Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Ataşehir Belediyesi Yuvamız Ataşehir Çocuk Gündüz Bakımevi'nin temel atma töreninde açıklamalarda bulundu.
CHP'li belediye başkanlarına yönelik soruşturmalar ve tutuklama kararlarına dikkat çeken Özel, bir yandan yargı tacizi yaşadıklarını, bir yandan da ödeneklerin kesildiği bir dönemi yaşadıklarını vurguladı.
İnsanların gönüllü olarak belediyeye yaptıkları bağışlar üzerinden dahi tutuklandığını söyleyen Özel, "Belediyelerimiz hala bu şartlar altında açılış yapıyor. İçerideki arkadaşlarımız elbette en kısa sürede çıkacaklar" ifadelerini kullandı.
CHP'li belediyelerin zor şartlar altında yaptıkları çalışmalardan örnekler veren Özel, İstanbul'daki tüm belediye başkanlarına ve çalışanlara teşekkür etti.
"Cumhuriyet tarihinin en şanlı direnişi"
Ekrem İmamoğlu'nun AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı yeneceğine ilişkin kuvvetli şüphe nedeniyle tutuklandığını söyleyen Özel, "Erdoğan, görmediği zulmü göstermektedir, yaşamadığı mağduriyeti bugün yaşatmaktadır diye konuştu.
Ekrem İmamoğlu'nu Cumhurbaşkanı yapacaklarını kaydeden Özel, şöyle devam etti: "İstedikleri kadar korksunlar, çirkeflik yapsınlar, iftira atsınlar. Arkadaşlarımız Cumhuriyet tarihinin en şanlı direnişini sergiliyorlar."
Özel'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Kadın istihdamı, ülkemizin en önemli sorunlarından biri. Bunun önündeki en büyük engellerden bir tanesi, kreşlerin az olmasıdır. Bugün Türkiye’de geniş tabanlı işsizlik yüzde 32. Avrupa’da bu rakam yüzde 10.5. Avrupa bundan kahroluyor. Sürekli bunu dert ediyor. Örneğin evde oturan, ne eğitimde ne istihdamda, ‘ev genci’ olarak ifade ettiğimiz gençler Avrupa’da yüzde 6, Almanya’da yüzde 9, Türkiye’de yüzde 35. Kadınlar açısından geniş tabanlı işsizlik yüzde 40 noktasına geldi. Çünkü evdeki çocuğu bırakacak ücretsiz bir kreş yoksa kreşin parası kadının alacağı asgari ücretin üzerinde bile olabiliyor. Biz bunun için kadın işsizliğini gördüğümüz için belediyelerimiz en önemli ve en öncelikli görevlerinden bir tanesi olarak kreş yapmayı söyledik. Bu konuyla ilgili gerçekten büyük bir mücadele verildi. ‘Sayın Ekrem İmamoğlu İstanbul’a geldiğinde İstanbul Büyükşehir Belediyesinin kreş sayısını tahmin edin’ desem, herkes bir rakam söyler. Herkes ama herkes yanılır. Çünkü bir kreş yoktu İstanbul Büyükşehir’de. Bugün bu kadar engellemelere, hapse, haksız tutukluluğa ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne kreş katkısı sağlayabilecek tüm iş insanlarına verilen gözdağına rağmen şu ana kadar 111 tane kreş hayata geçmiş durumda. Ekrem Başkanın ve Nuri Başkanın şahsında tüm büyükşehir çalışanlarını kutluyorum.
