Yeni düzenlemeye göre, Türkiye'den günlük erişimi 1 milyondan fazla olan dış kaynaklı her sosyal ağ sağlayıcı Türkiye'de temsilci bulundurmak zorunda. WhatsApp, Facebook, Instagram, Twitter gibi sosyal medya araçları yasadaki sosyal ağ sağlayıcı tanımına dahil oldu. Birinci aşamada Türkiye'de temsilci bulundurmayan sosyal ağ sağlayıcısına 10 milyon lira idari para cezası kesilecek. 30 günlük bekleme süresi içinde temsilci atanmazsa 30 milyon lira para cezası verilecek. Sonraki aşamada, sosyal ağ sağlayıcısının Türkiye'de bulunan vergi mükellefi olan gerçek ve tüzel kişilerden reklam alması üç aylığına yasaklanacak. Mevcut sözleşmeler devam edecek, sağlayıcı yeni bir reklam sözleşmesi yapamayacak. Sağlayıcının hâlâ temsilci tayin etmemesi durumunda Bilgi Teknolojileri Kurum Başkanlığı (BTK), Sulh Ceza Hakimliğine başvuracak. Mahkeme ilk aşamada yüzde 50 bant daralma cezası verebilecek. Hakim kararlarının, otuz günlük süre içinde talebin karşılanmaması durumunda yüzde 90 bant daraltma cezası gelebilecek. Peki bu sosyal medya devleri, bu gibi kısıtlayıcı ve caydırıcı olması beklenen cezalara karşın Türkiye'ye gelme konusunda herhangi bir girişimde bulunmadı.

Av. Cesim Parlak

Polemik Haber'den Deniz Çağıl'a konuşan Av. Cesim Parlak, 'yeni sosyal medya düzenlemesi'nin çıkarılma amacının 'toplumun hafızasını ve bant aralığını daraltarak sosyal medya ağı üzerinde paylaşımı ve özgür haber alma ortamını yok etmeyi hedeflendiği'ni ifade etti. Günlük ziyaretçi sayısı 1 milyonun üzerinde olan Facebook, Twitter, Tiktok ve diğer uygulamaların Türkiye'ye gelme hazırlığı yapmadığını ve 'bu süreçten sonra da temsilci bulundurmayı tercih etmeyecek'lerini sözlerine ekleyen Parlak, ''Ya hükumet geri adım atacak ya bunları uygulamayacak ya da 'mecburen' yasayı uygulamak istediğinde Sulh Ceza Mahkemesine başvurarak engellenmesine kadar götürebilecek. Ancak bu uygulama ilerleyen zamanda Türkiye'nin başını ağrıtacak. Çünkü yasak koyduğunuzda buradaki bireysel başvurular, İnsan Hakları Mahkemesi önünde birçok dosya gidecek. Bu da zor bir süreç getirecek'' ifadelerini kullandı.

''AMAÇ SOSYAL MEDYANIN KONTROLÜNÜ ALMAK''

Cesim Parlak, internet ya da sosyal medya ağ yasasında bu gibi bir değişikliğe gerek olmadığının altını çizerek mevcut yasalarla hükumetin erişim engellemeyi istediği zaman gerçekleştirebildiğini ifade etti. Ancak yeni düzenlemenin, hükumetin sosyal medyanın kontrolünü eline almak için başvurduğu bir yol olduğunu savunan Parlak, ''Bunun her ne kadar temsilcilerle iletişim kurabilmek ve vergilendirme yapmak için yapıldığı belirtilse de önümüzdeki dönemde oluşacak sıkıntılarda, sosyal medya etkinliğini kırmak adına başvurulmuş bir yol gibi görünüyor'' dedi.

''HER İKTİDAR KÖTÜ BİR YOL İZLEMİŞ OLACAK''

Parlak sözlerini şöyle sürdürdü:

Ulusal bilgi kaynaklarının kontrol edilebildiği ortamda temel bilgi kaynağımızı, bağımsız ve herhangi bir hiyerarşik yapıya tabi olmayan internet medyasından ziyade sosyal medyadan da alıyoruz. Çünkü burada herkes birer gazeteci ve haber kaynağı olarak görülüyor. İktidar, ulusal medyada elinde bulundurduğu kontrolü, sosyal medyaya yayarak seçim veya sosyal-toplumsal bir olayda da gerçekleştirmek istiyor. Elbette sadece mevcut iktidar değil, sonrasında gelecek her iktidar bu gücü kullanmak istediğinde kötü bir yol ve yöntem uygulamış olacak.

''KASIM AYINDA 10 MİLYON LİRA CEZA ALACAKLAR''

Yeni sosyal medya düzenlemesi Temmuz sonunda Meclis'te kabul edildi. Facebook, Twitter, Tiktok ve diğer uygulamalar, geçen iki aylık süreçte Türkiye'ye gelme hazırlığı yapmadı. Temsilci bulundurmak için yasanın yürürlüğe girdiği 1 Ekim'e kadar süreleri olan sosyal medya platformları halen başvuruda bulunmadı. Böyle devam etmesi halinde, Kasım ayında 10 milyon lira idari para cezasına çarptırılacaklar. Sonraki süreçte de cezalar katlanarak artacak, reklam verme yasağı ve süreç, bant daraltmaya kadar gidecek.

