Gıda bağımlılığı yeme bozukluğu, bulimia, kompulsif aşırı yeme ve diğer beslenme ve yeme bozuklukları gibi hastalıklarla benzerlik gösteriyor. Fiziksel ve mental rahatsızlıkların yanı sıra obezite gibi sağlık problemlerine de yol açarak hayatımızı olumsuz etkileyen yeme bağımlılığına ilişkin Diyetisyen Tuğba Baldede Alan, ''Duygusal ilişkilerimizde de yediğimiz yiyecekler konusunda da 'onsuz yoksun kalırım' hissi ortadan kalkmalı. Bir şeyden mahrum kalma hissi bizi ona daha bağımlı hale getiriyor. Çözüm öncelikle sorunların farkında olmak'' ifadelerini kullandı.

‘BEDENSEL TEPKİLER ETKİLİ’

Yeme bağımlılığının bir sonucu olarak bedensel tepkilerin görüldüğünü belirten Alan, “Bağımlılık olduktan sonra ‘ilk’ ısırıktaki hazzı alamıyoruz. İlk günkü hazzı alamadığımız için de daha fazla tüketme ihtiyacı duyuyoruz. Onsuz yapamıyoruz. ‘Yemediğim zaman elim ayağım titriyor’ cümlesi bunun en büyük işareti. Yeme bağımlılığında el ve ayakların titremesi, halsiz hissetmek, enerjinin bir anda düşmesi gibi bedensel tepkiler sık sık yaşanır” dedi.

‘MAHRUM HİSSETTİĞİMİZ HER ŞEY ZARAR VERİYOR’

Yiyeceklerin dozajının tutturulmaması durumunda yeme bağımlılığının ortaya çıktığını açıklayan Alan, “Sadece kötü besinler değil vücudumuza faydalı yiyecekler de bağımlılık yapabilir. Dozajı tutturulmayan kuruyemiş, meyve ve sebze bağımlılığı buna örnek olarak verilebilir. Alıcılarla oynandıktan sonra bağımlı hale geliriz. Bunun sonucunda ise çok yoksun hissederiz. Örneğin çikolata bağımlılılarında duygu durum değişikliği çok sık görülür. Tüketim halinde çok mutluyken tükettikten sonra bir anda mutsuz hissedilebilir. Mahrum hissettiğimiz her şey bize zarar veriyor. Birçok insan bağımlı” diye konuştu.

Bağımlılığı tetikleyen en önemli faktörün 'duygusal açlık' olduğunu belirten Alan şunları söyledi: 
''Hiç yiyememe düşüncesi buna neden oluyor. Bir şeyi bir daha yemeyecek olma korkusu yeme bağımlılığını tetikliyor. Tıpkı ikili ilişkilerde olduğu gibi. Bir şeyden mahrum kalma hissi bizi ona daha da bağımlı hale getiriyor. Çözüm öncelikle farkında olmak. Bir şeyi fark etmek, yolu başlatan adım. Su tüketimi, bir diyetisyen desteği ya da hayatımızı düzene oturtmak öncelikli adımlar olabilir. Özellikle su desteği ruhsal ve bedensel sağlığımız için çok önemli.''

'YEMEK DIŞINDA BAŞKA ODAK NOKTALARIMIZ DA OLMALI'

Yeme bağımlılığı ile duygusal açlığın birbiriyle olan ilişkisine dikkat çeken Tuğba Baldede Alan, ''Bedensel sağlığımızın yanı sıra mental sağlığımız da çok önemli. Hayatımızda yemek dışında başka odak noktalarımız da olmalı. Başka bir odak noktamız yoksa bu bizi daha bağımlı hale getirir. Kişisel ilişkilerimizde de yediğimiz yiyecekler konusunda da 'onsuz yoksun kalırım' hissi ortadan kalkmalı. Mecburiyet hissi olmamalı. Seviyorum, keyif alıyorum ama ona mecbur değilim düşüncesiyle hareket edilirse, bağımlılıktan kurtuluruz. 'Hayatımda bir süre olmayabilir ama ona mecbur değilim' diye düşünmek fiziksel ve mental sağlığımız için çok önemli. İlişkide de yemekte de tek odak noktasına bağlı kalmak bize zarar verir'' dedi.