Malatya’da 11 Ağustos sabahı rahatsızlanan 14 yaşındaki Zeynep Çelikdemir, sabah gittiği hastanede muayene ve serum tedavisinin ardından eve gönderildi. Akşam saatlerinde fenalaşan genç kız, kaldırıldığı hastanede tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti. Ailesi, Zeynep’in ölümünde "ihmal" olduğunu savunarak, suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı.
Edinilen bilgiye göre, Zeynep Çelikdemir 11 Ağustos sabahı ağabeyi Mustafa ile birlikte Battalgazi Devlet Hastanesi’ne gitti. Acil serviste yapılan muayenenin ardından tetkik yapılması gerektiği belirtilerek anne ya da babasının hastaneye gelmesi istendi. Baba Serdar Çelikdemir kızının yanına hastaneye gitti. Burada serum verilen Zeynep, eve gönderildi.
Akşam saatlerinde fenalaşan Zeynep, Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. İddiaya göre, burada görevli doktorlar, sabah yapılan tetkik sonuçlarını incelediklerinde ''Bu hasta neden eve gönderildi? Müdahale edilmesi gerekirdi'' diyerek duruma tepki gösterdi. Kalbi iki kez duran Zeynep, yapılan müdahaleler sonrası hayata döndürüldü ancak durumunun ağırlaşması üzerine yoğun bakımda tedaviye alındı. Şeker oranının 580’e kadar yükseldiği belirtilen genç kız, saat 18.30 sıralarında yaşamını yitirdi.
Zeynep’in amcası oğlu Bayram Çelikdemir şu ifadeleri kullandı:
"İlk tedaviye başlangıç saatinden yaklaşık olarak 10 saat sonra biz de olaya müdahil olduk. İlk önce rahmetli kızımızı, kardeşi Mustafa Battalgazi Devlet Hastane'sine götürüyor, acil servise giriş yapıyor. Orada gerekli müdahaleler yapılıyor, tetkikler yapılıyor. Fakat üst solunum yolu teşhisi konuluyor, oradaki görevli doktorumuz tarafından. Çıkan sonuçlarda artık günahını almak istemiyorum, gözden mi kaçırıyor… Nasıl oluyorsa, aslında şeker oranı orada çok yüksek çıkmış: 384. Yani ben tıp insanı değilim ama bu değerdeki bir hastaya doktorun büyük ihtimalle bir üst amirine, uzman bir doktora sorması lazımdı: 'Bu hastada farklı gelişmeler var, ne yapalım?' diye.
Eve götürüyorlar. Evde saat 12 gibi çocuk fenalaşıyor. Ambulans çağırıyorlar, yine ilimizde mevcut araştırma hastanesine götürülüyor. Orada yapılan ilk müdahalede olayın vahameti fark ediliyor ve söylüyorlar, diyorlar ki: 'Bu çocuk nasıl oldu?' falan… Bizimkilere anlatıyor. E-Devlet’ten değerlere bakılıyor. Şeker oranının o kadar yüksek olduğu görülünce, bizzat oradaki doktor da diyor: 'Ya bu hasta nasıl eve gönderilir?' Ondan sonra zaten durum gitgide… Biz de gece oradaydık, sabaha karşı daha kötüleşti. Sabah 08.00 gibi bir kalp problemi yaşadı. Oradaki doktorlarımız müdahale etti. Hatta biz öldü zannettik, bir telaşa düştük, sonra geri döndürüldü. Sonra tedaviye devam edildi, yapılabilecek ne varsa yapıldı. Kalbi daha çalıştırabilmek, daha iyi bir duruma getirmek için. Öğlen saatlerinde bir sorun daha yaşadı. Nihayetinde orada da yapılan ölçümlerde şeker oranı 580’lere çıktı. Bir tarafta kalp sorunu yaşarken, bir tarafta şekerle uğraştılar. Pazartesi günü savcılığa da bir dilekçe verip suç duyurusunda bulunacağız. İhmal var mı, varsa neden böyle olmuş? Neden bir uyarı yapılmadı? Neden acil bir durum ilan edilip de çocuk daha erken bir tedaviye alınmadı?"