27 Mart 2020'de İngiltere Ulusal İstatistik Ofisi (ONS), insanlara hayatın ne zaman normale döneceğini düşündüklerini sormaya başladı. Bu, pandeminin ilk dalgasının başlamasından çok kısa bir süre sonraydı ve Covid-19 vakaları ve ölümler hızla arttı. ONS, o gün ve sonraki on gün boyunca insanlarla anket yaptı. O zaman sadece yüzde 15'i hayatın ne zaman normale döneceğinden emin olmadıklarını söyledi ve nüfusun sadece yüzde 11'i bunun bir yıl veya daha fazla sürebileceğini düşündü. Geriye kalan dörtte üçü ise Mart 2020'de hayatın normale döneceğini düşünüyordu. O zamanlar kimse hayatın asla normale dönmeyebileceğini düşünmemişti. Çoğunluk normalliğin altı ay içinde geri döneceğini düşündü. Sonraki 20 ay boyunca, ONS genellikle her hafta bir tane olmak üzere 76 anket daha gerçekleştirdi. Her ankette Büyük Britanya'daki insanların hayatın normale dönebileceğini düşündükleri zaman aynı soruyu sordular. 14 Kasım 2021'de sona eren 77. ankete kadar, hayatın ne zaman normale döneceğinden emin olmadıklarını söyleyenlerin oranı ikiye katlanarak yüzde 31'e yükseldi. Normale dönüşün en az bir yıl önce olacağını düşünenlerin oranı üç katına çıkarak yüzde 35'e çıktı. Yüzde 14'ü ise hayatın bir daha asla normale dönmeyeceğini düşünüyor. Hayatın bir yıl içinde normale döneceğini düşünenlerin oranı ise dörtte üçten beşte birine düşerek normale dönüşe olan inancımız yerle bir oldu. ‘HİSSETMEMİZ LAZIM’ Bir noktada, çoğumuzun normal olarak tanımladığı bir yaşam tarzı oluşmaya başlayacak. Ama bu, yeni bir normal olacak. Aklımızdaki pandeminin çok farklı kıvrımları var ve vakalar, hastaneye yatışlar ve ölümlerle ölçülen pandemiye dönüşüyor. Fiziksel dünyada olduğu kadar kafamızda da var olduğu için pandemi kısmen bizimle, her birimizin bireysel olarak nasıl hissettiğiyle ilgili. Bu nedenle normalliğe dönüş, hayatın 2020'den önceki haline dönmesiyle değil, her şeyin tekrar normale döndüğünü hissetmemizle belirlenecek. 77 anketin en sonuncusunda, beş yetişkinden üçü “son yedi gün içinde başkalarıyla fiziksel temastan kaçındıklarını” söyledi. Beş kişiden ikisi, “son yedi gün içinde yalnızca yakınlarının evlerinde olduğunu” bildirdi. Bu önlemlerin hiçbiri önceki anketten farklı değildi. Örneğin, bu davranış kalıbı aynı şekilde değişmeden devam ederse, zamanla bunun normallik gibi gelmesi olasıdır. ‘DEĞİŞEN DÜNYA BİZE NORMAL GELECEK’ Öte yandan, ONS'nin şu anda 77 farklı insan grubuna (hepsi rastgele seçilmiş) sorduğu soru özellikle pandemi ile ilgili değil, genel olarak “yaşam” ile ilgili. İlk başta çoğu insanın soruyu akıllarında pandemi ile yanıtlamış olması çok muhtemeldir. Ancak zaman geçtikçe hayatın diğer yönleri de değişmiş olacak. İnsanların cevapları bunu yansıtıyor olabilir ve pandemiden bağımsız olarak normalliği kurtarılamayacak bir geçmiş olarak tanımlıyor olabilir. Artık yetişkinlerin çoğunluğunun normale dönmenin en az bir yıl alacağına ya da asla geri dönmeyeceğine inandığı bir noktaya çok yakınız. Ve bunu düşünmeyenlerin çoğu, ne olacağı konusunda giderek daha emin değiller. Bir noktada, çoğumuz işlerin nasıl değiştiğine alışacağız ve değişen dünyamızı normal görmeye başlayacağız. Pandemiyi yaşayan bizler için, bu sonsuza dek aklımızda olacak. Ancak geriye dönüp baktığımızda pandemiyi nasıl hatırladığımız ve Mart 2020'den önceki zamanlar değişmeye devam edecek. The Conversation