Vekalet Savaşı veya Temsili Savaş…
Bu savaş türünde devletler birbirine saldırmazlar. Ancak uzaktan savaş halindedirler. Karşıt güçlerin, birbirine saldırmak yerine, üçüncü tarafın vasıtasıyla Mücadele ettiği bir savaş türüdür.
Bu savaşa gösterebilecek en iyi örnek soğuk savaştır. ABD ve Rusya, birçok ülkede vekalet savaşları yürütmektedir. 2013 den itibaren Önce Libya, sonra Katar ve nihayet son dönemde Venezuela’da uyguladığı bu yöntemde kullanıma elverişli ülkeler ile hedef ülke baskı altına alınıyor. Eğer iş başındaki hükümet direnirse bu sefer muhaliflerden alternatif hükumet kurdurulup tanınıyor.
Daha sonra silahlandırılan bu muhalefet, ABD ve işbirlikçi ülkenin silahlı desteğiyle iç savaş aşamasına getirilmek isteniyor. Bu yöntemin ilk denendiği yer Libya olmuştur. Arap Baharı ardından devrilen Kaddafi yerine Libya Milli Meclisi kuruldu. Libya-Çad savaşında esir düşen ve ABD’nin yıllar önce sığınma hakkı tanıdığı CIA’nın hizmetine aldığı Hafter, Libya’ya döndürüldü ve görev verildi. Hafter 2012’de muhtıra yayınlayarak meclisi fesh ettiğini ilan etti. Aynı dönemde General Sisi de Mısır tarihinde ilk defa seçimle gelmiş olan Mursi’yi ABD ve İsrail destekli operasyonla devirdi. Batı destekli Hafter , Tobruk’ta Temsilciler Meclisi Trablus’ta ise Milli Genel Kongre Şeklinde iki meclis ortaya çıkardı.
Hafter, Tobruk Meclisi tarafından rütbesi orgeneral rütbesine çıkarıldı. Terfi ettirilip kendisine başkomutan unvanı verildi. Ülke ikiye bölündü. ABD, BAE ve Mısır, meşru hükumete karşı Hafter’e açık destek verdi. Birleşmiş Milletler’in girişimiyle çatışmalara son vermek üzere UMH kuruldu. Başkanlık konseyi oluştu. Libya’nın BM’de tek temsilcisi olarak atandı. Ancak Tobruk’taki temsilciler meclisi itiraz edince süreç tıkandı. Hafter, Libya’nın can damarı olan Petrol Hilali Bölgesine saldırarak üretimi sekteye uğrattı. Türkiye, tarihsel bağları ve kendi çıkarlarını gözeterek BM tarafından da tanınan resmi Sarrac Hükumeti ile Mavi Vatan dediğimiz anlaşmayı imzaladı. Hafter, bu anlaşmaya çok sert tepki gösterdi. Aynı zamanda, Yunanistan ve Fransa da buna çok sert tepki gösterdi. Bu arada Rusya Wagner Güçleri ve ABD, bölgedeki unsurlarla vekalet savaşı yaparak Hafter’e destek veriyor.
Özellikle Rusya adına savaşan eski paralı askerlerden oluşan Wagnerlerin, helikopter ve uçaklarının dahi olduğu söyleniyor. Türkiye, Sarrac Hükumetine İHA ve SİHA’ları ‘eğit donat’ çerçevesinde eğitmenler, istihbarat ve Suriye’deki Özgür Suriye Ordusu’ndan gelen silahlı güçlerle destek veriyor. Türkiye’nin yaptığı anlaşma ve Mavi Vatan hamlesi, Ege’de Girit’ten Kıbrıs’a hakimiyet kurmak isteyen Yunanistan ve Fransa’ya karşı hançer gibi bir hamle olmuştur.
Bu arada Sisi, ordusunu alarm durumuna geçirmiş, Libya’ya müdahale edeceğini söylemiştir. Sisi’nin böyle davranmasının baş sebebi, ülkedeki ekonomik krizdir. Çünkü iktidara geldiği günden beri, eski bir general olan Sisi, ABD ve Fransa’dan silah almaktadır. Bütçesinin önemli bir kısmı buraya gitmektedir. Sisi, Libya’dan toprak ve petrol elde etme niyetindedir. Fransa’da Macron Hükumeti ise henüz Sarı Yelekliler krizini atlatamamıştır. Ayrıca İngiltere’nin AB’den ayrılması ile güçlü ekonomiye sahip olan Almanya lider konuma gelmiştir. Bu Fransa’yı rahatsız ediyor. Öyle ki birkaç gün önce, Ege’de savaşın eşiğine gelen Yunanistan ile Türkiye’yi Merkel’in telefon diplomasisi engellemiştir. Fransa, Türkiye’nin bölgede daha etkin bir güç olmaması için, Libya’da Hafter’e , Suriye’de Esad’a destek veriyor. Kafkaslarda ise Azerbaycan ve Türkiye’ye karşı ise Ermenistan’a destek veriyor.
Bu arada daha önce Fransa ile yan yana olan İtalya, Türkiye ile diyalog kurmaya başlamış. Önceki akşam İtalya Başbakanı, Erdoğan ile telefonda görüşmüştür. Aynı akşam, Libya Başbakanı Sarrac da Ankara’ya gelerek Ardoğan ile görüşmüştür. Türkiye 5 cephede zorunlu diplomasi yürüterek başarılı oluyor. Yani askeri gücünü göstererek.
Fakat bu sürdürülebilir değil, bedeli ve maliyeti ağırdır. O yüzden masa diplomasisini kullanarak elde ettiği başarıyı korumalı ve gücünü göstermeye devam etmelidir. Bunun için, iş siyasi çekişmeleri kan davasına dönüşmeden, farklı siyasi görüşlere de saygı göstererek ve mecliste milli konuları gerekirse kapalı oturumda tartışarak ilgili bakanların gerektiğinde, en azından ana muhalefeti bilgilendirmesi sağlanarak bu zorlu mücadelede topyekun başarılı oluruz.
TANRI TÜRKE YAR OLSUN