Cumhurbaşkanı ve AK Parti lideri Erdoğan dün yaptığı açıklama ile "En önemli hedefimiz 100'üncü yılda Ay'a ilk teması gerçekleştirmek. Gökyüzüne bak, Ay'ı gör" demiş ve 2023 yılı sonunda Türkiye'nin aya astronot göndereceğini açıklamıştı. 

Erdoğan ayrıca 'astronot' ve 'kozmonot' kavramları için de Türkçe isim önerisinde bulunmuştu.

Erdoğan'ın önerisine yanıt MHP lideri Bahçeli'den geldi.

Bahçeli astronot kelimesi için "Cacabey" olsun önerisinde bulundu.
 

Ünlü gök bilimci CacabeyEskişehirTokat ve Kırşehir'de oldukça nüfuzlu bir aşiret olan Ceceli aşiret beyi Emir Bahaddin Caca’nın oğlu Cacaoğlu Nureddin Cebrail'dir.

KIRŞEHİR'DE ÜN KAZANDI

Kırşehir'e büyük hizmetlerde bulunan büyük ve tarihi bir şahsiyet olan Cacaoğlu Nureddin Cebrail'in adı önce yöre halkınca ardından tüm yurtta "Cacabey" olarak ün kazandı.

ESARETTEN SONRA NAMINA NAM KATTI

Selçuklu Devleti'nin son döneminde emirliklerle yönetilirken Cacabey Kırşehir'e bey oldu. Beyliği döneminde birçok savaşa katılan Cacabey, Memlük Sultanı Baybars'a esir düştükten sonra serbest bırakıldı ve Kırşehir'de iyice ün kazandı.

MEVLANA'DAN ÖVGÜ ALDI

Genç yaşta üstün zekası ve kabiliyetiyle dikkatleri üzerine çeken Cacabey, kısa zamanda tanınırken Mevlana ve Hacı Bektaş Veli tarafından takdir edilen bir isim haline geldi.

TARİHTE İLK GÖK BİLİM MEDRESESİNİ AÇTI

Kırşehir’de günümüze kadar gelen ve cami olarak da kullanılan Cacabey Medresesi’ni de Cacabey yaptırdı. Döneminin üniversitesi hüviyetinde olan ve tarihte ilk gök bilimleri medresesi olarak kabul edilen bu binada Türkçe eğitim veriliyordu.

İSLAM HUKUKU VE FELSEFE

Arapça ve Acem dili ile eserleri de bulunan Cacabey'in İslam Hukuku ile felsefe ve tasavvuf dersleri de öğretiliyordu. 

YILDIZLAR İNCELENİYORDU

Yapılışında büyük emekler harcanan Cacabey Medresesi'nin kubbesi açık ve altında bir kuyu bulunurken kuyuya yansıyan yıldızlar incelenir, bunlar üzerinde araştırmalar yapılırdı.

Medresede dönemin astronomi araştırmaları yapılıyor, matematik, fizik, kimya gibi konularda eğitim veriyordu.

Cacabey’e ait Arapça ve Moğolca 4 vakıfname bulunmakta. Bu vakıfnamelerde medresi, mescit, hanıkâa, zaviye, mektep, dar’ül el süleha, türbe ile Kayseri, İskilip ve Eskişehir’de pek çok eserler yaptırdığı yazılmakta.