''YASAĞIN ADI BANT DARALTMA''

Nisan ayında ilk bant daraltma cezası gelecek. İlk önce yüzde 50 bant daraltma uygulanacak ceza sisteminde sonraki ay bu aralık yüzde 90'a kadar çıkartılabilecek. Mevcut hızda bile sorun yaşanılan internette, yüzde 90 bir bant daraltma ile ağlara sağlıklı bir şekilde bağlanması mümkün değil. Bunun sonucu olarak da insanlar sosyal medyaya girmekten vazgeçecek. Yani bu bant daraltma denilen ceza fiilen sosyal medyaya girişi yasaklamak şeklinde tanımlanabilir.

''İKTİDAR HER MESELEYİ SUÇ SAYDIĞI İÇİN GELMİYORLAR''

Platformların Türkiye'ye gelmeme sebeplerinden en önemli olanının kişi hak ve hürriyeti olduğunun altını çizen Parlak, ''İktidar, kendini eleştiren her konuyu veya problemi; kişi hak ve özgürlüğü kapsamında değerlendirilen bir meseleyi dahi suç saydığı için, sosyal medya şirketleri Türkiye'ye gelmiyor. Temsilci bulundurdukları takdirde kullanıcıların kimlik ve iletişim bilgilerinin sık sık isteneceğini bildiklerinden bu konuya mesafeli kalıyorlar. Ayrıca bağımsız, tarafsız ve güvenilir bir yargı olmadığı görüşünde olan bu şirketler temsilci bulundurmak da istemiyorlar. Temsilci bulundurma konusunda Türkiye'den bir temsilci olsa dahi ilerleyen süreçlerde bunun cezai sorumluluğuna gidildiğinde akıbetin ne olacağını da sorguluyorlar'' dedi.

VERİLER SAKLANIP DEPOLANACAK

Parlak sözlerine şunları ekledi:

Bir de bu konuşmaların saklanması ve depolanması durumu söz konusu. Bu tehlike; eğer temsilci bulundurulursa örneğin, herhangi bir sosyal yapı veya derneğin üyelerine yönelik 'geriye dönük paylaşımları' alınmak istendiğinde orada suç oluşturabilecek bir cümle ya da söz bulunursa ceza alması işten bile değil.

SOSYAL MEDYADA UNUTULMA HAKKI

Düzenleme, geçmişte var olan erişim engeli yerine bu defa 'unutulma hakkı' kapsamında bir hak getiriyor. Bu da şu açıdan tehlikeli: siyasette hala aktif olarak bulunan bir şahıs siyaseti devam ettiği halde, 3-4 yıl önce söylediği ve kamuoyuna mal olmuş bir sözü 'Bu içerikleri unutulma hakkı kapsamında çıkarmak istiyorum'  diyerek kaldırabilir. Bu söz veya söylem artık hiçbir yerde bulunamayacak ve belki o siyasetçi aynı sözleri tıpkı yeniymiş gibi tekrar kullanabilecek. Bu durumda 10 yıl önce verilen bir vaat, 10 yıl sonra yeni jenerasyona verilecek. Bu jenerasyon Google'da arattığında geçmiş söylemleri göremeyecek.

ŞİRKETLERİN BİRÇOK ÜLKEDE OFİSİ VAR

Sosyal medya şirketlerinin dünyanın birçok ülkesinde ofisi olmakla birlikte vergi de ödüyorlar. Örneğin Almanya'nın çıkardığı yasa Türkiye'deki gibi değil. Orada yalnızca sosyal medya temsilcilikleri bulunuyor. Şirketler, o ülkede sosyal medyanın daha sağlıklı kullanılabilmesi için teknik alt yapıları hazırlama ve sorunları giderme sebebiyle ofis açtı. Türkiye'de açılmasının istenme sebebi bu değil ne yazık ki.

''TÜRKİYE'YE GELSE TEMSİLCİ BULAMAZ''

Bu yasa olmaksızın da sosyal medyada içerikler kaldırılabiliyordu. Örneğin, terör paylaşımları, kişi haklarına saldırı, çocuk pornosu, hakaret  gibi suçları önleyici düzenlemeler hali hazırda bulunuyor. Ancak siz düşünce kapsamında, eylemsel olmayan bir paylaşımı 'vatana ihanet' gibi ağır bir suç olarak sayarsanız sosyal medya platformları o ülkeye gitmez. Hükumet sosyal medya platformlarında kendine muhalif gördüğü paylaşımlarla ilgili olarak kayıt, bilgi ve içeriği istediğinde verilmiyor. O da bunu bertaraf etmek; kendine muhalif olan her sesi, iletişimi ele geçirmek istiyor. Şirketler de 'kullanıcılarımızın hayatının gizliliği, haberleşme hürriyet, haberleşmenin gizliliği her şeyin üzerindendir' diyerek temsilci bulundurmayı kabul etmiyor. Kaldı ki bu platformlar gelse dahi bu yaptırımlarla temsilci olacak bir Türk vatandaşı bulamazlar. Çünkü ceza kanunu çok açıktır: Yargı kararına uyulmadığı için ceza davası açılsa içeri alırlar. 

ÖZEL | POLEMİK HABER | DENİZ ÇAĞIL