Cumhuriyet'te yer alan habere göre; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Marmara’nın incisi Kaşık Adası’nda yapılaşmanın önü açılmadan önce adada turizm yatırımlarının planlandığı hatta bunun için bir şirket dahi kurulduğu ortaya çıktı. Adanın sahibi Akkök Holding grubunun 2020 yılı faaliyet raporunda adaya turizm yatırımı planladıklarını ve toplam 52 bin metrekare adanın 7 bin 600 metrekaresinin inşaata ayrıldığını belirtmesi dikkat çekti. Kaşık Adası, bakanlığın sit derecesini değiştirme kararının ardından turizm tesisleri ve yat limanı yapılabilecek hale gelmişti. TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Başkanı Esin Köymen, “Adrese teslim imar planlama sürecinden bahsediyoruz” dedi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın büyük tepki çeken doğal sit alanları için koruma ve kullanım koşullarını yeniden düzenleme kararının İstanbul’daki doğa harikası Sedef ve Kaşık adaları ile Yıldız Parkı için de uygulandığı ortaya çıkmıştı. Bakanlık 20 Ekim’de duyurduğu kararla doğal sit alanı olan Kaşık Adası ve Sedef Adası’nın bir bölümünün “Nitelikli Doğal Koruma Alanı” bir bölümünü ise “Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı” olarak tescil etmişti. Adaların bir bölümü turizm tesisleri ve yat limanı yapılabilecek hale geldi. Bakanlığın tepki çeken bu kararının ardından tartışma yaratacak başka bir ayrıntı daha ortaya çıktı. Akkök Holding’in 2020 yılı faaliyet raporunda “Akkök Holding, şehir merkezi konumuyla önemli bir yatırım potansiyeli barındıran Kaşık Adası’nda gerçekleştirmeyi planladığı turizm yatırımları için Ak Turizm’i kurmuştur” denildi. Şehirden adaya ulaşım süresinin 40 dakika olduğu vurgulanan raporda özetle şu ifadeler kullanıldı: “Kaşık Adası’nda tam kapsamlı bir konferans merkezi ve sağlıklı yaşam merkezi oluşturmayı planlamaktadır. Akkök Holding’in çevreye duyarlı yaklaşımıyla ele alınan proje, şehir sakinlerine şehrin gürültüsünden uzak kültür ve turizm olanakları sunacaktır. Ak Turizm, kararlarını alırken Kaşık Adası’nın doğal güzelliklerinin korunmasına büyük özen göstermekte, yatırım süreçlerinde şehrin ihtiyaçlarını, çevresel ve toplumsal koşulları göz önünde bulundurmaktadır. Bu özenli yaklaşımın bir yansıması olarak toplam 52 bin metrekarelik bir alana sahip adanın yalnızca 7 bin 600 metrekarelik bir bölümü inşaat için ayrılmıştır.” ‘YARGIYA TAŞIYACAĞIZ’ Gazetemize süreçle ilgili konuşan Esin Köymen, şirketin faaliyet raporunda metrekaresine kadar bilgi verilmesine dikkat çekerek “Bu şu anlama gelir: Burada bir girişimleri olduğunu ve aslında yapı yapılamayacak alanda yapı yapılabilmesi için imar planları süreçlerine müdahale edildiğini gösterir. Özellikle Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı gösterilen alan 5 bin 800 metrekare. Bu alanın içerisinde bir otel projesinin sit derecesi değiştirilmeden önce hazırlandığı ve sonradan da bunun hukuksal zeminlerinin hazırlandığını gösteriyor bütün bu olan biten. Özellikle bu iskelenin olduğunu bölümü de nitelikli doğal koruma alanı ilan edilmesi adaya yaklaşımla ilgili kıyı şeredinde birtakım revizyonların yapılacağının göstergesidir” dedi. Köymen, bakanlığın kararını yargıya taşıyacaklarını belirterek şöyle konuştu: “Bunun bir sonraki adımı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan burada koruma amaçlı bir imar planı yapılması. Adalar’da şuan bir imar planı yok. Öte yandan Adalar Belediyesi ve İBB bir yıldır bu adaların koruma amaçlı imar planları için çalışma yürütüyor. 1. derece doğal sit alanlarında yapılaşmanın olmaması için mücadele ediyorlar. Adrese teslim imar planlama süreci bahsediyoruz.”