"Bu temelleri atmaya devam edeceğiz"
Bugün burada benim açımdan duygusal da bir an yaşanıyor, bir gün yaşanıyor. Onursal başkanımız Ferdi zeyrek Başkan hayatını kaybettikten sonra hemen beni aradı ve ‘Uygun görüyorsanız şu şu şu özellikleri olan bir gündüz bakım evimiz var, açılmak üzere. Adını Ferdi Zeyrek olarak veriyoruz’ dedi. Burada da Ferdi Zeyrek’in adının verildiği gündüz bakımevini geçtiğimiz aylarda hemen hayata geçirmişlerdi. Bugün de Yuvamız Ataşehir Çocuk Gündüz Bakımevinin bu kez burada temelini atacağız. Bu kreşle birlikte Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin açtığı ya da inşaat halinde olan kreş sayısı 708. Eğer Cumhuriyet Halk Partisi olmasa, 708 kreşteki çocukların anneleri evde onlara bakacak, istihdama katılamayacak, evine katkı sağlayamayacak. Ayrıca kreş sadece anneyi işe yollamak, istihdama katmak ya da sosyal hayatta kazandırmak değil, çocuğun diğer çocuktan kapatamayacağı kadar bir farkla hayata geriden başlama dezavantajını ortadan kaldırıyor, yoksul çocuklar için. Okul öncesi eğitim çok önemli, kreş çok önemli. El becerileri açısından, akli melekelerin gelişmesi açısından, birtakım yeteneklerin erkenden fark edilmesi, birtakım eksikliklerin hızla ortadan kaldırabilecek birtakım anomalilerin, konuşma bozukluklarının hızla tespit edilmesi açısından çok önemli. Yani varsılların, imkanı olanların çocuklarının erkenden hem yetenekleri keşfedilebilir, hem bazı ufak tefek kusurları hızla terapi edilebilirken; yoksulun çocuğu bunun için ilkokulu bekleyip bazen iş işten geçmiş duruma geliyor. Yanında kreşe gitmiş çocuk makası profesyonelce kullanabilirken, en iyi şekilde kullanırken, öbürü nasıl tutacağını bilemiyor. O açıdan bu kreşler, 708 tane kreşle gurur duyuyoruz. Hedefimizi daha önce de Sayın Gökan Zeybek ilan etmişti. Bin kreş. Bin kreşin de önümüzdeki aylarda, gelecek yılın başlarında hep birlikte temelini atmayı, açılışını yapmayı fevkalade önemsiyoruz. Ve bu anlamda bugün burada bin 70 metrekarede, altı derslikte 160 evladımıza hizmet verecek 300 metrekare de hobi bahçesine, kent bostanına, sebze-meyve yetiştirmek için imkan tanıyacak olan bu proje için de özellikle hem hayırsever kuruluşa, Efor Holdinge teşekkür ediyoruz. Yetkililerine minnet duygularımızı ifade ediyoruz. Hem de bu projeyi yapan belediyemize teşekkür ediyoruz. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak yılmadan, bezmeden bu açılışları yapmaya, bu temelleri atmaya devam edeceğiz.
Burada bir fenomen Ahmet’le tanıştım, Ahmet gel bakalım elindekiyle beraber. Şimdi Ahmet Ataşehir’in maskotu. Adı Fenomen Ahmet. Benim de önüme geçti, dedi ki ‘Özgür Amca bana da kurdele kestir.’ Şimdi Ahmet’le kurdeleyi keseceğiz ama bu talep bana Özgür Amca değil, ‘Özgür Başkan, Genel Başkan bize de kurdele kestir’ diye bütün Türkiye’den geliyor. Burada şunu ifade edelim. Açılışlar, açılışlardaki müzik, coşku, heyecan çok kıymetli ama 19 Mart’tan beri bizim keyfimiz yok. Üstüne bir de Ferdi Başkanımızın kaybını yaşadık. Üstüne her hafta birlikte yaşadığımız bir felaket, bir acı, otel yangınları, orman yangınları, belediyelere operasyonlar, askerlerimizin kayıpları derken açılış yapmaya, müzik çalmaya, konfeti atmaya utanır hale geldik biz altı aydır. Geçen gün Gökan Zeybek dedi ki, değerli Genel Başkan Yardımcım, ‘İstanbul Büyükşehir’in 100’e yakın açılışı var’ dedi. İlçelerin 80, Büyükşehir’le birlikte İstanbul’da 100’e yakın. Türkiye’de binin üzerinde açılışımız var, tabii ki açılıyor fiilen ama törenini bekliyor. Biz de dedik ki ‘Madem ki bunlar elimizi kolumuzu bağlıyorlar, bizi silkeliyorlar, yargı tacizi yapıyorlar. Ama başkanlar durmuyor, çalışıyor, hizmet üretiyor. Bundan sonra her hafta elbette iki miting, üç miting ama fırsat buldukça da açılışlarımızı yapalım, dosta güven olmayana da kaygı vermeye devam edelim.’ Yarın Bartın’da ben davetliydim ancak program Sivas mitingi için gidilecek müsait olmuyor, hem Bartın hem Sivas. Yerel yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcımız yanılmıyorsam altı açılış birden yapacak. Temel atma törenleri yapacak. Biz bugün burada birazdan Kadıköy’e geçip bir muhteşem kız öğrenci yurdunu açacağız. İstanbul’daki 100’e yakında açılışımızı yapacağız. Türkiye’de bekleyen binin üzerinde açılışımızı yapacağız.
