Ankara kulisleri, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, TBMM’de kurulan 'Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'na ilişkin yeni bir plan hazırlığında olduğu iddiasıyla çalkalanıyor.
Ankara'da bir süredir konuşulan ve bu sabahki operasyonla yeniden ısınan iddialara göre Erdoğan, sürecin beklenen siyasi getiriyi sağlamadığı kanaatine vardı, bu nedenle CHP’ye yönelik baskıyı artırmayı ve bu yolla masayı devirmeyi hedefliyor.
Son kamuoyu araştırmalarında Kürt seçmen nezdinde DEM Parti’nin birinci, CHP’nin ikinci parti konumunu koruduğu; AKP’nin ise beklenen oy artışını yakalayamadığı görüldü. Bu durum, bazı AKP kurmaylarında “Hem Kürt seçmenin tercihi değişmiyor hem de milliyetçi seçmen bizden uzaklaşıyor” değerlendirmelerine yol açtı.
İktidara yakın gazeteci Cem Küçük de, geçtiğimiz hafta sürecin “destek değil tepki” topladığını söylemiş, eleştiri getirmişti. Benzer yorumları birçok iktidar kalemi dillendirmişti.
MHP’ye yakın isimlerin süreci destekleyen yazılar kaleme aldığı görülürken, AKP’ye yakın isimlerin daha temkinli ve mesafeli yaklaşması dikkat çekiyor.
"Devlet Bahçeli'ye rağmen..."
Süreci ilk işaret fişeğini atarak bizzat başlatan, hasta yatağında bile çalışmalarını sürdüren ve meseleyi bir 'varlık-yokluk' meselesi olarak gören MHP Lideri Bahçeli, geçtiğimiz hafta CHP'ye yönelik operasyonlar konusunda dikkat çekici bir açıklama yapmıştı.
Bahçeli 11 Ağustos tarihli açıklamasında, "Türkiye'nin ağırlaşan, belediyeler başta olmak üzere pek alana yayılan ve yoğunlaşan hukuki davalardan süratle kurtulması, sonuçta adaletin eksiksiz tecellisi sağlanmalıdır" dedi.
MHP lideri açıklamasında ayrıca şu ifadeleri kullandı:
"Adli tatilin bitimiyle beraber yargıyı saran mesnetsiz tartışma ve sürtüşmelerin kesinkes sonlandırılması, süregelen soruşturma ve kovuşturmaların bir an evvel tamamlanması demokrasi ve hukuk güvenliği bakımından önceliğimiz olmalıdır."
MHP'li kurmaylar da tepkili
Bahçeli dışında, MHP'li kurmaylar da benzer açıklamalarını sürdürdü. Hatta Beşiktaş Belediyesi'ne yönelik operasyonun iddianamesinin hazırlanması da Bahçeli'nin uyarılarının yerine ulaştığı şeklinde yorumlandı.
Ama bu sabahki operasyon, Beştepe'deki planın çok farklı olduğu yorumlarına yol açtı. Son operasyonla "Hedef CHP olduğu kadar aynı zamanda da MHP ve Bahçeli" yorumları yapıldı.
Saray'ın planı ne?
“Nitelikli çoğunlukla karar alınması” şartının kabul edilmesi üzerine komisyona katılma kararı alan CHP'ye bu kararın hemen ardından bir operasyon daha düzenlendi.
Geçtiğimiz günlerde de komisyon toplantısına saatler kala bir başka operasyon yapıldı. Bu sabahki son operasyon ise, "Seçmen kitlesindeki tepkilere rağmen masada kalan CHP'yi köşeye sıkıştırmaya çalışıyorlar" şeklinde yorumlandı.
AKP içinden sızan bilgilere göre, Erdoğan sürecin MHP himayesinde başlamış olmasını ve beklenen oy kaymasını yaratmamasını dikkate alarak farklı bir stratejiye yönelebilir. Bu stratejinin iki ayağı olduğu öne sürülüyor:
1. CHP’ye Baskıyı Artırmak: Belediyelere yönelik operasyonlarla CHP’nin manevra alanını daraltmak, yalnızlaştırmak, kriminalize etmek ve sonunda da masadan kalkmasını sağlamak.
2. Masayı Devirip Kendi Çözümünü Dayatmak: CHP’nin masadan kalkması sonrası, Bahçeli'nin ön planda yer aldığı süreci bitirmek, iktidarın kendi çözüm modelini gündeme taşımak.
CHP kanadı ise bu hamleleri “hem demokrasiye hem de toplumun farklı kesimlerinin temsil hakkına darbe” olarak yorumluyor. Özellikle son Beyoğlu Belediyesi operasyonuna dikkat çeken CHP yöneticileri, bu belediyenin “kent uzlaşısı” kapsamında olduğunu hatırlatarak şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bugün vurulan darbe yalnızca CHP’ye değil, aynı zamanda DEM Parti seçmenine de vurulmuştur.”