.

Çıkacak. 47 yıl sonra seçimden bugüne yapılan anketlerde iki ya da üç ay hariç hep birinci parti çıkacak. Bir tek kendi aramızda kurultay yaptığımız aylarda ikinci partiye düşüyor. Çünkü CHP yine mi karışıyor korkusu olacak. Sırf bunu düşünen birileri de partiyi karıştırmak için uğraşacak.

Sonra bütün itiraz süreleri geçmiş, bilmem nesi geçmiş, kurultay, yenisini yapmaya gidiyoruz artık. Kasım ayında yenisi olabilecekken onu iptal etmeye kalkacaklar. Oradaki arkadaşlarımız da gelecek burada koltuk alacak. Ya ben bunu,

"Yapmayın." demeyi, yani zaten şimdi siz söylediniz ayıp olmasın. Faik Bey'e bunu söylemeyi küfür sayarım.

En ağır ayıp, hakaret sayarım. Yapmaz arkadaşım, delir mi ya? Başka isimler de sayalım. Yani bir kişiyi söylemeyelim. Gürsel Erol da yapmaz Ali Öztunç da yapmaz. Yani niyetlense kendi eşine anlatamaz. Yakın arkadaşına anlatamaz.

"TENEZZÜL EDECEK BİRİSİ CHP'Lİ DEĞİLDİR"

Yanardağ'ın en kötü ihtimale karşı bir B planı var mı yok mu sorusuna da Özel, şu yanıtı verdi:

"Bir kayyum atanırsa, kayyum atanırsa o binadan içeri giremez. Kayyum dışında, o butlan, mutlan durumunda önceki yönetici arkadaşlar zaten böyle bir şeye tenezzül etmez.

Tenezzül edecek birisi varsa zaten Cumhuriyet Halk Partili değildir. Bugüne kadar bizi kandırmış demektir. Yani Ak Parti ile birlikte anlaşılıp Ak Parti'nin butlanlarından kendine iktidar çıkarmaz hiçbir Cumhuriyet Halk Partili. Ne yapmak gerekiyorsa o yapılır. Kâğıt üzerinde karar alınır, kurultay yapılır, isteyen gelir yarışır. İstediği gibi yarışır ama o delegeyi zaten getirmişiz. Hepsi o delegeyi biliyor. O delegenin, geçen seçimde 51'e 49 yarıştığımız delegeden biz geçerli oyların tamamını almışız. "