"Ekrem İmamoğlu Erdoğan’ı yenme suçundan içerdedir"
Türkiye şunu bilsin. Ekrem İmamoğlu Erdoğan’ı yenme suçundan içerdedir. Ve Erdoğan’ı bir kez daha yenecek olması konusundaki kuvvetli şüpheden dolayı içerdedir. Erdoğan çok seçim kaybetmiştir. Beyoğlu Belediye Başkanı aday olmuştur, kaybetmiştir. Milletvekili adayı olmuştur, kaybetmiştir. Sonra bir şiir okumuştur, o şiirden dolayı haksız yere üç ay hapiste yatmıştır. Koğuş arkadaşını kendi belirlemiştir, içeride şiir kitabı yazmıştır, 30 bin tane ziyaretçi kabul etmiştir. O mağduriyeti görünür kılmıştır. Halk arasındaki deyimi ile köpürtmüştür, onun üzerinden büyük bir ekonomik kriz, büyük bir deprem üzerine, zamansız bir erken seçimle bütün partilerin bir puan, iki puanla baraj altı kaldığı bir dönemde partisini iktidara getirmeyi başarmıştır. O günden bugüne mağdurdur. Ama herkes şunu bilsin. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanıyken; rüşvetten, zimmetten, irtikaptan, ihaleye fesat karıştırmaktan, yolsuzluktan yargılanmıştır. Ama bir sabah eve polis gelmemiştir. Her mahkemeye telefonla davet edilmiştir. Yargılamaları bitip ceza aldığında bile derdest edilmemiş, telefonla çağrılmış, İBB’den çıkıp davul zurna ile miting yapmış, konuşma yapıp konvoyla cezaevine uğurlanmıştır. Ama o gün görmediği zulmü bugün etmektedir. Yaşamadığı mağduriyeti yaşatmakta, ona ‘Sen seçildin İstanbul’a hizmet etme, cezaevinde yat’ denmemiş. ‘Milletin verdiği görevi yapmak senin boynunun borcu. Bunu sağlamak da devlet devletin borcu’ denmiştir. O süreçlerden gelenler bugün içeride şiir kitabı yazıp, 30 bin kişiye imzalayanlar, ki o gün Büyükşehir Belediye Başkanlığından düşmüştü, cezası kesinleşmişti. Bugün tutuklu Ekrem İmamoğlu’nun resimlerini metrodan kaldırtmakta, afişini İBB’ye astırtmamakta, sesli anonsta sesine tahammül edememektedir. Oysa İmamoğlu suçlu değil, sadece şu anda hakkında iddianame bile düzenlenmemiş, iftiraya uğramış, orantısız bir tutukluluk tedbiri ile muhatap bir mağdur.
