İfade özgürlüğü ve protesto hakkı kullanımının giderek daha fazla kısıtlandığına dikkat çekilen raporda Türkiye, milyonlarca kişi için yaşam maliyeti krizinin derinleştiği ülke olarak yer aldı.

'DÜNYADA İNSAN HAKLARININ DURUMU'

Uluslararası Af Örgütü "Dünyada İnsan Haklarının Durumu"na ilişkin 2022/23 raporunu bugün yayınladı. Raporun Türkiye bölümünde, protesto hakkının engellenmesinden işkenceye kadar çok sayıda insan hakkı ihlali ele alındı.

Raporda Türkiye’de 2022 yılının insan hakları koşulları şöyle özetlenmiş:

'TEMELSİZ SORUŞTURMALAR VE MAHKUMİYET'

"İnsan hakları savunucuları, gazeteciler, muhalif siyasetçiler ve diğerleri hakkında temelsiz soruşturmalar, yargılamalar ve mahkumiyet kararları devam etti. Parlamento, mevcut yasalarda çevrimiçi ifade özgürlüğünü daha da kısıtlayan sert değişiklikler yaptı. Polis, birçok ilde yasaklanan Onur Yürüyüşlerine katılan yüzlerce kişiyi hukuka aykırı güç kullanarak gözaltına aldı ve barışçıl toplanma hakkı ciddi şekilde kısıtlanmaya devam etti. Danıştay, 2021 tarihli İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararını bozmayı reddetti.

GÖÇMEN VE MÜLTECİLERE KARŞI IRKÇILIK

"Türkiye, dünyanın en yüksek sayıda mülteciye ev sahipliği yapan ülkesi olmayı sürdürdü. Ancak siyasetçiler arasında ve medyada yükselen mülteci karşıtı ırkçı söylemlerin yarattığı zeminin etkisiyle Afganların ve diğer mültecilerin başvuruları alınmadan geri gönderilmeleri ölümlere ve ciddi yaralanmalara neden oldu. İşkence ve diğer türde kötü muameleye ilişkin ciddi ve güvenilir iddialar söz konusuydu."

SANSÜR YASASI

"Ekim’de parlamento, “sansür yasası” olarak anılan bir paketle çeşitli yasalarda değişiklikler yaptı. "Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçunu kanunlara soktu. Aralık’ta, Bitlisli gazeteci Sinan Aygül, doğrulanmamış cinsel istismar iddialarını paylaştığı bir tweet nedeniyle yeni suç kapsamında tutuklanan ilk kişi oldu. Haziran’da, üç medya kuruluşundan 16 gazeteci ve Dicle Fırat Gazeteciler Derneği Eş Başkanı, Diyarbakır'da “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçlamasıyla tutuklu yargılanmak üzere cezaevine gönderildi. Hâlâ iddianame hazırlanmış değil."

İNSAN HAKLARI SAVUNUCULARINA BASKI

"Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş davalarında mahkemeler AİHM kararlarını uygulamadı. Nisan ayında, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, herhangi bir delil olmamasına rağmen Osman Kavala ve diğer yedi kişiyi yeniden yapılan Gezi Parkı yargılamasında suçlu buldu. Osman Kavala'ya yardım ettikleri iddiasıyla sanıklardan Mücella Yapıcı, Tayfun Kahraman, Can Atalay, Mine Özerden, Çiğdem Mater, Hakan Altınay ve Yiğit Ekmekçi 18'er yıl hapis cezasına mahkum edildi. İHD Eş Başkanı Öztürk Türkdoğan, Türk Tabipleri Birliği Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, insan hakları avukatı Eren Keskin yargılanan diğer isimlerdi. Eren Keskin'in cezaları yıl sonunda toplam 26 yıl 9 aya ulaştı."

KADIN VE LGBTİ+ BİREYLERE YÖNELİK AYRIMCILIK

Mayıs’ta kadınları ve sağlık çalışanlarını şiddetten korumayı amaçlayan bir yasa yürürlüğe girdi. Kanun, kadına yönelik ısrarlı takibi ayrı bir suç olarak tanımladı. Hükümetin açıkladığı resmi istatistiklere göre erkekler yılın ilk 10 ayında kadın cinayetlerinde en az 225 kadını öldürdü, ancak bazı raporlar çok daha yüksek sayılar kaydetti. Temmuz’da, Danıştay, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmeye yönelik 2021 Cumhurbaşkanlığı kararının iptali için onlarca kadın örgütü, baro ve diğer kuruluşların yaptığı başvuruyu reddetti. Mahkeme bu kararla, yürütmenin sözleşmeden tek taraflı olarak çekilmesini bilfiil tasdiklemiş oldu. Hükümet yetkilileri dahil bazı siyasetçiler devamlı olarak LGBTİ+’lara karşı nefret söylemine ve karalama kampanyalarına başvurdu ve bunlar medya tarafından körüklendi.