Kahramanmaraş'ta meydana gelen depremlerin ardından ülke gündemine tekrar binaların güvenliği konusu yerleşti. AFAD'a göre 'düşük riskli bölge' olarak adlandırılan Trabzon'un deprem riski, 2019 yılında hazırlanan deprem raporunda iki kat artırıldı.

Uzmanlar tarafından etrafında, Kuzey Anadolu Fayı, Kuzeydoğu Anadolu Fayı ve Karadeniz Fayı yer alan Trabzon'da 50 yıl içerisinde 6.6 büyüklüğünde deprem beklendiği söyleniyor.  

Yaşanan depremlerin ardından Trabzon'un yapı stoku yeniden gündeme geldi. Gazete Duvar'dan Fatih Saygın'ın haberine göre Trabzon Şehir Plancıları Odası Başkanı Ercan Şen, dere yataklarına inşa edilen ve imar affından yararlanan binaların meydana gelecek afetler karşısında risk taşıdığını söyledi.

'TRABZON'DA DEPREM RİSKİ OLMADIĞI SÖYLENİYOR, ÖYLE BİR ŞEY YOK'

Yapıların ne durumda olduğunu gösteren bir veri olmadığını söyleyen Şen, "Trabzon'da deprem riski olmadığı söyleniyor ama öyle bir şey yok" dedi. Bölgedeki fay hatlarına dikkat çeken Şen, "130 kilometre güneyimizden Kuzey Anadolu Fayı geçiyor, Karadeniz'de de 10 kilometre açıkta fay hattı var. Yapı stokumuzun, deprem, sel, heyelan gibi afetlere karşı nasıl dayanım gösterebileceğine dair bir çalışma yok" diye konuştu.

Meydana gelebilecek afetler için riskleri ortaya koyacak plan hazırlanması gerektiğini ifade eden Şen, "Risklere göre, risk azaltma, önleme, minimize etme ve afet sonrasını planlama çalışması gerek. Sakınım planlarını kentlerin planına aktarmak lazım. Kentlerin kendi ürettiği kendi riskleri de var. Trabzon için açık alanların yetersizliği, yolların darlığı gibi sorunlar var” dedi.

'DOĞA OLAYINI SİYASİ MÜDADAHLE İLE KENDİMİZ AFETE DÖNÜŞTÜRÜYORUZ'

Afetlerden en az şekilde etkilenmek için hazırlanan kent planlarının, bilime uygun olması gerektiğine söyleyen Şen, şöyle konuştu:

"7-8 yıldır dirençli kentler diyoruz, bugün herkes aynısını söylüyor. Zaten biz imar planlarını kentlerin bazı risklerine çare olacak şekilde hazırlıyoruz. Dere yatağından uzak duruyoruz, jeolojik açısından sıkıntılı olan yerleri imara açmıyoruz. Ama yönetsel tarafımız, yasal önlemlerimiz, sosyal, ekonomik ve kültürel önlemlerimizde problemlerimiz var. Hazırladığımız imar planını onay aşamasında insanlara anlatmak sorun oluyor. Her zaman herkes 'bana dokunma' diyor. Kentsel dönüşüm alanları belirleniyor ama uygulama yok. Tüm verileri toplayarak hazırladığımız planlar meclise geldiğinde bir yerinin değiştirilmesi isteniyor. Hangi bilimsel veriye göre? Doğa olayını siyasi müdahale ile kendimiz afete dönüştürüyoruz."