"Ekrem İmamoğlu’nu Cumhurbaşkanı yapacağız"
Seçilmiş belediye başkanının resmini indirenlere, sesini dindirenlere, durduranlara inat; biz başkanımıza da sahip çıkmaya, İstanbul’un iradesine de sahip çıkmaya devam ediyoruz, devam edeceğiz. Tayyip Erdoğan partisini kurduğundan beri, öncesindeki mağlubiyetlerini saydım. Hiç seçim kaybetmemiş olmakla övünüyordu. 31 Mart 2024’te hep beraber İstanbul’da Ekrem Başkan, Ankara’da Mansur Başkan, Mersin’de Vahap Başkan, Adana’da Zeydan Başkan ve Manisa’da Ferdi Başkan, partinin başında Özgür Başkan hep beraber onu 413 belediyede birden yendik. Yüzde 65’ini belediyelerin biz kazandık. 47 yıl sonra Türkiye’nin birinci partisi olduk. Tayyip Erdoğan da partisini kurduğundan beri ilk kez ikinci parti oldu. Ama Türkiye’de yenilmezlik partisindeyken yenilmezlik ünvanını kaybetti. Ama Türkiye’de bir yenilmez var. Beyoğlu’nda aday olmuş, Erdoğan’ın adayına karşı kazanmış. İstanbul’da aday olmuş, karşısına Meclis Başkanını çıkarmışlar, kazanmış. Son Başbakanı çıkarmışlar, kazanmış. ‘En iyi belediyeciliği bu biliyor’ diye bakanların istifa ettirip getirmişler, onu da yenmiş. Dörtte dört kez. Hani şimdi unuttuğu Rabia var ya. Mısır’ın şimdiki yönetimine kafa tutuyordu, Rabia yapıyordu ‘Darbecisin’ diyordu. O Rabia’yı o unuttu ama. Dört kez biri Beylikdüzü, üç kez İBB’de dört kez Ekrem İmamoğlu Erdoğan’ı yenmiş. Şimdi beşinci kez yenecek diye içeride tutuluyor. O yüzden Ekrem İmamoğlu’nun iddiası ‘Beyoğlu’nu sizden iyi yönetirim’, millet demiş ‘Gel yönet.’ ‘İBB’yi sizden iyi yönetirim.’ Millet demiş ‘Gel yönet.’ Hazımsızlık yapıp seçimi iptal etmişler, millet demiş ‘Ekrem gel sen yönet.’ Bu sefer 600 bin oy farkla. 5 sene hizmet etmiş. Otobüsleri yakmışlar, metroları sabote etmişler, yürüyen merdivene bile taş sıkıştırmışlar. Film için yalandan otobüs yakmışlar, ‘İBB beceremiyor’ demişler. Millet demiş ‘Gel 1 milyon oy farkla gel yine yönet.’ Şimdi de millet 23 Mart’ta 15,5 milyon oy farkla dedi ki ‘Gel memleketi yönetmek için seni aday gösteriyorum.’ Ve 15,5 milyon kişinin aday gösterdiği Ekrem İmamoğlu’nu içeride tutuyorlar ki hizmet aksasın, seçimi kazanamazsın diye. İnadına 100 açılışı da yapacağız, bin açılışı da yapacağız, Ekrem İmamoğlu’nu da Cumhurbaşkanı yapacağız.
"Dimdik ayakta duranlara selam olsun"
“İstedikleri kadar korksunlar, çirkeflik yapsınlar, iftira atsınlar. Arkadaşlarımız Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en şanlı direnişini gösteriyorlar. Aslanlar gibi içeride yatıyorlar ama eğilmiyorlar, bükülmüyorlar. Arada korkanlar, kaçanlar, saf değiştirenler, sarayın tarafına geçen Hızır Paşalar oluyor. Ama biz de diyoruz ki onlara ‘Yürü bre Hızır Paşa. Senin de çarkın kırılır. Güvendiğin padişahın o da bir gün devrilir.’ Korkmayanlara selam olsun. Dimdik ayakta duranlara selam olsun.
Bundan sonra da Türkiye’yi yönetecek genç ve cesur, Atatürkçü kadrolara, vatansever kadrolara selam olsun. Sinmeden, durmadan, eğilmeden yolumuzu yürüyoruz. Hepinize hayırlı uğurlu olsun. Çok teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum."